Prof. Dr. Ali Akpınar

Prof. Dr. Ali Akpınar

YAZAR-OKUR SORUMLULUĞU

Yazar ve okur olarak sizler ve bizler arasında bir iletişim kuruluyor. Yüz yüze gelmesek bile karşılıklı bir hukuk oluşuyor. Yazar olarak bizim sizden beklediklerimiz, yazılarımızla sizden istediklerimiz.. Okur olarak sizin bizden bekledikleriniz ve yazıp çizmemizi istedikleriniz, karşılıklı olarak bu hukukun temellerini oluşturuyor.Yazar olarak biz, size faydalı olabilmeyi düşünüyoruz. Bilgi ve birikimlerimizi sizinle paylaşmak bize haz, çalışmalarımıza hız veriyor. Çünkü biz biliyoruz ki bilinen şeyler, sevgi gibi, başkalarıyla paylaşıldıkça artar ve kökleşir. Paranın tam tersi yani. Zira para harcandıkça azalır biter, bilgi ise harcandıkça gelişir ve artar. Öte yandan size ulaşan her yazı, bizim için dünyaya getirilmiş bir çocuk gibidir. Onun okunması, değerlendirilmesi anne baba için, çocuğun mürüvvetini görmek gibi bir şey. Bu, o yazının size kolay ulaşmadığını da gösterir, nazlı ve nazenin olduğunu da. Daha açık söylemek gerekirse yazar olarak bizler, ne yazıp söyleyeceğimizi iyi ölçüp biçmek zorundayız. Çünkü yazıp söylediklerimizin dünya ve ahirette hesabını vereceğimizin bilincindeyiz. Kur'ân'da şu mealde bir ayet var: "Ey iman edenler! Kendinizi ve ehlinizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyun.." Ehil, kişinin maiyetinde olan herkesi içine alan bir kavramdır. Bu, kişinin çoluk çocuğu olabilir, âmirin maiyetinde çalıştırdığı kimseler olabilir, öğretmenin öğrencileri olabilir, yazarın okurları olabilir. Buna göre, yazarlığa soyunmakla, adeta kendimizden başkalarının da sorumluluğunu da üstlenmiş olmaktayız. Bu ayetle ilgili olarak Hz. Ömer'in, "Kendimizi ateşten koruyabiliriz belki, ama ehlimizi nasıl koruyalım!" sorusuna Hz. Peygamber şu cevabı vermiştir: "Onları iyilik-güzelliklere yönlendirip kötülüklerden onları alıkoymakla.." İşte yazar olarak iyilikleri güzellikleri size sunabilmek ve kötü ve çirkin şeylere dikkatinizi çekmek; bir de bütün bunları yerli yerince ve en güzel bir biçimde sunabilmek bizim temel görevimiz olmalı. Okur olarak, sizler her şeyden önce okuma zahmetine katlanıyorsunuz ki bu bizim için bir lütuf ve ikramdır. Yazılanları okurken siz, İslam'ın ilk emrinin gereğini yerine getiriyorsunuz. Ya da inanan biri olarak, bunun için okumalısınız. Dikkat ederseniz ilk emir, sadece "Oku" değil; "Yaradan Rabbinin adıyla oku" şeklinde gelmiş. Çünkü Rabbin adıyla olmayan, O'nun izin ve onayından geçmeyen bir okuma Kur'ân'a göre makbul bir okuma değil. Bu yüzden her şeyimiz gibi, okumamız da O'nun adına ve O'nun için olmalı. Tabi ki böyle bir okuma, okuduğumuz doğruların gereğini yerine getirmeyi, yani okur-yaşar olmayı da beraberinde getirir. Öte yandan yanlış yazanları düzeltmek, yazanları doğru ve gerekli olanları yazmaya yönlendirmek, yazılan doğruları başkalarına ulaştırmak da siz okuyucuların sorumluluklarından bazıları. Elbette bu söylediklerimiz yazdığının ve okuduğunun, kısaca ne yaptığının farkında olan bilinçli okur ve yazarlar için. O halde karşılıklı olarak üzerimize düşenleri yapalım ve böylece birbirimize yardımcı olalım. Zaten kardeşlik, doğruyu bulup yaşamada birbirine yardımcı ve destek olmayı gerektirir. Unutmayalım bizler yazdıklarımızdan, sizler okuduklarınızdan sorumluyuz. O halde sizler de bizlere yazın, sorun, sorgulayın, değerlendirin, eleştirin, yönlendirin.. Sonra da bulduğumuz hakikatin gereğini hep birlikte yapalım. Çünkü gerçekler yaşanmak içindir. Yaşanmayan gerçeklerin ise hayat hakkı yoktur. O halde yaşayalım ve yaşatalım onları.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.