Ak Parti Seydişehir İlçe Teşkilatını belirleme sürecinde yaşananları, Ak Parti’ye gönül verenler başta olmak üzere Seydişehir halkı, yaşanan bayağılığı yakından takip etmek zorunda kaldı.

Dedim ya, yaşanan süreç,  “bayağı bir dönem” başlığıyla tarihe geçecek nitelikte gelişti ve devam etti.

Gerek gazeteciliğimiz ve gerekse camianın içinden olmamız nedeni ile süreci ister istemez yakından takip ettik." Fitne ateşinin yakılıp yaşandığı dönemler hep sancılı dönemlerdir."

“Fitne”  dedik… Neden dediğimizi gelin süreçte yaşananların içeriğine girmeden meseleyi değerlendirmeye çalışalım.

Seydişehir,  60 bin nüfuslu büyük bir ilçe olsa da,  teknolojik imkanlar nedeniyle insanlar birbirleriyle anında iletişim kurarak olup biteni derhal duyabiliyorlar.  Tabi ki süreçte kimin neler yaptığını kimin kimin aleyhinde dosya oluşturup yukarılara taşıdığını, kimin kimleri tehdit ettiğini,  kimin kime kumpaslar kurduğunu, kimin bizzat lojistik destek verdiğini, kimin iletişim araçlarıyla propaganda yaparak bu yolla hiç dâhili olmayan kişileri vurmaya çalıştığını, kimin kimlere yazdırdığı - yazdırmadığı haberleri,  köşe yazıları ile fitne ateşine odun taşıdığını,  kuyruk acısı olan sosyal medya maymunlarının nasıl ganimeti fırsat bilerek nasıl olayları körüklediğini,   oyun kuranları ve oyunu oynayanları;   hepsini herkes biliyor”…

Daha çok şeyler konuşuldu çok şeyler söylendi. Bunların hepsi de bu camiaya yakışmayan şeylerdi.

“İlçe Kongresinin yapılıp sonlanması ile süreç normale insanlar da işine gücüne döner diye umut ediyoruz.

Sürecin başından beri birileri bizi sürecin içine dâhil etmek istedi iseler de biz asla bir tarafın adamı olmadık.

 Bu süreci, taraflar açısından ileriye yönelik bir çalışma olarak değerlendirirsek,   bundan sonrasına katkı olur düşüncesi ile konuşmamanın daha doğru olacağı kanaatindeyim Söyleyeceğim odur ki yerel de siyaset yapmak tabiri caizse “dibe vurdu.”

 Burada kimseyi yargılamak, suçlamak gibi bir niyetim yok. Amma,  bu camianın bir insanı olarak bunları da söylemek yazmak zorundayım. Söylediklerimden ve yazdıklarımdan da yarası olanlar gocunsun.

Zaten bu şehirde oy kullanan vicdanlarında gerekli yargılamayı yaptılar.  Cezasını veya mükâfatını da genel seçimlerde olmasa da, yerel seçimlerde mutlaka verirler.

Ben bu şehirde yaşayan birisi olarak seçimlerde oy veren bir vatandaşım. Şehrin daha iyi yönetilmesi daha barış ortamında bir yaşam sürülmesin ve daha ileri gitmesini istememden daha doğal bir şey olamaz. Kaldı ki ben ilk kurulduğu günden beri bu camianın içinde olan birisiyim ve bundan dolayı da bu konuda oy kullanmam hasebi ile söz söyleme hakkım vardır.

Şimdi ettiğim dua şudur ki;  “içimizdeki beyinsizlerin işledikleri günahlar yüzünden bizleri helak etme Allah'ım!”

Beyler bu  yaşanan süreç  ne  şehre  ne bu partiye   yarar  verir. Şimdi kazandım zannedenler ileride hiç bir şey kazanmadıklarını mutlaka göreceklerdir. Kendinize bir çeki düzen vermezseniz eğer, Seydişehir’e zarar verirsiniz ve yazık edersiniz. İnsanların zamanını çalarsınız,  geleceğini çalarsınız.  Herkesin gördüklerini, duyduklarını siz görmüyor, duymuyorsanız, o zaman bırakın bu işi başka işler yapınız... Birkaç kişinin yaptıklarının ceremesini bütün ilçeye çektirme hakkınız yok… Zaten siz eğer kendinizi değiştirmeme konusunda ısrarcı olursanız, bu yanlışları bırakmazsanız, millet sizi bırakacak haberiniz ola!

Sanırım gelinen noktada her şeyin yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. 2019 seçimlerinin Türkiye için ne kadar önemli olduğunu sizlere hatırlatmak isterim.

“Ülkenin Cumhurbaşkanı ne için mücadele ediyor, sizler nelerle meşgulsünüz?”

Şimdiden kafanıza “dank!” etmezse, millet “dank!” ettirir bilesiniz…