Yaz mevsiminde kuruyan cildinizi sonbaharda hyalüronik asitle nemlendirin

Yaz mevsiminde kuruyan cildinizi sonbaharda hyalüronik asitle nemlendirin

Yaz mevsiminde güneşin kurutucu etkisiyle neme ihtiyacı artan cildin yeniden canlanması için dışarıdan desteklenmesinin önem taşıdığını, cildin su...

Yaz mevsiminde güneşin kurutucu etkisiyle neme ihtiyacı artan cildin yeniden canlanması için dışarıdan desteklenmesinin önem taşıdığını, cildin su tutucu molekülü olan hyalüronik asit ile dışarıdan desteklenmesinin daha canlı, parlak ve tazelenmiş bir görünüme kavuşmayı kolaylaştıracağını bildiren Dermatoloji Uzmanı Dr. Arzu Gökdemir Yanardağ, " Sonbahar aylarında cildin nemlendirilerek onarılması, kış aylarına hazırlanması açısından da önem taşıyor" dedi.

Güven Çayyolu Cerrahi Tıp Merkezi Dermatoloji Bölümünden Uzm. Dr. Arzu Gökdemir Yanardağ, "gençlik aşısı" olarak da bilinen "hyalüronik asit" uygulaması hakkında bilgi verdi. Cildin ana yapı taşı olan hyalüronik asitin vücuttaki bağ dokusunda ve eklemlerde de yer alan glukozaminoglikan yapıdaki bileşenlerden biri olduğunu belirten Dr. Yanardağ, "Cilde canlılık, parlaklık, nem, ton ve gerginlik veren hücre matriksini oluşturur. Hyalüronik asit, güçlü bir su tutucu olduğu için nemlendirici krem ve serumların da ana etken maddesidir. Ağırlığının 1000 katı kadar su tutabilen bir moleküldür. Yaşlanmanın karmaşık fizyolojisinde en önemli değişim; kolajen, elastin ve hyalüronik asit miktarında azalma ve kalitesinde bozulmadır. Ciltteki hyalüronik asit miktarı 25-30 yaşlarından itibaren azalmaya başlar. Bunun sonucunda; cilt kurur, matlaşır, incelir ve giderek çizgiler oluşmaya başlar. Güneş, stres, sigara, alkol gibi oksidatif strese sebep olan durumlar bu süreci daha da hızlandırmaktadır" bilgisini verdi.

Gençlik aşısının (hyalüronik asit) kimlere uygulanabildiği hakkında da bilgi veren Dr. Arzu Yanardağ, hyalüronik asit uygulamasının 20 yaşından itibaren kadın erkek herkese yapılabileceğini belirterek şöyle dedi: "Cildin kendi yapısal elemanı olması nedeniyle hiçbir yan etkiye neden olmaz. Özellikle dolgu, botoks gibi işlemlerden çekinen ama yüzünde daha canlı, parlak, ton eşitsizlikleri giderilmiş bir görüntü isteyen kişiler için ideal yöntemdir. Yaz mevsimini geride bıraktığımız ve kışa hazırlandığımız bugünlerde cilde ihtiyacı olan nemi yeniden kazandırmak için kesinlikle önerilmektedir. Gençlik aşısı olarak bilinen uygulama çapraz bağ içermeyen hyalüronik asit molekülünün mezoterapi iğneleriyle direkt cilt altına uygulanması işlemidir. Deri yüzeyine uygulanan hyalüronik asit içeren krem ve serumlarla bu fevkalade su tutucu molekül kısmen deri altına geçebilirken, gençlik aşısı yöntemiyle direkt deri altına verilmektedir. İşlem sonrası bol su tüketilmesi önerilir. Tüketilen su cilt altına enjekte edilen hyalüronik asitle hacimlenerek cildi; dolgun, parlak ve daha genç gösterecektir. Ayrıca işlem sonrası alkol ve sigara kullanımının azaltılması, güneş koruyucu krem kullanılması yapılan uygulamanın etkinliğini artırmaktadır."

Uygulamadan etkili sonuçlar almak için 15 gün arayla 2-3 seans şeklinde uygulanmasının tavsiye edildiğini belirten Yanardağ, hyalüronik asitin hangi bölgelere uygulanabileceği hakkında ise şu bilgileri verdi: "Yüz, boyun, dekolte bölgesi ve el üzerine uygulama yapılabilmektedir. Uygulamadan sonra 2-3 gün içinde ciltte parlaklık, canlılık, yüzeysel kırışıklıklarda hafifleme ve ciltte tonüs artışı yani gerginlik fark edilir. Enjeksiyon yerlerinde hafif kızarıklık, morluk, ödem gibi geçici kısa süreli yan etkiler dışında herhangi bir yan etki görülmemektedir. Cildin kendi yapısal elemanı olması nedeniyle alerjik reaksiyona yol açmamaktadır."

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.