Yıldırım, iş adamlarıyla bir araya geldi
Başbakan Yıldırım: (2) - "Bankacıları buradan uyarıyorum. Lütfen reel sektörün sesine kulak verin. Tefeciliği bırakın, gerçek ekonomiye dönün. Yarın bir gün ekonomiye kaynak aktarmaya çalışacaksınız ama geç olacak. Duyduğunuz her haber üzerine 'Aman biraz
AFYONKARAHİSAR (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, "Bankacıları buradan uyarıyorum. Lütfen reel sektörün sesine kulak verin. Tefeciliği bırakın, gerçek ekonomiye dönün. Yarın bir gün ekonomiye kaynak aktarmaya çalışacaksınız ama geç olacak. Duyduğunuz her haber üzerine 'Aman biraz daha teminatları artıralım, biraz daha faizleri arttıralım.' Bu, akıllı insan işi değil. Yok etmeyi değil, yaşatmayı hedef alın. Ya bunu kendiliğinizden yaparsınız ya da size bunu yaptırırız arkadaşlar." dedi.
Yıldırım, Afyonkarahi̇sar Ti̇caret ve Sanayi̇ Odasında iş adamlarına hitaben yaptığı konuşmada, "Demokrasinin merkezi, beşiği diye payelenenler maalesef bu olayda suçüstü yakalanmıştır. Neyse onlar kendilerine yakışanı yaptı. Ama biz gerçek dost kim, kim değil, bunu anladık." ifadesini kullandı.
Türk milletinin çok asil bir millet olduğunu dile getiren Yıldırım, milletin sadece darbecilere darbe vurmadığını, aynı zamanda ekonomi üzerindeki oyunları da bozduğunu dile getirdi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sonrası ekonomik göstergelerdeki dalgalanmanın, Rusya ile uçak krizi sonrası yaşanan dalgalanmadan daha alt seviyede olduğuna işaret eden Yıldırım, "Merkez Bankamız piyasaya para verme ihtiyacı duymadı. Cuma darbe; pazartesi her şey saat gibi işledi. Bankalar çalışıyor, alışverişler devam ediyor. Normal hayat gündüz devam ediyor, akşam çoluk çocuk, büyük küçük herkes meydanda. Demokrasi nöbetleri devam ediyor. Böylesine müthiş, dünyaya karşı birlik, beraberlik görüntüsü verdik. Siyasi parti liderleri, Cumhurbaşkanımız bir araya geldik. Yenikapı'da 5 milyon vatandaş bir araya geldi, birliği gösterdi. Bütün Türkiye'de aynı anda meydanlarda insan toplandı, 10 milyondan fazla. Dünyaya inat, 'Türkiye'de birlik, beraberlik, kardeşlik bozulmaz. Kimse de bunu başaramaz.' mesajı verdik. Bizim beklentimiz ve ümidimiz bu birlik ve beraberlik ruhunun devam etmesidir." şeklinde konuştu.
- "11 yaşındaki torunum geceleri uyku uyuyamıyor"
Zaman zaman bu ruhu zedelemeye çalışan faaliyetlerin olduğuna dikkati çeken Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"'Efendim işte 'Mağdurlar var. Mağdurlar oldu.' Kardeşim, mağdur da 241 şehit ne olacak? Bunların yakınları ne olacak? 2 bin 194 gazi var, bunlar ne olacak? Milletin hayallerini yıkmaya çalışan... 79 milyonun yaşadığı travma ne olacak? Bunlar mağdur değil mi? Benim 11 yaşındaki torunum geceleri uyku uyuyamıyor. O gece bana diyor ki 'Dede, bunlar bizim askerimiz değil mi, niye insanları öldürüyor?' Bunun cevabını bunlar vermek zorunda. Bu işe kalkışanlar bunun cevabını vermek zorunda. 'Mağdur' edebiyatını bir kenara bırakalım. Herkes yaptığının hesabını verecek. Yağma yok, verecek hesabını ki bir daha böyle bir işe kalkışmasın. Şimdi yargı işine bakıyor. Türkiye bir hukuk devleti. Gereğini yapacak, mevcut kanunlar tahtında gerekli hükümler verilecek, cezalılar cezasını çekecek. Bunun için bu 'mağdur' söylemlerinin de bir temeli yoktur. Bu da FETÖ'nün ayrı bir algı operasyonudur. Buraya da lütfen dikkat edelim."
- "Aşırı ihtiyatlı hareket ediyorlar"
Binali Yıldırım, Türk ekonomisinin, 2009'dan bu yana devam eden küresel krizin bütün yıkıcı etkilerine rağmen büyümeye devam ettiğini, dünyada, 27 çeyrek boyunca kesintisiz büyüyen Çin ve Hindistan'ın dışında başka bir ülke olmadığını belirtti.
Büyüme olmadan kalkınma ve istihdamın yanı sıra yeni fabrika ve iş sahalarının da olamayacağına işaret eden Yıldırım, "Benim buradan finans çevrelerine söyleyeceğim bir şey var; Türkiye'de sanayide sıkıntı yok. Tecrübe birikimi haddinden fazla, insan kaynak kapasitesi haddinden fazla. Teknoloji derseniz, her türlü teknolojiye sahibiz. Ama finansman noktasında değerlendirme kuruluşlarının ve bankalarımızın dış partnerlerinden kaynaklı bir tereddüt var. Bu, haksız bir tereddüt. Aşırı ihtiyatlı hareket ediyorlar. Bu da bizim ekonomimize, büyümemize ve gelişmemize zarar veriyor." değerlendirmesinde bulundu.
- "Tefeciliği bırakın, gerçek ekonomiye dönün"
Bankacıları uyararak, reel sektörün sesine kulak vermeleri çağrısında bulunan Yıldırım, şunları söyledi:
"Tefeciliği bırakın, gerçek ekonomiye dönün. Yarın bir gün ekonomiye kaynak aktarmaya çalışacaksınız ama geç olacak. Duyduğunuz her haber üzerine, 'Aman biraz daha teminatları artıralım. Biraz daha faizleri artıralım.' Bu, akıllı insan işi değil. Yok etmeyi değil yaşatmayı hedef alın. Ya bunu kendiliğinizden yaparsınız ya da bunu size yaptırırız. Fırsat ekonomisine asla ve asla müsamaha edemeyiz. Faktoring şirketleriyle sizin aranızda bir fark olması lazım. Siz ekonominin bir parçasısınız. Onun için bankalarımıza buradan bir kez daha çağrı yapıyorum. Lütfen daha uzun vadeli, daha kalıcı projelere destek verin. Dedikodularla hareket etmeyin. Yeniden yapılandırmalarda fırsatçılık yapmayın.
Ekonomilerle ilgili zerre kadar sıkıntımız yok. Bütün göstergelerimiz en güçlü ülkelerinkinden daha iyi. Hangi ülkeyi alırsanız alın, borç oranlarına bakın, milli gelirinin iki katından fazla borcu var. Adamların risk primleri bizimkinden düşük. Cari açığı, bütçe açığı, bütün göstergelerde, Avrupa Birliği'nin meşhur Maastricht Kriterleri diye bir şey kalmadı. Hepsi darmaduman oldu. Bizimki onların hepsinin de üzerinde. Sermaye yeterlilik oranları yüzde 15'in üzerinde. Yüzde 8'in altında birçok ülkede. Ama buna rağmen bakıyorsun faiz oranları, o maliyet, bu maliyet yüzde 15'lere, yüzde 16'lara kadar çıkıyor. Politika faizleriyle iki katı fark izah edilebilir bir şey değil. Bu bir spekülatif kazançtır. Bunun bilinmesi lazım. Sizin kazanmanız ülkenin geleceği için tek başına bir şey ifade etmez. Ülkenin kazanması için siz az kazanacaksınız, sanayiciye, iş adamına, tarıma, hayvancılığa, bütün alanlara kaynak aktaracaksınız."
- "Turşusunu mu kuracak paranın?"
Türkiye'nin ekonomisinin görünümüyle bankaların görünümünün örtüşmediğini söyleyen Başbakan Yıldırım, şunları ifade etti:
"İş aleminin duruşuyla bankalarımızın duruşu uyuşmuyor. Bu da Türkiye'ye yakışmıyor. Bu arkadaşların hepsini toplayacağız, bir kez daha uyaracağız. Bizim de yapacağımız, elimizde araçlarımız var. Ama biz istiyoruz ki ekonomi kendi kurallarıyla çalışsın. Serbest ekonomi, tamam. Arz-talep dengelensin, işler kendi kendine yürüsün. Bu, birinci tercihimiz. Olursa böyle olur. Olmazsa bizim de kendimize göre araçlarımız var, tedbirlerimiz var. Ülkenin genel şartları olumsuza giderse, bankalar çok kazanırsa neye yarar? Ne yapacaklar? Onlar burada yaşamıyor mu? Turşusunu mu kuracak paranın? Onun için her zaman yanınızdayız. Gerçek ekonomiden yanayız. Biz hükümet olarak tarafız; üretimde tarafız, istihdamda tarafız, ihracatta tarafız. Orada da yanımız; alın terini, akıl terini ortaya koyan siz iş adamlarımız, sanayicilerimiz. Yaptığınız her fabrika, açtığınız her iş yeri, yeni iş alanı demek, yeni istihdam demek. Yeni istihdam demek ülkenin, huzuru kardeşliği demektir, terörün azalması demektir."
- "(İstemezük, istemezük.) Olunca da kimseye sıra vermezler"
İstismarın, terörü körüklediğine dikkati çeken Yıldırım, şunları kaydetti:
"Doğu'da, Güneydoğu'da yıllardır neyin istismarı yapılıyor? 'Efendim burası kalkınmıyor. Burada iş yeri yok. Burada şu yok, bu yok.' Terör örgütü sürekli bunun istismarını yapıyor. Ama terör örgütüne rağmen Doğu ve Güneydoğu'ya 14 yılda pozitif ayrımcılık yaptık. 'Nasıl' diye sorabilirsiniz. Gidin Afyon'un hangi yolları varsa Van'ın da daha fazla yolu var. Aynı hastaneler orada var, aynı okullar orada var. Fazlası var, eksiği yok. Neye rağmen var? O şantiyeleri yakıyorlar, makineleri yakıyorlar, işçileri kaçırıyorlar. Alçaklar daha geçen gün Şırnak-Van yolunu yapan müteahhitin makinelerini yaktılar, yol güvenliğini alan 5 askerimizi de şehit ettiler. Ondan sonra da diyorlar ki 'Devlet buraya bakmıyor. Devlet sizin işlerinizi görmüyor.'
Yüksekova Havalimanı. O havalimanı yapılırken şantiyeyi 99 kere bastılar. Makineleri yaktılar, işçileri kaçırdılar. İki sene geciktirdiler. Sonunda açtık, onların siyasi uzantıları en önce atlayıp uçağa geldi. Bizim kaderimiz; köprü yapacağız karşı çıkarlar. En önce karşı çıkanlar geçerler. İzmir'e Konak Tüneli yapıyoruz, yaygara, gürültü patırtı en önce onlar biniyorlar. Tünelden geçiyorlar. 'İstemezük, istemezük.' Olunca da kimseye sıra vermezler. Kullansınlar canım, itirazımız yok."
(Sürecek)
AA
Kaynak: