“Erdoğan’ın bir tek balo düzenleyebileceğini, oraya gelen bir kadını dansa kaldırabileceğini hayal edebiliyor musunuz? Bu kadar çağdaşlığa kapalı bir iktidar, ilerici olabilir mi?” Onur Öymen CHP Milletvekili CHPnin, ne parti olarak ne de anlayış olarak şu mübarek günlerde satırlarımda görünmesini istemezdim. Ama bu ülkede yıllardır çözülememiş bir sorun var. Bu sorun, belli dönemlerde belli isimler tarafından, belli kesimlere dayatılarak “yok etme” sebebi olarak kullanıldı, kullanılıyor. Onur Öymen, belki de CHP içerisinde gelmiş geçmiş tüm isimlerden, sözde daha akıllı ve verimli bir adam. Ülkenin elde ettiği en büyük kazanım ve değerlerden birisi diye yutturulur. Ülkenin dış itibarı ile ilgili olarak yıllardır verdiği mücadeleler anlatılır. Hatta o ve birkaç isim olmasa imiş, biz batı yakasında bu kadar tanınıp ciddiye alınmazmışız. AB konusunda alınan yolda, onun 40 yıllık gayretlerinin çok büyük etkisi varmış. Tüm bu özelliklerin sahibi olan adamın çağdaşlık tanımı ise, yukarıdaki alıntıda ayan beyan görünen “balayı düzenlemek” ve “sana ait olmayan bir kadını yanındaki kocasının pis sırıtışları arasında dansa kaldırmak.” Bu tanım sadece Onur Öymen’e mi ait yoksa çağdaşlık denen şey topu topu bu mu, tartışılabilir. Lakin önemli olan konu, bu ülkenin 40 yılında dış siyasete yön vermiş bu açıdan resmi ideoloji ile herhangi bir çatışma yaşamamış birisinin çağdaşlık tanımı ile devletin çağdaşlık tanımının örtüşüp örtüşmediğidir. Biz bu ülkede, balolarda karısının olmamasından dolayı işinden atılan insanları biliyoruz. Yine bu ülkede, birinin karısına öbürünün, elindeki hiyerarşik yetkileri kullanarak göz koymasının ne tür facialara sebep olduğunu da çok gördük. Yine bu ülkede karısına sahip çıkmak için hicret etmek zorunda kalanlar yada direndiği için canından olanları da çok duyduk. Velhasıl tanımı yapılan bu çağdaşlık devletinde kanıksadığı hatta kabul edip kayıt altına aldığı tanım haline gelirse, çağdaşlık açısından değil ama zıddı olan çağ dışılık açısından milleti ilgilendirmekte ve hatta mağdur etmektedir. Çağdışı olmadığını ispat gayretine girenler ise çift kişilikli kendi kendini imha eden insanlar haline gelmektedir.Balo düzenlemek ve balolarda sana ait olmayan kadınları, kocalarının gözü önümde dansa!? kaldırmak eğer adi, sıradan, kişisel bir hastalık olarak tezahür ederse her ne kadar iğrençte olsa bireylerin suçu ve günahı olarak kalır. Ama devlet anlayışı olarak algılanırsa bu bizi ifadesi zor bir sürece sürükler. Onur Öymen’in ve CHP zihniyetinin bunu bir devlet anlayışı olarak görmek istediği hatta turnusol olarak kullanıp renk vermeyenleri de çağdışı ilan edip “sakıncalı vatandaş” yapmak istedikleri anlaşılıyor. Konuyu kasıyor gibi algılanabilirim ama somut bir şey var oda bunlara göre, balayı düzenlemez, herhangi bir kadını, kolundan tutup ortaya çekmezsen çağdışısın. Senin kadınını da birisi asıldığında kabadayılık yapmadan kuzu kuzu oturursan çağ içisin. Bu çağ da, bu çağ dışılık ta sizin olsun. Başınıza çalın. Yiyin birbirinizi ve birbirinize ait olanları. Ama bunu bir devlet politikası haline getirip “vatandaşlık mevzuatı” kılıfına sokmayın. Adam gibi adam kalmak isteyenlerin önüne bu tarz kılçıklar atarak dışlamalar ve ihraçlar yapmayın. Eğer sizin çağdaşlığınızın bizi taşıyacağı medeniyet (!) “Onun karısı bunun kolunda” oyunu ise, o medeniyeti bu milletten uzak tutun. Onlarca yıldır bu oyunu batı kapılarında oynadınız, binlerce genci bu oyunda figüran olarak kullanıp telef ettiniz. İcat ettiğiniz jönler Türklüğü’nü satmayı, dahası inancını pazarlamayı ekmek kapısı haline getirdi. Mayasını bozmaya çalıştığınız bu milletin bari namusunu rahat bırakın. Sizin Ekonomiden, siyasetten ve dahi dünya konjonktüründen anlamadığınız doğru. Bu milletin yıllarca kanını emdiğiniz, kendi karınlarınız şişince de dışarıdan ithal vampirler transfer ettiğinizde doğru. Ama bari “kimin eli kimin neresinde” oyunu ile icat ettiğiniz saçma sapan çağdaşlık tanımınızı devlet yönetmenin olmazsa olmazı olarak yutturmayın. Halk sizi ve sizin yaptıklarınızı çok iyi biliyor. Ara ara iktidar olan anlayışınızın, bu ülkeyi nasıl derin derin yaraladığına hepimiz şahidiz. Köylünün, kaldırdığı hasadı sizden habersiz yiyemediği günlerde de siz balayılar düzenliyor çağdaşlık türküleri söylüyordunuz. Sizden beklenen, çağdışı çağdaşlık tanımları yaparak gülünç hallere düşmek değil. Varsa eleştirilerinizi ortaya koyarak, onlarca yıldır gün yüzü görmemiş bu milletin, Avrupa yada başka unsurlar karşısında duruşunu güçlendirmektir. Ekonomik ve siyasal açıdan yorgun bu millete en akıllınızın öngördüğü çağdaşlık tanımı bu ise, sizin vicdanınızda kendini ele vermektedir. Siz, sofrasındaki ekmeksizlikten dolayı namusunu heder edenler ya da ekonomik sebeplerle tuzağa düşürülüp perişan edilen sözde okullu genç kızlarla değil, balo ve baloya gelmeyenlerle ilgilendikçe, balodakiler bir de baloya gelmesi beklenenler dışında hiç kimseden olur alamazsınız. Aldığınız olur da ne sizi ne de sizi güdenleri ondurur.