Saffet Yurtsever
Yazı yazmak
“Kalem” yaratıldı önce,
Şaşırdı, “Yaz!” denilince.
“Ne yazayım?” dedi kalem;
“Allah bir ve ortağı yok,
O’ndan başka tapılacak
Yok, başka kul olunacak!”
Yazdı kalem söyleneni
Söz verdi ruhlar, aleni…
Kayda geçti ikrarımız
Yazıldı yazgılarımız
Özgür kaldı irademiz
Ve başladı maceramız…
Böyle diyor şair.
Yeryüzündeki kısa macerasında insana bir nimet olarak verilen unutma özelliği, biteviye uyarılması gerekliliğini de kaçınılmaz kılıyor. Bu nedenle kalem tutan ellerin asıl görevi de uyarma/hatırlatma olmalı değil midir?
Bütün peygamberler bu unutmanın peşinden birer uyarıcı/hatırlatıcı/örnek olma misyonuyla ödevlendirilmediler mi?
Bu ödev, onlardan birer mirastır eli kalem tutanlara…
Bir başka şair de “Kul olayım kalem tutan ellere” demiyor mu?
Kalem ile Hakk’ı yazan ellere ne mutlu.
“Ateş söner közü kalır,
Sözler uçar yazı kalır…”
Yazı yazmak bu anlamda ibadet gibidir. Ruh sükûn bulur, gönül hoşnut olur.
Yazı yazmak; okurlarımla duygu paylaşımı, hatırlama ve hatırlatmak, bir çareler arayışı, bir kandil yakışı, bir umut ışığı olur mu ki telaşıdır benim için…
Peygamber Efendimiz(sav) bir hadislerinde buyuruyor;
“Allah(cc) katında insanların en sevimlisi, insanlara en faydalı olanıdır…”
Kalemiyle, “İyilikleri tavsiye etmek ve kötülüklerden sakındırmak” gibi bir endişeyle hizmet verenlere selam olsun.
Yaklaşan Kurban bayramı vesilesiyle Hz. İbrahim(as)’in teslimiyeti, Hz. İsmail(as)’in tevekkülü, Hz.Cebrail(as)’in müjdesi ve Peygamber (sav) Efendimizin “İnsanoğlu Kurban bayramında Allah(cc) için kan akıtmaktan daha değerli ve sevimli bir ibadet yapamaz” hadisini de hatırlayarak hesap gününe hazırlanan Müslümanların bayramlarını tebrik ediyorum. Tüm dünya Müslümanlarına ve insanlığa hayırlara vesile olmasını yürekten niyaz ediyorum.
Yüce Mevlâ(cc)mız, sağlıklı, huzurlu günlerimizi sevenlerimizle ve sevdiklerimizle beraber geçirmeyi nasip etsin. Her istediğimizi gönüllerimizce; ama mutlaka hayırlısından versin inşaallah. Çünkü bizim hayır bildiğimizde şer; şer bildiğimizde hayır olabilir.
Ey Âlemlerin Yüce Rabbi!
Aşkınla tutuşan gönüller hürmetine, zikrinle coşan diller hürmetine, gözlerden akan yaşlar hürmetine, huzurunda eğilen başlar hürmetine; âhir ve âkıbetimizi hayırlı eyle!
Dünya ve ahretimizi ma’mur eyle!
Bizleri sağlık ve âfiyette dâim eyle!
Ahlâkımızı güzel eyle!
Kötülere ve kötülüklere karşı galip eyle!
Dert verip derman aratma; dayanılmaz acılar verme!
Götüremeyeceğimiz yükü yükleme!
Bizleri darda ve zorda koyma; Sen’den başkasına muhtaç eyleme!
Son nefesimizde bizleri imân-ı kâmilden ayırma; Şeytanı imanımıza musallat eyleme!
Bizlere ölüm acısı çektirme, kabir azabı yaşatma Allah’ım!
Mahşer günü yüzlerimizi kara çıkartma; bizleri Naîm Cennetinin vârislerinden eyle Allah’ım!