HDP İzmir milletvekili hem de meclis kürsüsünden "yeni gezi yolda, hazır olun" demiş. Fransa ve sarı yeleklilere öykündüğü açık. Muhtemelen ikisi de aynı kaynaktan besleniyorlar. İhanet, dibine kadar ciğerine, dalağına işlemiş. Yakıp yıkmanın, kırıp dökmenin meclis kürsüsünden reklamını yapıyor. Cana ve mala zarar vermeyi matah bir şeymiş gibi sunuyor, ve siz yakasına yapışıp kimdir bu hazırlık yapanlar diye soramıyorsunuz. Ancak bekleyeceksiniz, hazırlık her ne ise eyleme dönüşecek, kırıp dökecekler, yakıp yıkacaklar, nice canlar yok olup gidecek, ondan sonra önlem süreci başlayacak.

Niye?
Çünkü batı böyle istiyor.

Gezi günlerini bir hatırlayın. Ülkenin en kaymak tabakasının çocukları Taksim'den başlayan vandalizmi tüm Türkiye'ye egemen kılmaya çalıştılar. O kadar ki il il, ilçe ilçe  hassas çalışma yaptılar. Basını ve sosyal medya uzmanlarını sonuna kadar kullandılar. Yazarlar, çizerler, sanatçılar ve sol tandanslı tüm siyasiler bu sürece destek verdiler. Sözde Taksim'de kesilen ağaçlar zikredilmekteyken, özde tüm Türkiye'nin savaş alanına dönüştürülmesi vardı.

Hedef, sandıkta yok edilemeyen iradeyi, kaosla, çatışmayla etkisiz hale getirmek. Sonuç, yıkılan mekanlar, ölen insanlar, yok olan ve heba edilen yarınlar.

Yine aynı türküyü söylemeye hazırlanıyorlarmış. O zaman çadırları yakan, hükümetin bakışını provoke eden, bir yönüyle müstetir bir duruşla gezi'cilere yardım eden, yani ateşin büyüyüp bacayı sarmasını isteyen FETÖ'cü polisler vardı. Hükümet, tüm bunlara rağmen gezi eylemleriyle başa çıkmayı becerebilmiş ve Taksim meydanını dolduran aşırı sol grupların bir kaç gün yakıp yıkmasını millete seyrettirerek gezi'nin gerçek niyetini halkın anlamasını sağlamıştı. Esasen maliyeti yüksek bir müdahale biçimiydi. Fakat başka türlü de masum kitlelerin bu kargaşaya dahil olmasına mani olunamazdı. Şimdi hem hükümet daha güçlü ve bir bütün hem de halk bu tip provokasyonlar konusunda daha tecrübeli.

2013'deki gezi'nin çıkış hedefi, Başbakan Erdoğan'dı. Şimdi yeni bir gezi yaşanırsa bu sefer de Başkan Erdoğan olacak. Yani ne gezi'nin ruhu ne de gezi'ye müdahalede bulunacak irade açısından değişen bir şey yok. 27 Mayıs 2013'de iş makinelerinin parka girip ağaç sökmesini bahane eden sözde çevrecilerin eylem kararı almasıyla, işaret fişeğini HDP İzmir milletvekilinin çaktığı muhtemel yeni gezi'nin eylem kararını alanlar açısından da bir fark olmayacak. Bu eylemler laboratuar ortamında üretilmiş, tabanı olmayan, kitleselleşmesi de mümkün gözükmeyen eylemlerdir. Çünkü bu eylemin organizasyonunda görev alan beyaz önlüklü labaratuaristlerle halkın kesiştiği ortak bir mekan ya da   konu yoktur. Ne hayata bakışları ne de yarın planları örtüşmemektedir.

Peki bu, onlarca da bilinmemektedir.

Tabii ki biliniyor.

Ama sandıkta sonuç alamayacaklarına göre, hem başkanı hem de hükümeti hırpalamanın başkaca bir yolu da gözükmüyor.

Başkanın çokça dediği gibi, Dert başka!