Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Gümüş:
"Türkiye'de yılda erkeklerde 97 bin, kadınlarda ise 62 bin kanser vakası olmak üzere toplam 160 bin kanser vakası görülüyor"
ANKARA (AA) - Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüş, Türkiye'de yılda erkeklerde 97 bin, kadınlarda ise 62 bin kanser vakası görüldüğünü, ancak kanser vakalarında tütün ve tütün ürünlerinin kullanımının azaltılmasına yönelik yürütülen çalışmalar birlikte azalma görülmeye başlandığını bildirdi.
Gümüş, 4 Şubat Dünya Kanser Günü dolayısıyla Sağlık Bakanlığında yaptığı basın toplantısında yaptığı konuşmada, kanserin hastalık yükünde önemli bir yer tuttuğunu belirterek, önleme, tanı ve tedavi noktasında ciddi tedbirler alınması gerektiğini söyledi.
Hastalığın son yıllarda da artış gösterdiğini ifade eden Gümüş, Türkiye'de 81 ilde kanser kayıtlarının tutulduğunu bildirdi. Türkiye'de yılda erkeklerde 97 bin, kadınlarda ise 62 bin kanser vakası olduğunu anlatan Gümüş, "Toplam 160 bin kanser vakası görülüyor. Yüz bin kişiden 215 kişi kansere yakalanıyor. Erkeklerde en sık görülen kanserler, akciğer ve prostat; kadınlarda ise meme ve tiroit kanserleridir."
-Tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı ile mücadeleye devam
Gümüş, kanseri önlemeye yönelik yapılan çalışmalarla bu sayının azaltılmasına çalışıldığını dile getirerek, özellikle sigaranın kanser nedenleri arasında ilk sırada yer aldığını vurguladı. Tütün kullanımının, başta akciğer olmak üzere mesane, böbrek, pankreas kanserlerinde etkili olduğunun altını çizen Gümüş, tütün ve tütün ürünlerinin kullanımının azaltılabilmesi için yürütülen çalışmalarla birlikte kanser vakalarında azalma tespit edildiğini bildirdi.
Kansere yol açan çevresel nedenler arasında yer alan tütün ve tütün ürünleri kullanımı ile alkol kullanımının ilk sırada yer aldığını ifade eden Gümüş, dünyada 15 yaşın üzerinde yaklaşık 1,5 milyar sigara kullanıcısı bulunduğunu, bu sayının Türkiye'de de 15 milyon kişi olduğunu bildirdi.
Gümüş, dünyada yılda yaklaşık 6 milyon kişinin sigara nedeniyle hayatını kaybettiğine işaret ederek, "Ölümlerin yüzde 23'ü kanserdir. Bunda da en büyük etken sigaradır" dedi.
Türkiye'de 2004 yılından bu yana tütünle mücadele programını uyguladığını anımsatan Gümüş, şunları kaydetti:
"Sağlık Bakanlığı bu mücadelede aktif rol almış, önemli tedbirler almıştır. 1993 yılında yüzde 33 oranında tütün kullanan vatandaşımız varken, bugün bu oran yüzde 27'lere gelmiştir. Yüzde 6'lık bir azalma var. Bu, hastalıkların azalmasına neden oluyor. Özellikle akciğer hastalıklarında yüzde 25'lik azalma görülüyor. Bu, son yıllarda tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı ve maruziyetin azalmasına bağlı olarak alınan bir sonuçtur. Tümörlere yönelik azalmalar da uzun vadede görülecektir."
Gümüş, kanser gelişmesinde önemli bir etken olan obeziteyle mücadeleye de ağırlık verileceğini dile getirerek, obezitenin özelikle prostat, kolon, meme, böbrek ve rahim ağzı kanserlerinde etkili olduğunu bildirdi.
Verilere göre, Türkiye'de erkeklerin yüzde 20'sinin, kadınların da yüzde 40'nın obez olduğunu vurgulayan Gümüş, " Ortalama, vatandaşlarımızın üçte biri obezdir, fazla kiloludur" diye konuştu.
Kanserden korunma doğru beslenme ve fiziksel aktivitenin artırılmasına yönelik de farkındalık artırıcı çalışmaların devam edeceğini belirten Gümüş, bu konuda öncelikli hedefin, hastalıklardan korunma ve önleme; ardından dünya standartları ile eş tedavi yöntemlerinin kullanılabilmesi olduğunu kaydetti.
Kanserde erken tanının da hastalıktan korunmada önemli bir faktör olduğunu vurgulayan Gümüş, şöyle devam etti:
"Erken teşhisle yaşam oranları arasında ciddi bir ilişki vardır. KETEM denilen erken teşhis ve tarama merkezlerimizin sayısını da daha da artıracağız. Hastanelerimizde buraları daha güçlendireceğiz. Toplam 127 olan KETEM birimleri, 2015 yılında 56 ilave ile artırılacak. KETEM'lerde laboratuvar ve radyolojik tetkikleri yapılacak.
Türkiye'deki tüm bölgelerde bulunan kanser teşhis ve tedavi merkezlerimizi de daha da güçlendiriyoruz. Böylece, bu yıl içinde yeni açılacak merkezler sonrasında Türkiye'de kendi bölgesinde artık kanser tedavisi olmayan bölge kalmayacak."
Geç ödenmede olan hastaların bakım ve tedavilerinin de palyatif bakım imkanı ile sağlandığını hatırlatan Gümüş, "Vatandaşlarımıza kendi evlerinde bu hizmeti vermeyi hedefliyoruz. Bu bakımdan 444 38 33 numarasını arayarak bu hizmetten yararlanabilecekler" diye konuştu.
-Türkiye Sağlık Enstitüsü
Gümüş, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı kurulduğunu, bina bağlı olarak da Türkiye Kanser Enstitüsü'nün hayata geçirileceğini anımsatarak, "Enstitü, İstanbul'da Şubat ayı sonu itibariyle atayacağımız Başkanı ile birlikte hizmete girecektir. Bu, enstitü ülkedeki tüm kanser vakalarını koordine eden, Türkiye'deki kanser merkezleri ile güçlü bir ilişki oluşturan, Ar-Ge faaliyetleri yapacak akademik bir bilimdir" diye konuştu.
Kanser tedavisine yönelik olarak özellikle robotik cerrahiyi yönelik tedavilerin de yapıldığını belirten Gümüş, radyoterapi cihaz sayısının da artırıldığını söyledi.
-"LÖSEV'e de 75 yataklı bir hastane için izin verilmiştir"
Basın toplantısı sonrasında LÖSEV'in yapmış olduğu hastane için ruhsat verilmeyeceğine yönelik iddiaların sorulması üzerine Gümüş, Türkiye'de tüm sağlık merkezlerinin planlamasının, komite tarafından ihtiyaç doğrulusunda yapıldığını ve izinlerin de bu doğrultuda verildiğini söyledi.
Gümüş, herkesin isteği doğrultusunda hastane yapmasının söz konusu olmadığını, bazı kriterler sonrasında ön izinlerin verildiğini anlatarak, şunları kaydetti:
"Ülkenin insan gücü ve hastalıkla ilgili kapasite değerlendirmesini Sağlık Bakanlığı yapmaktadır. LÖSEV'e de 75 yataklı bir hastane için izin verilmiştir. Ancak daha büyük bir hastane yapılmıştır. Sorun, buradan kaynaklanmaktadır.
Sağlık Bakanlığının verdiği izin Ankara'ya yönelik planlamaya göre yapılmıştır. Planlama dışında bir işlem var. Planlama dışında olduğu için Sağlık Bakanlığı, bu noktada kendi planını devreye sokmuştur. Tek merkezden planlamaya herkesin uyması lazım."
Sağlık Bakanlığı olarak ilaç ve tıbbi cihaz temini ile ilgili olarak bir Ar-Ge Merkezi çalışması olup olmadığının sorulması üzerine de Gümüş, "Kurulacak olan Biyoteknoloji Enstitüsü ile Türkiye'de tıbbi cihaz ve sanayinin gelişmesine öncülük edecek akademik bir kurul olacak" dedi.
Gümüş, bu şekilde satın alınan tıbbi cihazların Türkiye'de üretilmesinin sağlanacağını, ilaç için de firmalara alım garantileri verilerek Türkiye'de üretimin yapılmasının hedeflendiğini söyledi.
2015 yılında ilk planda Türkiye'de aşı üretiminin sağlanacağının altını çizen Gümüş, "Aşıların, uluslararası ve yerli firmaların işbirliğiyle Türkiye'deki tesislerde uzun dönem alım garantileri verilerek üretimleri sağlanması hedefleniyor" diye konuştu.
Kaynak: