"Şükrü Seymen, hedefin Cumhurbaşkanı olduğunu bize söyledi"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişimi davasının sanıklardan Sagun:- "Şükrü Seymen, timiyle yaptığı brifingde hedefin Cumhurbaşkanı olduğunu bize söyledi. Burada sadece bizim tim vardı, diğerlerini görmedim. Biz bu emri aldıktan sonra helikopter pistine
MUĞLA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davanın sanıklarından özel kuvvetler ekibinden Bahadır Sagun, sanıklardan eski Binbaşı Şükrü Seymen'in timiyle yaptığı brifingde hedefin Cumhurbaşkanı olduğunu kendilerine söylediğini belirterek, "Burada sadece bizim tim vardı, diğerlerini görmedim. Biz bu emri aldıktan sonra helikopter pistine hareket ettik. Şükrü Seymen, Cumhurbaşkanı'nın bize sağ salim alınacağını söyledi." dedi.
Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, duruşmanın dördüncü gününde özel kuvvetler ekibinden Bahadır Sagun'u dinledi.
FETÖ'nün "suikast timi"nde yer alan Bahadır Sagun, 15 Temmuz günü saat 15.30 sıralarında Ergün Şahin'in kendisini arayarak Şükrü Seymen tarafından özel bir görev için seçildiğinin bildirildiğini kaydetti. Saat 18.00'de Şahin'in aracıyla lojmandan çıkarak Atatürk Havalimanı'ndaki askeri porta gittiklerini ifade eden Sagun, Seymen'in burada kendilerine hazırlanmalarını söylediğini aktardı. Buradan helikopterle İzmir'e hareket ettiklerini ve Çiğli'ye indiklerinde MAK personeli tarafından karşılandıklarını kaydeden Sagun, depoda teçhizatlarını kuşandıklarını belirtti.
Hazırlık aşamasında görevle ilgili bir açıklama yapılmadığını öne süren Sagun, deponun olduğu kısımda Gökhan Şahin Sönmezateş tarafından "TSK yönetime el koydu. Sıkıyönetim ilan edildi. Bundan sonra emirleri Genelkurmay Başkanlığından alacağız." denildiğini ancak görevin ne olduğunun söylenmediğini iddia etti.
- "Seymen, hedefin Cumhurbaşkanı olduğunu söyledi"
Sanık Sagun, "Daha sonra Şükrü Seymen, timiyle yaptığı brifingde hedefin Cumhurbaşkanı olduğunu bize söyledi. Burada sadece bizim tim vardı, diğerlerini görmedim. Biz bu emri aldıktan sonra helikopter pistine hareket ettik. Şükrü Seymen, Cumhurbaşkanı'nın bize sağ salim alınacağını söyledi." diye konuştu.
Helikopter başında Sönmezateş'in personele tekrar "TSK'nın yönetime el koyduğunu" açıkladığını kaydeden Sagun, bunlar söylenirken pilotların çevrelerinde olmadığını ancak Sönmezateş'in bu açıklamadan sonra pilotların yanına gittiğini dile getirdi. Daha sonra "Helikoptere bin" komutunun geldiğini, bindikten sonra uzun bir süre bekleyip ardından havalandıklarını ve Marmaris'te boş bir alana indiklerini anlatan Sagun, şu iddialarda bulundu:
"İnerken birkaç kişinin havaya ateş ettiğini gördüm. Şükrü Binbaşı olay üzerine 'Ateş kes' emri verdi. Bizim arkamızda MAK timi vardı. Biz buraya indiğimizde koşarak yanımıza gelen kırmızı tişörtlü bir sivil, Cumhurbaşkanı'nın orada kaldığını söyledi, kendisi bize yön tarif etti. Kırmızı tişörtlü kişi yanımıza koştura koştura gelmeseydi biz o oteli bulamazdık. Tarifle oteli bulduk ve içeri girdik. Ön gruptan gelen ateş sesiyle bir anda kendimi koruma maksatlı siper aldım ancak ateş açmadım. İlk ateş polislerden geldi. Daha sonra bizim öncü grup da ateş etmeye başladı. Bu arada mavi gömlekli başka bir şahıs yanımıza gelerek kendini tanıttı. Koruma müdürü olduğunu söyledi, 'Ateş etmeyin, ben konuşursam, söylersem korumalar çıkar' dedi. Bundan sonra da silah sesi duyulmadı."
Polis memurlarına zarar gelmemesi için çaba gösterdiklerini ileri süren Sagun, bir anda bomba sesinden etkilendiğini, kulağının duymaz hale gelmesi üzerine gruptan ayrılıp arkadaki MAK timine yaklaştığını belirtti. Burada hakaret içerikli bir söz duymadığını ifade eden Sagun, ardından roket atılacağı blöfü ile otel bölgesinden yoğun bir çıkış olduğunu söyledi.
Kendisinin de gelen şahıslardan 3 kişinin aramasını yapıp silahlardan arındırılmasını sağladığını kaydeden Sagun, üst aramasını yaptığı kişilerin malzemelerini ortaya bırakılan çantanın içerisine attığını, kimsenin eşyasını almadığını, gasbetmediğini ileri sürdü.
Yanlarına gelen 2 polisin burnunun kanadığını gördüğünü, üstünü aradığı polislerden birine kelepçe taktığını söyleyen Sagun, "MAK personelinin gruptaki diğer kişilere kelepçe taktığını görünce ben de diğerlerine kelepçe taktım. 3 polisin aramasını yaptıktan sonra ayağa kaldırdığımda personelin pantolonunun düştüğünü görünce onların isteği üzerine pantolonlarını düzelttim. Şükrü Binbaşı'nın komutuyla daha sonra o bölgeden çıktık." dedi.
Helikopter uzaklaştığında polislerin kendilerini görüp ilk teması başlattıklarını, kendilerinin de çatışmaya girmemek ve can kaybı olmaması için bir otele sığındıklarını ileri süren Sagun, otele sığındıktan sonra dışarıya ateş açmadıklarını iddia etti. Otelde kendilerine su verenler olduğunu belirten Sagun, daha sonra dışarı çıkıp metruk bir eve sığındıklarını ancak burada da yoğun bir ateş başladığını anlattı.
- "Cumhurbaşkanı'na suikast emri verilmedi"
Helikopterlere gittikleri sırada kendilerine de ateş gelince helikopterlerin çekilmek zorunda kaldığını öne süren Sagun, ifadesine şöyle devam etti:
"Yoğun ateş nedeniyle biz de baskı atışı yaparak, hedef gözetmeksizin bölgeden uzaklaştık. Sahil boyunca koşarak oteller bölgesinden yukarı çıkmaya başladık. Bu arada öndeki grubun önüne 2 kişi çıktı. Onlara araziye nasıl gidileceği soruldu. Bu kişiler kesinlikle darbedilmedi. Burada bize verilen görev, Cumhurbaşkanı'nı sağ salim almaktı. Bu gerçekleşmeyince eylemi en az zayiatla bitirmek için yoğun çaba gösterildi. Kesinlikle hiç kimsenin üzerine ateş edilmedi."
"Ben arazide İsmail Yüzbaşı'nın 'Aranızda hizmet hareketinden olmayan var mı?' diye bir soru sorduğunu duymadım." diyen Sagun, arazide para toplandığı esnada Zekeriya Kuzu'nun yanındaki cüzdanda bir miktar para olduğunu söylemesi üzerine Şükrü Seymen'in tepki gösterdiğini iddia etti.
Sanık Sagun, "Benim FETÖ ile kesinlikle alakam yok. Örgütün üyesi değilim. Örgüt üyesi suçlamasını da kabul etmiyorum. Bize asla Cumhurbaşkanı'na suikast emri verilmedi. Eğer böyle bir emir verilseydi dahi ben bu görevi kesinlikle kabul etmezdim çünkü bu çok ağır bir emir ve bu emri yerine getirmezdim." şeklinde savunma yaptı.
Duruşmaya diğer sanıkların dinlenmesiyle devam edildi.
Sanık Bahadır Sagun'un eşi Kübra Sagun, 2010 KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin davanın sanıkları arasında yer alıyor.
AA
Kaynak: