Konya’dan başka şehirlerde de var mı ya da bu sıklıkta kullanılıyor mu bilmiyorum, ama Konya’dakiler sinirlerimizi bozuyor. Neden bahsettiğimi anlayamadınız mı hala?
Yoldan geçen araçları yavaşlatmak için yola çakılan kare şeklinde, uçları sivri sarı renkli mantarlardan söz ediyorum. Bu mantarların üzerinden aracınızla geçmek mecburiyetindeyseniz, ya tamamen duracak ve yavaşça geçeceksiniz ya da “tak tuk”a bakmadan basıp gaza…

Arabanın lastikleri iyi değilse, patlatabilir. Rotları bozduğu kesin zaten. Kazaya da sebebiyet verebilir bu mantarlar. Bunları kim diktiyse söksün arkadaş. Medeni ülkelerdeki gibi hız levhaları asılsın. Bu kurala uymayanlara ise belirlenen cezalar kesilsin.
Yıllar yılı Türk insanını demokrasiyi bilmez, yanlış yerlere oy verir diye oyalayan zihniyetle, bunlar levhaya mevhaya, kurala uymaz en iyisi şuraya çakalım şu mantarları mecburen yavaşlasınlar mantığı kıyas olarak yanlış gibi dursa da özde aynıdır.
Yarın bir gün benim külüstüre bişey olursa siz mi ödeyeceksiniz?
Bu yol mantarlarını sökelim, hızlı gidenlere de cezamızı keselim…

Hemşireler bulmaca mı çözüyor?

Meram Devlet Hastanesi’yle ilgili bir şikayet geldi. Onu kibarca sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu arada Başhekim Mustafa Bey de konuyu inceleyip, düzeltirse seviniriz…
Efendim, gece, hastalara doktorların yazdığı belli bazı ilaçlar dağıtılır hemşireler tarafından. Ama bize gelen şikayete göre bazı hemşireler hasta refakatçilerine ilaçları verip, bunları dağıt diyormuş. İlacın akıbeti belli değil. Aç mı, tok mu, içti mi içmedi mi?...
Bu mevzuyu ben duyan birisi olarak aktarıyorum, gözümle görmedim. Vazifem böyle bişeyin olup olmadığını sormaktır. Anlatılanlar doğru ise, hastalara refakatçiler ilaç dağıtıyorlarsa hemşire kardeşlerim ne yapıyorlar acaba? Bulmaca desem…
Hastaları, yaralıları göre göre iyice kanıksamış sağlık çalışanlarına yeniden kendilerine gelmelerini tavsiye eder, kendi başlarına gelmeden sağlığın öneminin kavranamayacağını hatırlatırım. Herkese Allah sağlık afiyet versin…

Kelebek büyüklüğünde sivrisinekler uçuşuyormuş

Cumhuriyet Polis Lojmanları civarında iri iri sivrisinekler uçuşuyormuş. “Bunlardan birisi, birini sokarsa bayıltır” diyor şikayette bulunan. Kesretten kinaye diye bir sanat vardır Arapça’da. Çokluktan benzetme yani. Kelebek büyüklüğünde değil elbette bu sinekler, ama büyükçe olduklarını anlatabilmek için kullanılıyor.
Bir vakitler yurtdışında yaşarken rastlamıştım böyle büyük sivrisineklere. Onu öldürmeden o odada uyumanıza imkan yok. Zaten gözünüze uyku da girmez. Nasıl olduysa böyle büyük bir sivrisinek beni ısırmıştı. Isırılan yer yara olmuştu, kaşımaktan…
Cumhuriyet Polis Lojmanları Selçuklu bölgemizde olduğuna göre, yanılmıyorsam bu işlere belediye bakar. Sayın Adem Esen’e ihbar edelim, en kısa zamanda o bölge ilaçlanır da vatandaşımız rahat eder…

Bana bir mektup daha var

Merak ediyorum sevgili kurtarıcım, bizim yerel gazetelerimiz, buna televizyonlar da dahil, neden belediyeleri didik didik etmeyi çok iyi becerirler de; mesela valiliğe bağlı müdürlükler, Emniyet, asker vs. ilgili haber yapmaktan korkar?
Bu böyle midir gerçekten? Bahsettiğim yerlerde hiç duyarsızlık ya da yolsuzluk olmaz mı? Örnek mi? Karatay Nüfus Müdürlüğü’ne işin düştüyse gör oranın halini, nerdeyse korkudan diz üstü, hatta yüzüstü sürünerek gidesi gelir insanın, işin bitinceye kadar Kur’an'ı hatmedersin. Cümle erenler ve evliyalardan yardım beklersin.
Mesela bunu hiç yazan olmaz mı? Belki de, hatta belki değil, ancak sen yazarsın bunu kurtarıcım. Kurtulacak bir gün o adam.
(Mektuba ayrıntılı cevap yarın verilecek. Bilmelisin ki ben de seninle aynı düşünüyorum. MKA)