Tümör, Kesi ve Dikiş Olmadan Alındı

Tümör, Kesi ve Dikiş Olmadan Alındı

Tümör, Kesi ve Dikiş Olmadan Alındı...

Uzun süredir geniz bölgesindeki tümör nedeniyle nefes almaktan zorlanan ve koku duyusunu büyük ölçüde kaybeden 15 yaşındaki Sinan Koyuncu, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kulak, Burun, Boğaz Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayhan Öztürk ve ekibi tarafından tamamı endoskopik ileri uygulama tekniği kullanılarak gerçekleştirilen operasyonla sağlığına kavuştu. 10 cm büyüklüğünde, hiçbir kesi yapılmadan gerçekleştirilen operasyonda tümör, burun deliğinden yaklaşık 3 saat süren başarılı operasyonla çıkarıldı.

Tümörün burun tıkanıklığı, kanaması ve gözde itilme gibi şikayetlere yol açan, geniz bölgesinde damarsal yapıdan zengin, iyi huylu olduğunu ifade eden (Juvenil Nazofarenks Anjiyofibrom) Prof. Dr. Kayhan Öztürk, tümörün endoskopik yöntemle tamamen çıkarıldığı için tekrarlama olasılığının olmadığını söyledi.

1 ÜNİTE BİLE KAN VERİLMEDİ

Prof. Dr. Öztürk, “Hastamız Sinan Koyuncu burun tıkanıklığı ve kanaması şikayeti ile bize başvurdu. Hastanın çekilen tomografi ve manyetik rezonans incelemelerinde genzinde anjiyofibroma  (iyi huylu tümör) rastladık. Tümör’ün cerrahi yöntemle alınması gerekiyordu. Hastamızın ameliyatına karar verdik. Endoskopik ileri uygulama tekniği ile geniz bölgesinde yaklaşık 10 cm büyüklüğündeki tümörün tamamı hastamızın burun deliğinden yaklaşık 3 saat süren bir cerrahi işlem ile bir ünite bile kan vermeden başarı ile çıkarıldı. Bu tür tümörlerin tedavisi esnasında birçok kliniğin aynı anda uyum içerisinde çalışması gerekir. Hastamız operasyondan 48 saat önce girişimsel radyolojide Doç. Dr. Osman Temizöz ve ekibi tarafından cerrahi esnasında kanamayı azaltmak için tümör embolizasyonu yapıldı. Doç. Dr. İnci Kara yönetimindeki anestezi ekibinin kanamayı azaltıcı özel anestezi uygulamaları desteği altında ve hastanın dev tümörünün tamamı endoskopik ileri uygulama tekniği ile burun deliğinden yaklaşık 3 saat süren bir cerrahi işlem ile hastaya bir ünite bile kan vermeden başarı ile çıkarıldı. Bu tür tümörlerde tümör büyüklüğü daha uygun ise embolizasyon uygulanmadan da bu cerrahi başarı ile uygulanabilir. Hastamızın durumu şuan gayet iyi. Ameliyatın üzerinden birkaç gün geçmesine rağmen taburcu olacak.” diye konuştu. 

HİÇ KESİ YOK

Endoskopik cerrahinin hızla gelişmesine paralel olarak bu tümörlere dışarıdan hiçbir kesi yapılmadan bu operasyonun gerçekleştiğini anlatan Prof. Dr. Öztürk, “Buluğ çağındaki erkek çocuklarında oldukça sık görülen bu tümör tipi her ne kadar iyi huylu olarak bilinse de göz sinirlerini, şah damarını veya beyin içerisine uzanım gösterebilir. Bu nedenle cerrahi tedavisi gerekmektedir. Bu ameliyatlar endoskopların kullanıma girmesinden önceki dönemlerde yüzde iz, görme kaybı veya deformasyona neden olan oldukça komplike cerrahi yaklaşımlar gerektiriyordu. Hem cerrahi operasyonların süresi uzun, hem de ünitelerce kan verilmesi gerekiyordu.  Artık endoskopların kullanıma girmesi ile burun içerisinde özel kameralar kullanılarak tümörlerin pek çoğuna müdahale edilebilmektedir. Bu cerrahi tekniğin ana avantajı ise hastanın yüzünde hiçbir izin olmaması, burun deliğinden 10-15 cm’lik tümörlerin bile çıkarılabilmesi, hastanede kalış süresinin kısa olmasıdır.” diye konuştu.

DOKTORLARA TEŞEKKÜR   

Ameliyattan kısa bir zaman geçmesine rağmen şikayetlerinden kurtulduğunu anlatan Sinan Koyuncu ise, “ Ameliyattan önce burnum tıkılıydı ve ara ara uzun süreli kanamalarım oluyordu. Bu da gündelik hayatımı oldukça zorlaştırıyordu. Ameliyattan önce çok endişeliydim ama şimdi bir tek dikiş izi bile yok. Rahatlıklı nefes alabiliyorum. Ameliyatı gerçekleşmesinde emeği geçen Prof. Dr Kayhan Öztürk ve ekibine, Doç. Dr. İnci Kara’ya çok teşekkür ediyorum.” dedi.