Satala Antik Kenti'nde yapılan kazılarda keşfedilen ve Geç Roma Dönemi'ne ait olan bu zırh, Lorica Squamata modelinin bilinen ilk örneği olarak büyük bir öneme sahip. 2021 yılında Erzurum Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvar Müdürlüğü'ne getirilen zırh, Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde röntgen ve tomografi cihazlarıyla detaylı olarak incelendi.

Titiz Çalışmalar ve Restorasyon Süreci

Röntgen sonuçlarına göre neredeyse tamamının sağlam olduğu tespit edilen zırh, üç levhalık bloğun mikro CT görüntülemesi sayesinde tam ölçüleri ve kısmen metalurjik özellikleri belirlenmiştir. Üç yıllık titiz çalışmalar sonucunda, zırhın tüm levhaları yerinde kodlanarak konservasyon ve restorasyon işlemleri tamamlanmıştır. Zırh, manken üzerinde yeniden dikilerek orijinal formuna getirildi ve ayağa kaldırıldı.

Nadiren Günümüze Ulaşan Bir Eser

Roma döneminde lejyoner zırhları, kişiye özel olmamakla birlikte gerektiğinde tamir edilerek tekrar kullanılıyor ve tamir edilemeyecek kadar zarar gördüklerinde eritilip başka malzemelere dönüştürülüyordu. Bu nedenle, bu tür zırhlar günümüze nadiren ulaşabilmektedir. Ancak, Satala Antik Kenti'nde bulunan bu Lorica Squamata model zırh, tarih ve arkeoloji dünyasında büyük bir heyecan yaratmıştır.

Gelecek Nesillere Aktarılan Tarih

Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu önemli tarihi eserin restorasyonunun tamamlanmasıyla birlikte, Roma lejyoner zırhlarının korunması ve gelecek nesillere aktarılması konusunda önemli bir adım atıldığını vurguladı. Bu zırh, tarih meraklıları ve araştırmacılar için büyük bir kaynak oluşturmaktadır.

Satala Antik Kenti'nde bulunan bu eşsiz zırhın restore edilmesi, Türkiye'nin zengin tarihi mirasının korunması ve tanıtılması açısından büyük bir başarıdır. Bu tür çalışmalar, geçmişin derinliklerinden gelen bilgileri gün yüzüne çıkarmakta ve kültürel mirasımızın değerini bir kez daha gözler önüne sermektedir.