yazar-3
Şehrim Konya’yı çok seviyorum
1980’li yıllarda başlayan meslek macerası… Konya’nın göbeğinde ve ilçelerinde haber toplama ve fotoğraf çekmekle geçen yaklaşık 26 yıl… Benimle ve çocuklarımla büyüyen ve daha da gelişecek büyük bir şehir: “Şehr-i Konya.” Yaşamaktan keyif aldığım Büyükşehir: “Şehr-i Konya…”
Gazeteciyiz, elimiz de kalem tutuyor ya. İki yıldır bu köşede gördüklerimizi, duyduklarımızı, yaşadıklarımızı, “Şehr-i Konya” adına beklentilerimizi yazıyoruz. Başka ağabeyler ve arkadaşlar da yazıyor. Asla, “bir yazarım” demiyorum. Haddim de değil. Ama gazeteciyim. Başıma tipometreyi vura vura mesleğimi öğreten, nur içinde yatsın, ustam sayın Mehmet Gazel’i rahmet ve şükranla anıyorum. Yazılarım iyi bir vatandaş duyarlılığıyla satırlara dökülen kelimelerin tezahürü.
26 senede ne değişti?
Yazdık, çizdik, ne oldu?
Nereden nereye geldi bu şehir ve yaşam?
Elbette değişti, gelişti. Hatta modern bir Büyükşehir oldu. “Şehr-i Konya” gelişmek zorundaydı. Bu şehir adına çalışanlar ve yaşayanlar, herkes bu şehre yürek verdi, nefes verdi. Anadolu Selçukluları’na başkentlik yapan, ruhunda başta Mevlana olmak üzere birçok ulemayı barındıran ve bir dünya şehri olmaya aday “Şehr-i Konya”dan bahsediyoruz.
Ne demeye mi çalışıyorum?
Bir şeyler eksik gibi… Onu tespit etmeye çalışıyorum.
Bir olay oluyor, hemen Türkiye gündemine oturuyor. Belki binlercesi başka şehirlerde mutad hale gelen olaylardan biri “Şehr-i Konya”da yaşanınca ülkenin gündemi olarak çıkıveriyor karşımıza. Bu yıllardan beri böyle nakarat gibi tekrarlanıp duruyor… “Şehr-i Konya” savunulmuyor. Çünkü güçlü bir lobisi yok. İçeride herkes aslan, dışarıda süt dökmüş kedi misali. Elinde çok hızlı gelişen 75 bin 600 öğrenci kapasiteli bir üniversite var. Selçuk Üniversitesi’nin dinamiklerinden yararlanılamıyor. Müthiş bir spor altyapısı var, kullanılamıyor. Çok zengin tarihi ve kültürel misyonu var, işletilemiyor…
“Şehr-i Konya” ne şehri?
Sanayi şehri mi?
Tarım şehri mi?
Turizm şehri mi?
Çıkış noktaları ortaya konamıyor. Vizyon ve misyon tartışılmıyor… Şehir için önemli olan projeler hayata geçirilemiyor. Havanda su dövülüyor… Konya çıkış arıyor. Ancak, bu çıkışı tartışacak aydın sorumluğunu bulamıyor. Şehir kendine değer verecek aydınları arıyor…
Yaşadığım ve ölünceye kadar yaşayacağım “Şehr-i Konya”yı yazmaya çalışıyorum. Meslekteki saygınlığı ölümsüzleşen ağabey ve meslektaşlarımın yıllarca yaptığı gibi kırmadan dökmeden yönetenleri bilgilendirmeye, yönetilenleri uyarmaya çalışıyorum. “Şehr-i Konya”nın çilelerini sevenleri seviyor, nimetlerinden beslenerek sorumluluklarından kaçanlara kızıyorum. Her koşulda, her şartta “ağabeyleri” alkışlıyor, “ağıbeyleri”ne karşı çıkıyorum. Çünkü “Şehr-i Konya”yı külfetleriyle seviyorum. Yazılarımızın tonlamasına küfredenlerin varlığını bilerek, sevmeye devam edeceğim.