Gözümüzü açıyoruz AK Parti, CHP, MHP, kapatıyoruz Trump, Putin, Suriye. Sağa dönüyoruz PKK, PYD, HDP, sola dönüyoruz dolar, euro, borsa.

            Akıllı telefonlar, arabalar, futbol, ev, iş dünyası, diziler, filmler… hayatımızı öyle bir kuşatmışlar ki, sonuçta bizi düşünmeyen, zombi benzeri varlıklar haline getiriyorlar.

            Bir dünya kurmuşlar bizim için: PKK tehdit, ABD-İsrail vb. düşman, Rusya bugün için müttefik, faizler düşerse ekonomi canlanır, sabah 8 akşam 6 iş, çocuklar dershaneye gider iyi bir üniversite kazanırsa gelecek onlar için parlak……

            Yalan bunların hepsi biliyor musunuz? Matrix benzeri bir hayat bu. Dışarıda, sizin hiç farkında olmadığınız gerçek bir dünya var. Binlerce yıl boyunca yaşandı bu gerçek sistem, gerçek hayat. Belki son 200 yıldır da bizi bu sanal gerçekliğin içine çektiler.

            Bu sanal hayatla biz, ihtiyaçların giderilmesi ve birikimi çok çalışmaya dolayısıyla hırs yapmaya bağladık ve BEREKET kelimesini unuttuk. Hala kullanıyor olsak ta laf olarak kullanıyoruz, aslına manasına inanmıyoruz.

            Çocuklarımızın iyi bir gelecek sahibi olması için özel okullara, dershanelere, diplomalara ve şirketlere inanıyoruz ama HELAL-HARAM kavramlarına inanmıyoruz.

            Başımıza Amerika’nın sardığı ve desteklediği PKK’yı düşman olarak görüyoruz, tehdit olduğuna inanıyoruz ama terörün asıl kaynağının kendi amellerimiz olduğunu, başımıza gelen her sıkıntının kendi amellerimizden kaynaklandığını bilmiyoruz, asıl tehdidin aynaya baktığımız zaman gördüğümüz kişi olduğunun farkında bile değiliz.

            Hastalıklarımızı yediğimize, içtiğimize, sigaraya, strese, şuna buna bağlıyoruz da bayanların açık ve dar gezmesine veya zinaya asla bağlamıyoruz.

            Çünkü başta da dediğim gibi bizi bu yalan rüzgârına, sanal dünyaya soktular, kafamızı kaldırmamıza da izin vermiyorlar. Her akşam seyrettiğiniz bir dizi, hastası olduğunuz bir şarkıcı ve futbol takımı, takip ettiğiniz siyasi tartışmalar… asla sizin gerçek hayatı görmemeniz için kurgulanmış özel tasarımlardır. Kandırılıyorsunuz.

Hastalıklarınızın en büyük sebebi: ”Bir millette fuhuş yaygınlaşır ve açıktan yapılırsa, muhakkak ki o toplumda taun (veba) hastalığı ve geçmiş milletlerde görülmeyen hastalıklar (ağrılar, sancılar) ortaya çıkar.” (İbn Mace, Kitabu’l Fiten: 22) hadisinde Peygamberimizin bildirdiği üzere toplumda fuhşiyatın artmasıdır. Yani bugün sokaklarımıza baktığımızda gördüğümüz manzaradır. Oğlunuzun bir kızla sarmaş dolaş elalemin ortasında poz vermesi, sizin karın ağrınızın sebebidir.

”Bir milletin idarecileri Allah’ın kitabı ile hükmetmedikleri ve Allah’ın indirdiği hükümlerden işlerine geleni seçtikleri zaman; Allah onların azabını kendi içlerinden verir.

Onları aralarındaki fitne, fesat ve anarşiyle cezalandırır.”  (İbn Mace, Kitabu’l Fiten: 22) hadisine göre PKK’nın esas çıkış noktası ABD-İsrail değil, hüküm verme konusunda Allah’ı terk etmemizdir.

            Açın bakın, hadis kitapları ve Kur’an-ı Kerim gerçek dünyanın yolunu yordamını gösteriyor bize. Siz kazancınızı artırmak için daha çok iş yapmanız gerektiğini, karlılığınızı artırmanız gerektiğini düşünürken –ki sizi böyle kandırdılar- Allah’ın Elçisi Hz. Muhammed (s.a.v.) “Ömrünün uzamasını ve rızkının bereketlenmesini isteyen sıla-ı rahim yapsın” (Buhari) diyerek akraba ziyaretini işaret ediyor bu konuda. Çünkü O, paranın gerçek sahibi adına konuşuyor. Rızıklar O’nun elinde değil mi kardeşim? O (c.c.) kazancı akraba ziyaretine bağlamış, sanane!

Televizyonda izlemiyor musunuz adamları? “2 topa araba” demiyorlar mı?

O programda 2 gol karşılığında araba verdiklerine inanıyorsunuz da, her şeyin yaratıcısı olan Allah’ın, kazancı akraba ziyaretine bağlamasına mı inanmıyorsunuz?

            Bir hastalığın tedavisi için resmi-özel doktor doktor dolaşırsınız, olmadık otu çöpü kaynatıp içersiniz çünkü buna inandırıldınız. Ama “Hastalarınızı sadaka ile tedavi edin” (Beyhaki) hadisinden dolayı bir ihtiyaç sahibine vereceğiniz paranın hastalığı gidereceğine asla inanmazsınız hatta ne alakası var diye itiraz bile edersiniz.

            Yol yakınken dönün, cehalet mutluluk değildir. Sizin için kurgulanmış şu hayatın dışına çıkın ve gerçekleri görün. Kurallar farklı işliyor o dünyada, ama gerçek. O, öyle bir dünya ki; o dünyada ateş te yakmaz, bıçak ta kesmez.

            Şartları siz değiştirebilirsiniz. İman ve amelinize bağlı olarak.