Fahri Kubilay
Seydişehir 2. krizi kaldıramaz
Danıştay, Seydişehir Alüminyum Tesisleri’nin özelleştirilmesine ilişkin ihale şartnamesi ve ihale komisyonu kararı ile nihai satışı uygun bulan Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) kararının yürütmesini durdurdu.
Edinilen bilgiye göre, Tes-İş Sendikası’nın, Seydişehir Alüminyum Tesisleri’nin blok satış yoluyla özelleştirilmesine ilişkin ÖYK kararının uygulanması doğrultusunda ihale şartnamesi ve ihale komisyonunun satış kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açtığı davada ilk aşama sonuçlandı. Danıştay 13. Dairesi, ihale şartnamesinin ve ihale komisyonun satış kararının yürütmesini durdurdu.
Perşembe günü akşam mesai saati biterken ajanslara düşen haber Seydişehir’de şaşkınlıkla karşılandı. Ve bir anda hafızasını yoklayan Seydişehirli şimdi “Yine kriz mi olacak?” sorusunu sormaya başladı. Cevaplanması gereken sorulardan bir tanesi şimdi ne olacak. Bilindiği gibi uzun süre Seydişehir de yaşanana özelleştirmenin ekonomik ve psikolojik etkileri hala atlatılabilmiş değil. Seydişehir bir şeye inandı bu fabrika satıldı. CE-KA aldı ve şu anda çalışıyor. Seydişehir zor da olsa yapılan bu özelleştirme sonucuna inanmaya başladı ve kabullendi. Tabiî ki bir gerçek var, eski çalışan işçiler açısından hala özelleştirmenin etkisi atlatılabilmiş değil. Şu an itibariyle 4/c çalışanlarının zor günler yaşadığını bilmeyen yoktu. Haberin ilk duyulmasından sonra sıcağı sıcağına görüştüğüm esnaf, Danıştay’ın vermiş olduğu karardan tedirgin. Özelleştirme sürecinde nasıl özelleşmeye karşı tepki verdiyse aynı o günkü gibi bugün de bu karardan endişe duyuyor. Konuştuğum birçok insanın ortak görüşü; “Özelleştirme öncesi yaşanan sahneler yeniden mi yaşanacak?” şeklinde. Ve bunda da haklılar. Belki işleri eskisi kadar iyi değil, bir takım olumsuzluklar yaşayan esnaf tam önünü görmüş ne yapacağına karar vermiş, bir şekildeyken böyle bir şeyin çıkması olayın eskisinden daha tehlikeli olduğu gösterir.
Seydişehir tarihinin en büyük krizini yaşadı. Bu şuna benzer: Bir insanın kalp krizi geçirmesi gibi. Bir kez kalp krizi geçirip de kurtulan insan, ikinci kez geçirdiği zaman kurtulma şansı nasıl çok düşükse Seydişehir’in de ikinci bir krizi kaldırabilme şansı o kadar azdır.
Uzun bir süre yaşanan sıcak gündemden sonra doğrusunu söylemek gerekirse hiç kimse böyle bir kararı beklemiyordu. Danıştay Aynı kararları başka yerler içinde vermiş ama yaşanan özelleştirme sürecinden geri dönüş olmamış. Mesela TÜPRAŞ bunun örneklerinden sadece bir tanesi. Net şeyler söylemek için erken. Şimdiye kadar konuştuğumuz yetkililer kararın siyasi olduğu hususunda birleşiyor ve değişen bir şey olamayacağını söylüyor.