Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) yetkilileri OHAL kapsamında 690 sayılı KHK ile evlilik programlarının yasaklanmadığını, yaptırımların ağırlaştırıldığını açıklamış...

Evlilik programları kalktı diye bazıları çiftetelli oynarken bazıları da üzüntüden hastanelere düşmüştü.

Durum böyleyse bize düşen tek kelimeyle;

Ne güne kaldık yarabbi...

Beyler bu soysuzlar başörtülü kızlarımızı okullara almazken onların eğitim hakkını ellerinden alırken tek bir düşünceleri vardı kadını yetersiz ve etkisizleştirmek.

Çünkü herkes bilir ki; Kadını bozarsanız, anneyi; anneyi bozarsanız aileyi, aileyi bozarsanız toplumu çökertirsiniz!

O günler kadınımızı okullara almayarak geleceğin analarını etkisizleştirmek isteyenler bugünde bu programlarla  ve abuk sabuk dizilerle bunları yapıyor çirkinliği ve yanlışlığı toplumu toplum yapan değerleri yok saymayı normalleştiriyorlar.

Sorarım size o gün mü kötü, yoksa bugün mü kötü? ben tercih yapmayacağım sadece şer aynı metot farklı demekle yetineceğim.

Evlilik programları kaldırılmayacakmış yaptırımlar ağırlaştırılacakmış.

Ne yapacaksınız?

Bu programı yapanı yaptıranı yanlış yaptı diye hapise mi atacaksın?

Yok ağır para cezası, ve kapatma cezası.

Yapmayın Allah aşkına,

Bir toplumu bozmak için yola çıkanlara para cezası öylemi?

Beyler toplum çürüyor biz hala sivrisinek öldürmekle meşgulüz

Ahlaksız pazarlıklar, seviyesiz diyaloglar, düzmece senaryolar.

Evlilik, kadın, sevgi, saygı, anne, aile kavramı ayaklar altına alınmış!

Evlilik kurumu, reyting uğruna kurban ediliyor. 

Bu programlar yıllardır ekranda, bundan sonrada ekranda olmaya devam edecek öylemi?

Bu programları Amerika yada İsrail yapmıyor bunları iktidar partisini desteklediğini söyleyen ve devletin tüm imkanlarından yararlana kanallar yapıyor.

Aynı anda bir erkeğe üç kadının talip olması birbirinin saçını başını yolması tesettürlü olduğunu zannettiğimiz kızların buradaki oyuna ayak uydurması yada alet olması

sonucunda her gün bir erkekle dolaşması.

Bunları bir şey oluyormuş gibi ekranlardan takip eden gençlerimiz, anneler, babalar, dedeler, büyükanneler,  bu olaylara normalmiş gibi bakmaları bu programla yatıp bu programla kalkmasına ne yapmalı acaba?

Bu programlar yıllardır ve bugün hala neden yayındalar?

Çok mu tutuluyorlar?

Tutuluyorsa zararlarını hiç mi düşünmedik?

Vatandaşın cebindeki sigarayı sağlık açısından zararlı diye alan sayın cumhurbaşkanımız bunlara neden bunca yıl katlandı acaba?

Yoksa bunların zararına inanmıyor mu?

Kanallarda haftada yaklaşık yüz saat evlilik programı yayını varmış.

Bu, ayda 400 saat demektir! 

30 günlük bir ay zaten 720 saat! 

Bunca insan şikâyetçi olduklarını söylerken acaba gizli gizli bu programlarımı izliyor da bizim haberimiz yok.

Allah aşkına biri çıksın söylesin, biz bu kadar mı bozulduk? değerlerimizden bu kadar mı uzaklaştık?

Ne oldu bize?

Kim bizi bu kadar bozdu?

Diyelim ki bozulduk…

Diyelim ki halk bunu istiyor; “biz buyuz”

Biz bu kadar beyinsizsek Ülkemizde işler nasıl işliyor?

Ülkemiz kalkınıyor diyorlar, kişi başına düşen milli gelir şuradan buraya geldi diyorlar, yoksa bunlarda mı uydurma? bunlarda mı oyun?

Bu ülkede düşünenler, okuyanlar, üretenler, bizi eğitenler kim?

Darbe girişiminde darbecilere dur diyen şehit olanlar, demokrasi nöbeti tutanlar kim?

Yoksa bu insanların içerisinde hala satın alınamayan ve uyuşturulamayan beyinler varda bizim haberimiz mi yok.

Ne olur zararın neresinden dönersek kardır, yaptırımların ağırlaştırılması falan yetmez, fazla uzatmayın bitirin bu işi...

Daha önce yazdığım 'Kutlu doğum haftası ve FETÖ' başlıklı Yazımıza akıl tutulması diyen ve bizi terör örgütünün yapamadığını yapmakla suçlayan Diyanet İşleri Başkanımızın yazdıklarımızı görmesi ve bizim dediğimiz yere gelmesi çok sevindirici bir durum.

Onun için buradan, Diyanet İşleri Başkanımız sayın Görmez'e teşekkür ediyorum.

Yine buradan, sayın başkanımızın önce şahsıma, sonrada benim gibi düşünen okurlarıma yaptığı suçlamadan ve hakaretten dolayı bir özür borcunun olduğunu da hatırlatmak isterim...