yazar-104
Şehir ve Zaman II
Çağımızın en önemli hastalıklarından biri zamansızlıktır. Yetersiz yaptığımız, yapmamız gerekirken yapmadığımız işler için mazeretimiz zamanın yetmemesidir. Eşimizle, çocuğumuzla yeterince ilgilenemeyiz, çünkü zaman yoktur. Büyüklerimizi ziyaret edemeyiz, işlerimizi vaktinde bitiremeyiz, derslerimize çalışamayız, çünkü zaman yoktur. Toplantılara geç katılırız, hayvanlarla haşır neşir olmayız, bahçelerimizi ekip dikmeyiz, çünkü zaman yoktur. Sanki eskiye oranla günler beş altı kat kısalmıştır ve bu zamanın en can alıcı intikamıdır.
Teknolojik gelişmenin her türlü imkânından “ay! zamandan kazanıyorum” diyerek yararlanmamıza, ev ve işyerimizi bu aletlerle doldurmamıza rağmen zamansızlık hastalığı artarak devam ediyor. Herhangi bir yere haber ulaştırmak için yaya veya binekli olarak günlerce yol kat edildiği devirlerden bugün ev ve cep telefonları, internet vb. kitle iletişim araçlarının kullanıldığı günlere geldik. İçecek ve temizlikte kullanılacak suyun, kuyulardan çekilip, emek emek evlere getirildiği devirlerden, musluğu açınca suya ulaşabildiğimiz günlere geldik. Çamaşır yıkamak için varsa dere kıyısına gidildiği, yoksa yine kuyudan su getirilip saatlerce yıkandığı devirlerden, bir düğmeyi çevirerek, kendimiz otururken, yıkandığı devirlere geldik. Aylar süren harman işinin, bir biçerdöver ile yarım güne düşürüldüğü zamanlara geldik. Motorlu araçlar, elektrikli aletler, doğalgaz, petrol ve benzeri kolaylıkların kullanıldığı zamanlara geldik. Ama eskiden her işe yeten zaman şimdi maalesef hiçbir işe yetmiyor.
Şehirlerimizi atalarımız gibi zarif ve muhteşem yapılarla taçlandıramıyoruz. Kültür mirasımızı büyütmek yerine küçültüyoruz ve yaşantılarımız sıradanlıktan daha aşağılara düşerek çekilmez hale geliyor. Bu arada zaman inanılmayacak derece hızla akıp gidiyor. Balzac “Zaman öldürmek en pahalı harcamadır.” demiştir. Bence de Balzac çok haklıdır. Çünkü zaman öldürmenin bedeli o kadar ağırdır ki; siz onu harcadığınızı sanırsınız. Oysa o sizi büyük bir hızla harcamıştır.
Bunun farkına vardığımızda ise zaman! çoktan geçmiştir.