Seydişehir 112, 2011 yılında 2 bin 33 vakaya müdahale etmiş. 2011 yılı içerisinde yapılan müdahaleler ayrıntılı olarak şu şekilde sıralanmış. 309 trafik kazası, 11 yangın, 16 iş kazası, 4 sağlık tedbiri, 25 yaralamalı vaka, 115 diğer kazalar ve 23 intihar ve 1530 tanesi ise vaka dediğimiz kişilere müdahale edilmiş. Bu rakamları güne bölersek Seydişehir 1 No’lu Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonunun günlük ortalama vaka sayısı 5-6 olarak gerçekleşiyor. 2011 yılı içerisinde hava ambulansı ile toplam 16 vakaya müdahale edilmiş. Bu 16 vaka içinde hastaların; Konya’da bulunan çeşitli hastanelere sevk edildiğini, bunların 12’sinin travma, 2 tanesinin  yeni doğan bebek, 1 tanesinin nörolojik, 1 tanesinin de kardiyovasküler sistem hastası olduğunu öğrendik. Bu imkânı bize Konya’da bulunan “komuta merkezi” sunuyor.

Pekâlâ, biz vatandaşlar, bu büyük imkânı tam manası ile gerekli şekilde mi kullanıyoruz? İşte bunda şüphelerimiz var.  Mesela bu 1530 vakaya “ne için 112 niçin çağrıldı?” bunun ayrıntısını tam olarak bilemiyoruz. Belki içinde ciddi sayılabilecek vakalar vardı ama bunların içinde 112’nin çağrılmasını gerektirmeyecek basit olayların da bulunduğunu adımız gibi biliyoruz.  Olay daha kolay anlaşılsın diye basit bir kaç misal verelim. Geçtiğimiz Pazar günü saat 11:00 civarlarında şehrin göbeğinde bir trafik kazası oluyor. Yaralı uzun süre yerde yatıyor. Olay yerine gelen meraklı vatandaşların sayısı her geçen dakika artıyor.  Her bir vatandaş; “Ambulansın ne zaman geleceğini olaya ne zaman müdahale edileceğini” mırıldanıp duruyor. Tabi ki bu tepkilerinde de yerden göğe kadar haklılar. Olay şehir merkezinde gerçekleşmiştir. Nereden bakarsanız 2-3 dakika içinde ambulansın oraya gelmesi gerekir. Ama beklentiler bir türlü gerçekleşmiyor.  Bu arada acil müdahale ambulansının yerine hasta nakil ambulansı geliyor. “Neden geç kalındığı” hakkındaki merakımızı gidermek için konuyu soruşturuyoruz. Konya komuta merkezi Susuz Köyü’nde bir ishal vakası nedeni ile ambulansı oraya yönlendirmiş.  Bu nedenle 122 ambulansı da o vakaya gittiği için şehir merkezindeki yaralıya müdahale edememiş.

Şimdi burada vatandaş neticeye bakar. “Vakıa” denen bir şeyden anlamaz. Vatandaş,  şehrin göbeğinde hem de ölümle biten bir kazaya geç müdahale edilirse tepki göstermekte sonuna kadar haklı değil mi sizce de?

Diğer taraftan 112 ne yapsın bu durumda? Komuta merkezi tarafından yönlendirilen bir vakıaya gitmemezlik edemez. Gitmezse, Sağlık Bakanlığının genelgesi gereğince 184’ aranıp şikâyet etme hakkı var vatandaşın.

Burada yanlış giden bir şeyler var…  Bana göre birincisi; vatandaşlarımızın duyarsızlıkları ve konuyu sulandırmaları. Bu imkânın bir takım kişilerce istismar edilmesi...

Yukarıda rakamlarını verdiğim1530 rakamının içinde bakın hangi vakalar için 112 aranmış. Tansiyonu düşen 112 çağırmış, ishali olan 112 çağırmış, kafası ağrıyan 112 çağırmış,  karnı ağrıyan, midesi bulanan, ateşi olan, öksürüğü olan, kulağı çınlayan 112 çağırmış. Hakkıdır elbette, böyle bir hizmeti vatandaşa sunarsanız vatandaş da bundan faydalanmak isteyecektir. Adam böyle bir imkan varken neden taksi çağırıp para versin ki? “Alo” der, çeviri 112’yi derdine derman arar. Diğer tarafta daha hayati tehlikesi olan vatandaş ölsün umurunda bile olmaz. Çağırdığı 112 Acil Müdahale ekibi biraz da geç geldi mi, basar fırçayı, hatta daha ileri gider; tehdit eder, şiddet kullanır... Yeter ki kendi başının ağrısı geçsin, yeter ki mide bulantısı son bulsun... Ya yaptıklarından dolayı asıl “mide bulantıları nasıl ve ne zaman son bulacak?”, orası hiç önemli değildir...

O zaman bakanlığın yapacağı bir şey kalıyor. Ereğli ve Akşehir’de olduğu gibi; ikinci, hatta üçüncü 112 müdahale  merkezini açacak.. Açacak ki; yaralı vatandaş dakikalarca şehrin merkezinde uzun süre yatıp kalmayacak. Hem burası, yani ilçemiz, trafik kazalarının en yoğun bir şekilde meydana geldiği Akdeniz’i Orta Anadolu’ya bağlayan yolun üzerinde üstelik...