Karaduman, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, TBMM'de deprem araştırma önergelerinin AK Parti ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildiğini belirtti. Karaduman, "Depremi konuşmayacaksak, insanlarımızın yaşadığı problemleri ortadan kaldırmanın yollarını masaya yatırmayacaksak, depreme hazırlık yapmayacaksak biz ne yapacağız. Şu anda hali hazırda görevli milletvekilleri, maaşlarını arttırmayı, makam arabalarına çakar takılmasını konuşmak için mi milletvekili oldular? İktidar milletvekilleri millete hizmet etmek için mi, yoksa muhalefeti çalıştırmamak için mi Meclis'te." değerlendirmesinde bulundu.

Elazığ'daki depremin İstanbul'da olması durumunda bir felaketle karşı karşıya kalınacağını ifade eden Karaduman, İstanbul ya da başka illerde bir deprem hazırlığı yapılmadığını gördüklerini savundu.

Konya'dan daha küçük bir yüzölçümüne sahip Hollanda'da nüfusun belli bir yerde toplanmadığına, ülkenin her tarafına yayıldığına dikkati çeken Karaduman, "Yani küçük yüzölçümüne ve kalabalık nüfusa rağmen insanların istiflendiği bir Hollanda yoktur." diye konuştu.

Karaduman, deprem tehlikesi gözardı edilerek Anadolu'da insanların "istiflendiği" bir şehircilik anlayışı olduğunu iddia etti.

- "Devlet kurumlarına güven bitti"

"Vatandaşlarımızın devlet kurumlarına olan güveni deniz seviyesine inmiş vaziyettedir." diyen Karaduman, insanlar devletin kurumlarına değil, bir televizyon programına daha fazla yardım yapıyorsa bu durumun devlet kurumlarına olan güvenin bittiğinin göstergesi olduğunu öne sürdü.

İktidarın, neler yaptığını açıklamak mecburiyetinde olduğunu savunan Karaduman, "Meclis'te grubu bulunan ve bulunmayan bütün milletvekilleri özel bir oturumla mutlak surette bir araya gelmeli, önümüzde bizi bekleyen deprem tehditlerine karşı önemli bir çalışma grubunu oluşturmalıdır. Unutulmamalıdır ki şehirler rant odaklı değil, insan odaklı dizayn edilmelidir. Unutulmamalıdır ki deprem deği, rant odaklı politikalar öldürür." dedi.

- "Kızılay vergi aklama kurumu değildir"

Karaduman, bir gazetecinin, "Başkent Doğalgaz A.Ş'nin, Kızılay Genel Müdürlüğü üzerinden Ensar Vakfına yaptığı bağışı nasıl değerlendirdiğini" sorması üzerine, devlet kurumlarına olan güvenin bitmesinden Kızılayın da nasibini aldığını ifade ederek şunları kaydetti:

"Başkent Gaz'ın bir sivil toplum kuruluşuna para göndermesi ve bunu, Kızılayı bir kurye olarak görevlendirmek suretiyle yerine getirmesi, bununla beraber vergiden kaçınma ya da vergi kaçırma noktasında bir çalışmaya Kızılayın kuryelik yapması kabul edilebilir bir şey değildir. Kızılay, vergi aklama kurumu değildir."