Prof. Dr. Sait Gönen’i dinlerken

Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sait Gönen dün bir basın toplantısı ile rektörlük seçimlerinde Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü’ne aday olduğunu açıkladı.

Prof. Dr. Sait Gönen, gerçek bir dost, gerçek bir arkadaştır. Tanışmamız çok ama çok uzun yıllara dayanır. Sait Gönen, Mevlana Hazretleri’nin, “Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol” dediği gibi hem olduğu gibi görünmüştür, hem de göründüğü gibi olmuştur. Hiç mi hiç değişmemiştir.

“Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” dendiği gibi biz de bir dostumuzu, bir arkadaşımızı söylemeye çalışıyoruz. Bir düşünür, “Güller, laleler, karanfiller bütün çiçekler solar. Çelik ve demir paslanır, kırılır, ama gerçek dostluk ne solar ne de kırılır” dediği gibi; bizim Sait Hoca ile dostluğumuz ne soldu ve ne de kırıldı.

Prof. Dr. Sait Gönen’in hayatına baktığınız zaman hep başarılarla geçmiş bir ömür görmek mümkündür. Bir düşünür şöyle sesleniyor bizlere:

“Bir şeyi yapabileceğinize kendinizi inandırırsanız, ne kadar güç olursa olsun onu başarırsınız. Fakat dünyada en basit iş yapamayacağınız kuruntusuna kapılırsanız onu yapmanıza imkân kalmaz. Tepecikleriyle karşınıza aşılmaz dağlar gibi dikilir.”

Sevgili dostlar; bir başka düşüncemi sizlerle paylaşmadan da geçemeyeceğim.

15 Şubat 2007 tarihinde Sait Gönen’in servisinde tedavi oluyorum. Bir gün servisi gezerken benim düşünceli halimi görmüş olacak ki, “İhsan ağabey ne düşünüyorsun” diye sordu. Ben de şu cevabı verdim:

Konya Lisesi’nin duayen fizik öğretmeni, daha sonra Eğitim Enstitüsü’nün müdürü olmuş, başarıdan başarıya koşmuş olan Hüseyin Köroğlu hocamızın 85. yaşını kutlayacağız. Ev sahibi benim, şimdi de burada yatıyorum, ne yapacağım onu “kara kara” düşünüyorum, başka hiçbir düşüncem yok!

“Ağabey hiç düşünme, ben o gün gelirim doktorlardan izin alırız, seni o törene götürür tekrar fakülteye getiririz” cevabını verdi. Bakın sevgili dostlarım ne kadar ince düşünüyor Sait Hoca… Kendi servisinde servisin tek sorumlusu olmasına rağmen “doktorlardan izin alır gideriz” demesi beni ziyadesiyle memnun etti. Hem kendi açısından hem de kendim açısından böylesine nazik, böylesine kibar, böylesine meslektaşlarına saygılı bir dostumun olması beni gönendirdi.

Yaş günü törenine hastane kıyafetiyle gidecek değildim eve hemen telefon ettim “şu gömleğimi, şu kravatımı, ayakkabımı getirin ben törene gidiyorum” dedim. Elbiselerim geldi, gelin bekleyen bir damat gibi Sait Hoca’yı beklemeye başladım, sağ olsun zamanında geldi. Doktorlardan izin aldı otomobiline bindirdi ve beni tören yapacağımız yere götürdü. Ev sahibi sıfatıyla kapıda Hüseyin Köroğlu Hocamızı ve öğrencilerini karşıladım. Onun hayatını anlatan uzunca bir konuşma yaptım, daha sonra da her zaman olduğu gibi orada bulunanlara söz verdik. İlk sözü Prof. Dr. Saim Sakaoğlu aldı ve Hüseyin Köroğlu’nun bir kez de onun dilinden dinledim, daha sonra da diğer öğrencileri söz alıp hatıralarını anlattılar.

Konya Sanayi Odası’nın ilk kurucusu ve ilk başkanı Makine Mühendisi Ali Akkaya, Hüseyin Köroğlu’nun çeşitli yönlerini anlattı ve şunu söyledi: Hüseyin Hocamız bizlere çok iyi öğretmiş olacak ki ben İstanbul Teknik Üniversitesi’nde iki yıl hiçbir kitaba bakmadan hocamın öğrettikleriyle tam not aldı” dedi. Toplantı sona erdi, ben yine kapıda bütün konuklarımızı tek tek uğurladıktan sonra Sait Gönen götürdüğü gibi fakülte hastanesine getirdi ve izin aldığı doktora beni teslim etti.

Yalnız bu mu? Konyaspor’da başkan iken birlikte çalıştık. Birlikte deplasmanlara gittik, birlikte güldük, birlikte üzüldük. Bunlar hep tatlı hatıralar işte sevgili dostlarım. Prof. Dr. Sait Gönen konuşurken bir kulağım onun sesinde diğer kulağım gene o çevreden gelin eski hatıraların seslerinde… Bir gözüm Sait Gönen’de diğer gözüm ise hatıralarda.

Sait Hoca; çıktığın bu yol uzun bir maraton, bu maratonu yüz metre gibi koşacağına inanıyorum. Yolun açık olsun, Cenab-ı Allah’tan başarılar dilerim.