Şeriatın önündeki engel İslami kesim!
Rahat olun, şeriatın önündeki en büyük engel İslami kesimin ta kendisi. Nasıl mı?
Üniversiteler ne işe yarar? Bilimin topluma, insanlığa faydası nedir? Bilim adamının etik kaygıları nelerdir? Bu sorulara verilecek çağdaş cevaplar, resmi ideolojinin olduğu yerlerde ayaklar altına alınır...
Çünkü Türkiye'de resmi ideoloji her yere sirayet etmiştir ve her yeri hegemonyası altında tutmak istemektedir.
Böylece yapılan her hangi bir aktivite, ifade edilen her hangi bir fikir, resmi ideolojinin dışında olduğu vakit, gayri-meşru ilan edilmektedir.
İşte o yüzden "resmi meşruiyet" ile evrensel "ahlaki meşruiyet" arasında sert bir gerilim yaşanıyor Türkiye'de...
Resmi meşruiyet açısından, bilim adamlarının ve üniversitelerin, resmi ideolojiden sapmadan, toplumu resmi ideoloji çerçevesinde şekillendirerek devlete hizmet etmeleri gerekirken; evrensel ahlaki açıdan meşru olan ise, üniversitelerde özgürlüklerin, farklılıkların, eşitliğin, değişimin, tartışmanın, açık fikirliliğin esas alınması...
Üniversitelerde başörtüsünün serbest olması da, ahlaki açıdan meşru olması gerekirken, resmi açıdan meşru görülmüyor.
Fakat Türkiye toplumu küreselleştikçe, dışa açıldıkça, sivilleştikçe; resmi meşruiyet kaynakları, evrensel meşruiyet kaynaklarına karşı cephe kaybediyor.
Resmi olanın dışında başka meşruiyet kaynakları üretiliyor toplumda ve sivil alanda...
Sadece bununla da kalmıyor toplumsal değişim...
Resmi meşruiyet ile ahlaki meşruiyet arasındaki gerilime paralel olarak, resmi laikliğin dışında, sivil bir laiklik de gelişiyor sivil toplumda. Özellikle de muhafazakar kesimde...
Dolayısıyla bu ülkede dine dayalı bir devlet sisteminin, resmi laikçilerin deyimiyle şeriatın önündeki en büyük engel, bizzat sivil bir laiklik anlayışı geliştiren (ve aynı zamanda kendini entelektüel açıdan da geliştiren) İslami kesimdir. Özellikle de resmi laikçilerin üniversiteye girdiklerinde şeriat getireceklerinden korktukları başörtülü kadınlardır.
Hülasa, üniversitelerde başörtüsü serbest olursa, hem şeriat gelmeyecek, hem de üniversiteler resmi değil, evrensel ahlaki açından meşru olacaklar...
Fakat şöyle de bir gerçek var: Bunu gayet iyi bilen resmi laikçiler de artık şeriattan korkmuyorlar galiba, kendilerinin meşruiyet kaynaklarını zorlayan sivil laikliğe karşılar aslında. Ama bunu açıkça böyle ifade etmiyorlar, “şeriat gelecek diye” cephelerini korumak istiyorlar; eşitlenmek istemiyorlar…
İlhan - iyibilgi