Yılmaz, AA Editör Masası'na konuk oldu
Milli Eğitim Bakanı Yılmaz: (2) - "(Liseye geçişte yeni sistem) 1 milyon 175 binin üzerinde öğrencimiz var, başvuru 996 bin. Çok büyük bir oran. Aslına bakarsanız biz de bunu bekliyorduk" - "Ne parlamento bundan sonra cumhurbaşkanını seçime götürür ne de
ANKARA (AA) - Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, liselere girişte isteğe bağlı merkezi sınava başvuru sayısının 996 bine ulaştığını açıkladı.
Yılmaz, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
24 Haziran'da yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimleri sonrasında 5 yıl süresince istikrarın sağlanacağına vurgu yapan Yılmaz, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde, cumhurbaşkanının erken seçim kararını tek başına alma yetkisinin bulunmadığına, bu kararı ancak Meclisle alabileceğine dikkati çekti.
Yılmaz, "Çok net söylüyorum, ne parlamento bundan sonra cumhurbaşkanını seçime götürür ne de cumhurbaşkanı parlamentoyu götürür. Bu, Türkiye Cumhuriyeti'nin son erken seçimidir. Bundan sonra kesinlikle göreceksiniz, hep vaktinde seçim yapılacak." değerlendirmesinde bulundu.
Muhalefetin "seçimin çok erkene alındığı", "vaktin çok dar olduğu" eleştirilerinin anımsatılması ve seçimde AK Parti ve MHP'nin cumhur ittifakının karşısında nasıl bir ittifak beklediğinin sorulması üzerine Yılmaz, her şeyden önce gücü milletten alan siyasetçilerin gelişen şartlara göre bu vekaleti yenilemek ve tekrar millete sormak açısından seçime hazır olması gerektiğini vurguladı.
- "Baskın seçim gibi bir tabirin doğru olmadığını düşünüyorum"
Yılmaz, siyasetçi olanların her an seçime hazır olmasının siyasetin bir gereği olduğunu belirterek, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ilk kez "seçime gidelim" açıklaması yaptığında, AK Parti henüz kararını açıklamadan, ana muhalefet partisinin de "hodri meydan" dediğini anımsattı.
Bakan Yılmaz, "Siyasette olan herkesin, 'seçime hazırız' diyenin 'baskın seçim' diyebilmesi mümkün değil. AK Parti, MHP, CHP çok net şekilde 'hodri meydan' dediler, 'hadi seçim' dediler. Dolayısıyla da böyle seçime 'hodri meydan, hadi gidelim' dendikten sonra 'erken seçim' veya 'baskın seçim' gibi bir tabirin doğru olmadığını düşünüyorum." diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin bir başka güzelliğinin de "söz konusu vatansa gerisi teferruattır" prensibiyle ayrılıkları ortadan kaldırarak, parçalanmadan, bölünmeden bir araya gelmeyi, ittifakı teşvik etmesi olduğunu anlatan Yılmaz, bu doğrultuda cumhur ittifakının açıklandığını kaydetti.
"Şimdi biz aynı şeyi karşımızdakinden de bekliyoruz." diyen Yılmaz, muhalefetin kafasının karışık olduğunu, vatandaşın da genel başkanın aday gösterilip gösterilmeyeceğine ilişkin bilgisinin bulunmadığını dile getirdi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun aday gösterilmemesi ihtimaline yönelik olarak Yılmaz, "Genel başkanını bu ülkenin yönetimine aday göstermeyecekse, o zaman 'Ben bu ülkeyi yönetmeyeceğim, yönetme iddiam yok' demektir. Her partinin mutlaka genel başkanının bu ülkeyi yönetmek için iddialı olması lazım, 'bu ülkeyi ben yöneteceğim' demesi, programlarını açıklaması lazım." değerlendirmesini yaptı.
İYİ Parti ve Vatan Partisi genel başkanlarının cumhurbaşkanlığı adaylığını açıkladığına dikkati çeken Yılmaz, "Gönül arzu eder ki bu sistem de ittifakları teşvik ediyor, bu ittifak kurularak bir aday çıkarsınlar. Ben Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı'nın aday olmasının CHP açısından doğru olacağını düşünüyorum. Aday göstermediğinde 'ben bu ülkeyi yönetmeye hazır değilim' demektir, o zaman milletin önüne çıkıp nasıl oy isteyeceksin?" dedi.
- "Milleti nasıl ikna edecek, o da ayrı bir soru işareti"
Siyasetin amacının ülkeye hizmet sunmak olduğunu, bunun da hükümete talip olmaktan geçtiğini vurgulayan Yılmaz, muhalefet kanadındaki ittifak sürecinin de gerçekleşeceğini sanmadığını dile getirdi.
CHP'nin gelenekten gelen bir oy tabanı olduğunu vurgulayan Yılmaz, memleketi Sivas'ın Gürün ilçesinde de vatandaşların ailesinin hep CHP'ye oy verdiğini, aile büyüklerinin, İsmet İnönü'nün kendilerine zamanında yaptığı ziyaret dolayısıyla CHP'ye oy verdiklerini kendisine anlattığını söyledi.
Yılmaz, "Dolayısıyla bir 'merhaba' dediği için İnönü'ye ve CHP'ye oy veren bir gelenekten olanlar... Şimdi diyelim ki alternatif geriye hangi parti kaldı, HDP kaldı, HDP ile iş birliğini, HDP ile beraber bir ittifakı, ortak projeyi bu halkın önüne CHP nasıl koyacak da bu aziz milleti nasıl ikna edecek o da ayrı bir soru işareti." şeklinde konuştu.
- "1 milyon 175 binin üzerinde öğrencimiz var, başvuru 996 bin"
Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, liselere geçişte 2 Haziran'da yapılacak merkezi sınav için şu ana kadar kaç öğrencinin başvurduğu, 126 bin 510 olarak açıklanan merkezi sınav kontenjanının başvurular ile orantılı olup olmadığına yönelik soruya karşılık, şunları kaydetti:
"2 Haziran'da yapacağımız sınava başvuruyu başlattık. Bugün de saat 18.00'a kadar başvurular yapılacak. Şu ana kadar, 1 milyon 175 binin üzerinde öğrencimiz var, başvuru 996 bin. Çok büyük bir oran. Aslına bakarsanız biz de bunu bekliyorduk. Beklediğimizin dışında bir şey değil.
TEOG kaldırıldıktan sonra sorulan soru şuydu, 'Hakkari'deki bir çocuğa fırsat eşitliği sağlayacak mısınız?' Nedir fırsat eşitliği, mesela Kabataş Lisesi'ne, İstanbul Lisesi'ne, Ankara Fen Lisesi'ne girebilme. En çok sorulan buydu, 'TEOG sistemiyle bu çocuklar pekala iyi bir puan alırlarsa oraya girebilirler. Siz bunu kaldırınca bu çocukların önünü kapatmış olmuyor musunuz?' diye soruluyordu. Hayır. Hakkari'deki kardeşim, evladım, öğrencim, eğer o okulları, sınavla alan okullar, özel bir proje uygulayan okullar, dolayısıyla bu okullara da pekala girebilme imkanını tanıyacağız."
Söz konusu okullar arasında yüzde 10 gibi bir kontenjan oluşturduklarına işaret eden Yılmaz, "Yani toplam 1 milyon 200 bin öğrencimiz varsa, 120 bine yakın öğrencimizi bu sınavla alan okullara yönlendirelim diye. Birinci husus bu. Peki bu yüzde 10'un içini nasıl doldurduk? Hem velilerin tercihi hem de geçmiş TEOG uygulamaları da dikkate alındı." dedi.
Son 5 yıl incelendiğinde velilerin en büyük tercihinin yüzde 60'ın üzerinde Ortaöğretim Genel Müdürlüğüne bağlı okullar olduğunu aktaran Yılmaz, bu okulların Fen Liseleri, Sosyal Bilimler ve Proje Okullarını kapsadığını bildirdi.
Mesleki Teknik Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı okulların tercihinin de yüzde 15, Din Öğretimi Genel Müdürlüğüne bağlı İmam Hatip Liseleri'nin oranının da yüzde 23 olduğunu belirten Yılmaz, tüm bu oranları dikkate alarak yüzde 10'un içerisindeki okulları oluşturduklarını bildirdi.
- "TEOG'da herkesin sınava girmesi zorunluydu"
Bakan Yılmaz, bu sistemle fırsat eşitliğinin sağlanacağına inandığının altını çizerek, "TEOG kalktı mı, kesinlikle TEOG kalktı. Nedir farkı? TEOG'da herkesin sınava girmesi zorunluydu. Bakın diyoruz ki burası eviniz, evinizin yanında okul var, penceresinden bakıyorsunuz, okulunuzu görüyorsunuz ama evladınızı gönderemiyorsunuz. Niçin gönderemiyorsunuz, çünkü her okulu sınavla girilen okullar haline getirmişsiniz ve evinizin yanındaki okula giremiyorsunuz." diye konuştu.
Bunun doğru olmadığını, çocuklarda ilave bir kaygıya yol açtığını, sınav sonuçlarına göre yerleştirmenin servis sayısını arttırdığını ve öğrencilerin bazen evlerinden kilometrelerce gitmek zorunda kaldığını belirten Yılmaz, 10. Kalkınma Planı'nda da konulan hedefler arasında da her çocuğun kendi muhitinde eğitim almasının sağlanacağına ilişkin önlemin de bulunduğunu ifade etti.
Yılmaz, bu hedefi gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, bu yıl sınava girmeden evinin yakınındaki okula gitmek isteyen öğrencilere bu imkanın tanınacağını söyledi.
(Sürecek)
AA
Kaynak: