Prof. Dr. Ali Akpınar
TEMEL DİN EĞİTİMİ VE BİR HATIRA
Yaz tatilinin gelmesi ve yaz kurslarının açılması, bana yıllar önce tanık olduğumuz bir olayı hatırlattı. Avusturya’da bulunduğumuz yıllarda, ilk kademedeki okullarda din dersleri seçimlikti. Yani isteyen veli çocuğuna, istediği dinin dersini aldırır yahut aldırmazdı. Vatandaşlarımızdan ikisi, çocuğumun zaten dersleri ağır, bir de din dersinin ağırlığı yüklenmesin, nasıl olsa seçimlik ders diyerek dilekçe vermişler ve çocuklarının din ersinden muaf olmasını istemişler. Aradan çok geçmeden okul müdürü bu velileri toplantıya çağırır ve aynen şunları söyler:
Evet, din dersi seçimlik derslerden. İsteyen alır, istemeyen almaz. Ancak ben okulumdaki çocukların din dersi almalarını istiyorum. Zira din dersi almayan çocuklar, din dersi alanlara göre daha çok problemli oluyorlar. Bu nedenle çocuklarınıza ya Hıristiyanlık yahut İslam din derslerini aldırın…
Bizim veliler (!) okul müdürünün bu açıklamalarından dolayı şok olmuşlar ve çocuklarının din dersi almasını kabullenmişler.
Evet, aklın yolu birdir. Din, insan içindir ve insanın daha iyi, daha yararlı, daha duyarlı ve daha mutlu olmasını sağlamak içindir. Dini bilgiden uzak olan, dinî yaptırımlardan ârî olanlar, diğerlerine göre daha problemli oluyorlar.
Öte yandan temel dinî bilgiler, küçük yaşta alınmalıdır. Çünkü kâinatta hiçbir şey boşluk kabul etmez. Şayet siz, çocuğun maneviyat ihtiyacını doğru bilgi ve yönlendirmelerle doldurmazsanız, birileri olur olmaz şeylerle dolduracaktır. Dinî bilgileri almak zorunlu olmasa, hatta kimi zaman yasak olsa da, gayri dinî bilgileri veren odaklar gece gündüz durmadan, hiçbir yasak dinlemeden kendi yalan yanlış bilgilerini şöyle yahut böyle empoze etmeyi, taze beyinleri idlal etmeyi sürdürmektedirler.
O halde çocuklarımızın temel dinî bilgileri alabilmeleri için, yaz tatilini ve yaz kurslarını iyi değerlendirelim. Konuya gereken hassasiyeti gösterelim. Çocuklarımızın cami ile tanışmalarını sağlayalım. Zira çocuğun camiyi cemaati görmesi, camiyi tanıması, cami havasını teneffüs etmesi görsel eğitim açısından son derece önemlidir. Zira çocuklarımızın cemaatin namazını izlemeleri, onlarla birlikte namaz kılmaları, namazın teorik olarak anlatılmasından daha etkili ve daha kalıcıdır.
Cami derslerine gönderirken, onların takipçisi olalım. Onların takipçisi olduğumuzu, hem çocuklarımıza, hem hocalarına ve hem de olur olmaz davranışlarıyla onları camiden soğutmaya çalışan cemaate hissettirelim. Hocalarıyla görüşerek onlara manen ve maddeten yardımcı olalım. Yaz kurslarını almalarının çocuklarımızın kış boyu yorulan zihinlerini dinlendireceğini asla unutmayalım. Bu şekilde sorumluluğumuzu bir ölçüde olsun yerine getirdiğimizi düşünelim. Yavrularımızın cami derslerine severek isteyerek gitmelerini sağlamak için, sevgi temalı sözler, ellerinden tutup camiye götürmek, hediye ve benzeri şeylerle cazip hale getirelim.
Çocuklar camiyi kirletiyor, gürültü yapıyorlar, yaramazlık ediyorlar gibi nedenlerle çocukları camiden soğutanlara da şu gerçekleri bir kez daha hatırlatalım: Peygamberimizin mescidinde çocuklar vardı, hem de ağlayan çocuklar vardı. Bir seferinde Peygamberimiz, namazda çocuk ağlaması işittiği için, annesinin onunla ilgilenmesini sağlamak için namazı kısa tutmuştur… Yine bir defasında Cuma hutbesi irad eden peygamberimiz, cemaatin arasından koşarak gelen küçük torununun düştüğünü görmüş ve hutbesine ara vererek onu kucaklamış öpüp sevmiştir.
Geleceğimizi kendilerine emanet edeceğimiz yavrularımız, mescidlerimizin çiçekleri ve gülleridir. Onları sevip koklayalım, mescidlerden soğutmayalım ve onların görsel yolla temel dinî bilgiler almalarına katkıda bulunalım.