yazar-45
Sayın Eski nihayet konuştu…
Hollanda’da bazı bölgeler yaz tailine çıkalı neredeyse üç hafta oldu. Ammsterdam, Kuzey Hollanda’da bugünlerde yaz tatiline başlıyor. Ancak yaz tatiline rağmen siyaset hareketliliğini koruyor. İşte bu hareketliliklerden bir taneside, yakından tanıdığımız, Hıristiyan Demokratlar Partisi'nden milletvekili Nihat Eski’den geldi. Eski Hollanda Türk toplumunun kendisinden ve diğer Türk kökenli milletvekillerinden uzun zamandır bekledikleri bir çıkış yaptı. Siyaset yaptığı, üyesi olduğu partinin müslümanlara karşı tutumunu çok açık bir dille eleştirdi. Hollanda’nın günlük gazetelerinden Trouw gazetesine verdiği bir söyleşide partisinin Hollana’da müslümanalra yapılanlar karşısında beklenileni yapmadığını ve müslümanlar gözünde parti olarak puan kaybettiklerini söyledi. 7 mart mahalli seçimlerine atıfta bulunarak, CDA’nın özellikle büyük şehirlerde göçmenlerin oylarını kaybetmekle karşı karşıya olduğunu belirtti. Sayın Eski’yi tebrik ediyoruz. Uzun zamandır Hollanda Türk toplumu böyle bir çıkışı bekliyordu. Zira müslümanlara yapılanlar, söyelnenler kabul edilir cinsten şeyler değildi.
Hatırlanacağı üzere Türk kökenli milletvekillerinin bazı olaylar karşısında suskunlukları bir çok kez tartışıldı, hatta bazı kişi ve kurumlar milletvekillerini suçlayıcı açıklamalar yapmıştı. Artık konuşun diyorlardı.
Gerçi Hollanda meçlisinde bulunan her Türk kökenli milletevkili mutlaka bir şeyler yapıyor, hatta çok şeyler yapıyordu. Üstlenmiş oldukları görevleri en iyi bir şekilde yerine getirmek için parti içinde mücadele verenler, hatta parti içinde oluşan gruplarda taraf olanlar bile vardı. Yani milletvekilleri mücadlelerini vermekteydiler. Sorun neydi peki? Sorun milletvekillerinin bu mücadelelerinin mensup oldukları gruplara iletilememesiydi. Mücadelelerini belki acikca dile getirememeleriydi. Özel sohbetlerimizden hatırlıyorum, müslümanlara karşı rencide edici açıklamalar yapan bir milletvekilinin mensup olduğu partinin iç mücadelesinde Türk kökenli milletvekilimiz alkışa şayan bir mücadele vermişti. Ancak vermiş olduğu bu mücadeleyi sınırlı insanlar biliyordu. Geniş kitleler ise milletvekillerinin hiç bir şey yapmadıklarını, gelişmeler karşısında pasif kaldıklarını varsayıyordu.
İşte böyle bir haleti ruhiyeye sahipti Hollanda Türk toplumu milletvekillerimiz hakkında. Dolayısiyle CDA milletvekili Nihat Eski’nin geçen hafta Trouw gazetesinde yapmış olduğu açıklamalar Hollanda Türk toplumunu oldukça rahatlatmış görünüyor. Her ne kadar milletin önemli bir bölümü Türkiye’de yaz tatilinde olsa da, Hollanda’da olanlar ve Eylül ayında Hollanda’ya dönecekler sayın Eski’nin yapmış olduğu çıkışı duyacaklar ve değerlendireceklerdir.
Nihat Eski’nin açıklamasına geri dönmek gerekirse. Sayın Eski Partisini, Hollanda’da müslümanları rendice eden açıklamalarda bulunan bazı siyasiler karşısında partisinin tavır almadığını söylüyor. Sayın Eski her ne kadar isim vermesede, bazı siyasilerden hemen anlayacağımız isimler arasında entegrasyon bakanı Rita Verdonk, milletvekili Geert Wilders ve eski milletvekili Ayaan Hirşi Ali gelmektedir.
Gerçekten bu isimler hem göçmenleri ve özelde de müslümanları hedef alan, çoğu zaman aşağılayıcı, rencide edici, toplumu bölen, ikiye ayıran açıklamalarda bulundular. Çoğu zaman sayın bakan Verdonk’un açıklamalarına inanamamıştık. Liberal bir partiye mensup olan bir kişinin bu denli insan haklarını (çünkü müslümanlarda, göçmenlerde insan) ihlal eden açıklama ve uygulamaları karşısında donmuş kalmıştık.
Bakan Verdonk kamuoyunda gösterilen onca tepkiye rağmen, Avrupa Birliği antlaşmalarına rağmen politikasını uygulamaya koyabiliyor ve savunabiliyordu. Ben böyle bilirim ve uygularım, kim itiraz ediyorsa buyursun gelsin diyerek adeta kafa tutuyordu. Göçmenler açısından ülkeyi zor yaşanılabilir bir hale getiriyordu. Ve kimse, özellikle siyasiler ‘DUR’ demiyorlardı.
Uzun zamandır içinde müslümanların da aktif olarak siyaset yaptığı iktidar partisi CDA da Hollanda’daki bu gidişata sayın Nihat Eski’nin dediği gibi sessiz kaldı. Müslümanlara hakaretlerin yapıldığı günlerde, taraf olamadı. Müslümanları rahatlatıcı, onların gönlünü alıcı bir açıklama yapmadı. Oysa onyıllar önce, Lubbers ve Brinkman dönemlerinde müslümanların CDA ile diyalogları baya ciddi boyutlardaydı… CDA bu tutmuyla Hollanda’daki müslümanları hayali suküte uğrattı…
Ve 7 mart seçimlerinde sessiz çoğunluk daha doğrusu siyasi partiler arasında denge olabilen göçmenler oylarını kullanırken tercihlerini işçi partisine yaptılar. Bu tercih ise, özellikle büyük şehirlerde siyasi dengeleri alt üst ediverdi. Önümüzde, yani 22 Kasım’da milletvekili seçimleri var. Ön yoklamalarda Hıristiyan Demokrat Parti ile İşçi Partisi neredeyse baş başa gidiyor. Gerçi önümüzdeki bir kaç ay içinde dengeler nasıl değişir pek belli olmasada, başbaşa giden bu partilerde kanaatime göre göçmenlerin (tercihli) oyları Hollanda siyasetinin kaderini belirleyecek gibi…
O zaman Hollanda siyasi partileri oturup bu denge unsurunu iyi düşünmeliler. Özellikle şu günlerde milletveliki adayları belirlenirken, her iki topluma loyal olabilen, her iki tarafa mensubiyetini inkar etmeyen insanları değerlendirmeliler.