yazar-11
Son Dönemeçteyiz
3 Ekim 2005 tarihine bir hafta kala ortam daha da hareketlenmeye başladı. Artık Müzakere Çerçeve Belgesinin nasıl şekillendirileceği konuşuluyor. Türkiye şimdiye kadar öne sürdüğü tezlerini layıkıyla savundu. İş bundan sonra Avrupa Birliğine kaldı. Ancak süreç kolay ilerlemiyor. Çünkü müzakerelerin başlamasına az bir süre kala bunu fırsat bilen kimi ülkeler, bu ortamdan kendilerine bazı kazanımlar sağlamaya çalışıyor. Önümüzdeki hafta yapılacak nihai toplantı öncesi, zorlu müzakereler devam edeceğe benziyor. Şu ana kadar gelen durumda sadece Avusturya imtiyazlı ortaklık seçeneğinin de Müzakere Çerçeve Belgesine eklenmesi konusunda ısrarlı görünüyor. Türkiyenin şimdi önünde bulunan önemli bir konu var: çok dikkatli davranmak.Zira son dakikada bizim hiç ama hiç istemediğimiz bir cümle, ibare veya adına her ne derseniz deyin eğer çerçeve belgesine ilave edilirse o zaman çok farklı bir konuma itilmiş olabiliriz. Müzakerelerde zaten en kritik an son andır. Bu bakımdan Türkiye, Müzakere Çerçeve Belgesinin onaylanmasından önce mutlaka belgeyi incelemelidir. Kırk yıl boyunca bizi bekleten Avrupa, son anda hiç te istemediğimiz bir kararla karşımıza çıkar mı? Orası hiç belli olmaz. Zira şimdiye kadar verilen birçok söz vardı, ancak bu sözlerin çoğu yaşama geçirilemedi.Türkiye, Avrupa Birliği tarafından yerine getirilmesi talep edilen yükümlülüklerini tamamlamıştır. Bunu Avrupa Birliğinin genişlemeden sorumlu üyesi de defalarca kamuoyuna sunmuştur. Ancak 25 ülke içerisinden birkaçı, kendi kamuoyuna mesaj vermek adına bizi kullanmaya çalışmaktadır. Elbette bu ülkeler kendi açılarından olumlu bir netice alamayacaklardır. Türkiye, kararlı tutumu ve stratejik önemi ile önüne konacak her türlü engeli aşacak güçte bir ülkedir. Geçtiğimiz günlerde Almanyada yapılan seçimler, Türkiyeyi iç siyaset malzemesi yapmaya kalkan partilerin hiç te bundan faydalanamadığını çok açık bir şekilde göstermiştir. Avusturyanın Türkiye ile ilgili olumsuz görüşleri, belki kendi kamuoyu açısından önem arz eder. Ancak Avusturyanın bu tutumunu bizim unutmamız da mümkün olmayacaktır. Türkiye içte ve dışta çok dikkatli ve son derece yoğun çaba sarf etmeye devam etmelidir. 3 Ekim öncesinde, tek yürek tek yumruk halinde bütünlüğümüzü korumamız, bizim üzerimizden politika üretmeye çalışanlara verilecek en önemli mesaj olacaktır.