yazar-53
Zabıta simitçi kovalıyor, esnaf kaldırım kapatıyor
Zabıta ne iş yapar? diye bir soru ile karşılaştığınızda hiç kuşkusuz bir çoğunuz seyyar satıcıları kovalar dersiniz.Zabıtanın görevi seyyar satıcılarla bayrak yarışı yapmak değildir aslında.Ama maalesef ki bizim ülkemizde zabıta görevini bu şekilde ifa ediyor.Bir çoğunuz gıdada tüm hijyen kurallarını hiçe sayarak merdiven altı üretim yaparak insan sağlığını tehdit eden üretimleriyle haber olan kişi ve kurumları gördüğünüzde Kardeşim denetim yok der ve zabıtaya kızarsınız.Zabıta ile ilgili bir çok konu aslında yanlış değerlendiriliyor; bu konu da bunlardan bir örnek. Ben madalyonun önce iyi tarafından bakıp bu arkadaşların uğradığı haksız sitemlere değineceğim. Sonra da madalyonun diğer tarafında görev, yetki ve sorumlulukları dahilinde olup da yapamadıkları bir konuyu aktaracağım. Ülkemizde bazı çıkarcı çevreler hiçbir kural tanımaz aymazlıkları ile merdiven altı diye nitelendirilen izinsiz, daha doğrusu kaçak üretim yapıyorlar ve bu üretimler genelde insan sağlığına zararlı ortamlarda gerçekleştiriliyor. Bu tür kişi ve kuruluşlar haber olduklarında insanımız topu zabıtaya atarak yeterince denetim yapılmadığından dolayı bu tür çevrelere kapı aralandığı yorumunda bulunuyorlar. Bu tür işletmelerin denetimi sağlık müdürlüklerine bağlı gıda kontrol ekiplerince yapıldığı için zabıta teşkilatı bu konuda haksız yere eleştirilmekte.Ama şu var ki, zabıta teşkilatını yakından ilgilendiren bir çok mesele de ilgisizlik yüzünden giderek büyümektedir.Bir çok sorunun içinden ben birini çekip çıkarmak istiyorum, çünkü bana göre insan yaşamını tehdit ediyor.Şehir merkezinde iki önemli cadde var. Bunlardan biri Tevfikiye caddesi, diğeri Aziziye Caddesi. Her iki caddenin de ortak bir özelliği var: Kaldırımları işgal altında.Şimdi hafızanızda caddeleri canlandırın Kapı Camisinden Vakıflar Çarşısına uzanan Tevfikiye caddesi sağlı sollu boya ve nalbur işi yapanlarca, Sarraflar Yer Altı Çarşısından Eski Garaja kadar uzanan cadde ise bisikletçisinden, peynircisine, kınacısından, attarına kadar değişik meslek sınıfınca işgal edilmiş durumunda.Her iki caddede de yaya ve araçlar yolu kullanıyorlar. Ondan sonra Mehmet ağa yolun ortasından yürüyünce acı bir korna ile uyarılıyor, kenardan gitsene be adam.Kim haklı, kim haksız? Zabıtanın sorumluluğuna giren kaldırım işgali yıllardır hep göz ardı edilmekte. Geçenlerde şöyle caddelere baktım. Zabıta kardeş de kendince en iyisini yapıyor. Çünkü yol yol değil mübarek Ankara kulisi. Kimi meclis üyesi, kimi partili, kiminin ise yüksek dereceden hatırı sayılır dostları var.Zabıta, Allah muhafaza, birine şu malzemeni içeri al, yaya trafiğini engelliyorsun dese kırk yerden azar işitecek. Sonra yazın tozdan, kışın çamurdan etkilenen, özellikle dışarıda sergilenen gıda insanların sağlığını tehdit ediyor, ona bile aldırış eden yok.Görev kutsaldır ve icra edilmelidir mantalitesinden yola çıkılarak görev bir şekilde icra ediliyor, ama nasıl da vurun abalıya taktiği ile. Yani seyyar ile bayrak yarışına devam, kuralları çiğneyen abilere tık yok.Şimdi bazıları diyecek ki hadi canım, işler gayet adil yürüyor.Zabıta görevini titizlilikle yapıyor, sen göremiyorsun. Saygı duyarım, ama benim yıllardır gördüğüm cadde manzarası hiç değişmiyor.Madem işler adil yürüyor. Simitçiye seyyara göz açtırmayan yönetim sorunu giderebilecek mi?Bakalım yarın kaldırımlar ne söyleyecek?