Fahri Kubilay
Şiddet korku ve endişe Toplumu !
Türk toplumunun en sağlam temel taşı olan, en küçük kurumu aile yapısı son yıllarda görülmemiş ölçülerde sarsılma, yaralanma emareleri gösteriyor?
Boşanmalar resmi kaynaklara göre rekor seviyede arttı? Sorunlu çiftler her geçen dakika çoğalıyor, buna paralel olarak kimsesiz ve sahipsiz çocukların sayısındaki artış toplumun geleceği adına endişe verir hale geliyor?
Fıtrat olarak En güzel şekilde yaratılan insanoğlu aynı zamanda aşağıların aşağısı olma özelliğini hep yanında taşıyor.
Biraz daha konuyu açacak olursak insanı insan ruh ve bedenden meydana gelen Allah'ın yeryüzündeki halifesi, âdem, beşer, canlılar arasında en üstün olanı dünya üzerinde yaşayan en gelişmiş ve kıymeti bir varlık.
Bu özellikleri taşıyan insan eğer gerekli eğitimle gerekli sosyal yapının içinde yetişmezse aynı zamanda cahil, aceleci, zalim, zora dayanamayan, nankör, gözü doymaz, şımarık özelliği de olduğu için en kıymetli varlık olma özelliğinden sıyrılıp aşağıların aşağısı olarak karşımıza çıkıyor.
Bu açıklamalardan sonra konumuza dönersek olaylar ve sonuçlar bizi hep aynı kapıya çıkıyor.
Şiddet korku ve endişe!
Son yıllarda işlenen suçlara birde suçluları inceleyin? Karşımıza suçlu olarak çıkanların çoğunluğu bir şekilde ailesi tarafından toplum tarafından tecrit edilmiş dışlanmış ve insan yerine konmamış fertler.
Sokaklarda kol gezen tehlike sahipsiz insanlar değil mi?
Ne zaman ne yapacağı belli olmayan bu insanlar tarafından işlenen suçları her gün aratarak devam ediyor. Sarmal gibi büyük şehirlerden küçük şehirlere kadar bu olayların tedirginliğini yaşanıyor.
Bu gün uyuşturucu bağımlısı çocuklar sadece büyük şehirlerde mi olduğunu zannediyorsunuz?
Bu gün esrar kullanan insanlar sadece filimler demi olduğunu zannediyorsunuz?
Bu gün kadına şiddet uygulayan insanlar bizim yaşadığımız şehirde yok mu zannediyorsunuz?
Bu gün küçük yaşta kız çocuklarına ve erkek çocuklarına yapılan gayri ahlaki muamele bu şehirde yok mu zannediyorsunuz ?
Bu gün çeteler sadece dizilerde mi zannediyorsunuz? Ve daha sayamadığımız birçok sorun kapımıza dayanmış..
Suç ve suçlu hep sokağa terk edilen insan yerine koymadığımız bireylerde mi yoksa onların bu hale gelmesine büyük katkı sağlayan bizlerde mi?
Sorunlu bireylere hiç kimse sahip çıkmıyor, sorunlu çocuklar dışlanıyor, sorunlu çocuklar suç işlemeye sevk ediliyor, sorunlu çocuklar suç işlemek için zorlanıyor. Toplumda ve insan yetiştirmekle birinci derece sorumlu olan kurum ve kişiler bu olaya çanak tutuyor.
Neden derseniz insana insan olarak yaklaşmıyor. İnsanı kendilerine göre kategoriye koymuşlar. Başarılı olanlar, zeki olanlar değerli, başarısız onlalar sorunlu olanlar ise tukaka öyle değil mi?
Toplumda başarılı insanları yetiştirmeye geleceğimiz adına mecbursak; başarısız bireylerle ilgilenmek geleceğimiz adına yapmak zorunda görev değil mi?
Bu toplumda suçları kim işliyor. Bizim sorunlu diye bir kenara ittiğimiz insan olarak bakmadığımız insanlar tarafından işlenmiyor mu?
İşlenen bu suçlar geleceğimiz adına bize topluma endişe vermiyor mu? Ne zaman ki toplumu sarsacak bir suç işlendiği zaman irkilip nereye gidiyoruz? Kaçış nereye? Deme ihtiyacı hissediyoruz.
Belki diğer zamanlarda ise bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyeceğiz... Bu gün sana dokunmayan bu yılan gelecekte sevdiklerine dokunacak. Gelecek ne kadar başarılı gençler yetiştirmekten geçsede başarısızlara sahip çıkmadığımız müddetçe bu başarılılar hep tehlikede demektir?