Anafartalar Zaferinin 101. yılını dün kutladık. Çok bilinmeyen, tarihin arka sokaklarında bizimle karşılaşmayı bekleyen bir destan.Bu yolculuğa 10 Ağustos 2016 yani zaferin 101. Yılında birlikte çıkmak isteyenler, bundan sonrasını daha dikkatle okumalı zira Çanakkale’nin belki de en çok hatırlanması gereken cephelerinden biri.

Anafartalar, Gelibolu Yarımadasının Güneybatı bölümü, Çanakkale Savaşının Kuzey cephesi olarak tanımlanabilir. Bölge Çanakkale kara savaşlarının son büyük muharebelerine ev sahipliği yapmış. Muharebelerde isminin çokça zikredilmesi gerekenGazi Mustafa KemalPaşa da,Anafartalar’da, 19. Tümen Komutanlığı görevini yürütmüş.

Aslında hikâye biraz da bu noktada şekilleniyor. Mustafa Kemal bölgede kargaşayı ve koordine eksikliğini farkedip taarruzu disipline ediyor. Mustafa Kemal’in saatinin parçalanması meselesi de yine burada yaşanan muharebelerde oluyor.

Anafartalar’la ilgili bilinen en önemli nokta şiddetle süren taarruzlarda Osmanlı savunmasının mevzilerini korumayı başarması meselesidir. Siperlerde boğaz boğaza mücadele yapıldığı da yine tarihi kayıtlara geçmiştir.

General Ian Hamilton o günleri anlattığı günlüğünde, aslında yaşananların hangi boyutta olduğunu da gözler önüne serer:

“Ağustos’un 10. Salı günü, Türkler fecirle beraber Conkbayırı’na kuvvetli bir taarruz yaptılar. Bu Muharebe Conkbayırı’nı tutmak için yapılan 4 günlük savaşın en şiddetlisi olmuştur. Zamanımız teknolojisinin hazırlamış olduğu silahların hepsini ellerinden atarak hasımları ile boğaz boğaza dövüşen erlerimizin yanına generaller de katıldılar. General Cayley, Cooper ve Baldvin bugün ölenler arasındaydı. Türkler birbiri ardınca Allah Allah haykırışlarıyla gerçekten pek yiğitçe saldırdılar ve savaştılar. Bizim erlerimiz de ırkımıza özgü olan sebat ve metanetle dövüştüler ve oldukları yerde canlarını verdiler. Bu boğuşmayı yazıyla anlatmak mümkün değildir. Osmanlının taarruzu bizim kara ve gemi toplarımızın demir yağmuru ve Yeni Zelandalıların 10 makinalı tüfeğinin namluları kızarıncaya kadar yaptıkları etkili ateşle durdurulabilirdi. 10 Ağustos akşamı General Birdwood zayiatın 12 bin olduğunu ve bunlar arasında pek çok sayıda subay bulunduğunu bildirdi. Gurkaların 48 saat ellerinde bulundurdukları Conkbayırı bu suretle elimizden çıkmıştı. Fakat bu pek küçük ve kıymetsiz gibi görünen arazi parçacığı gerçekte 12 bin insanın hayatı değerindeydi.”

Anafartalar Muharebeleri, Çanakkale’de yaşananların seyrini değiştirmişti. Osmanlı Devletinin kaderini etkilediğini söylemek yanlış olmaz.Tüm detayları incelendiğinde Anafartalar’ın tarihimizde ne kadar önemli bir yeri olduğunu yine yeniden anlıyoruz.

101. yılında orada vatanı için bedenini kurşunlara siper eden ecdadımızı rahmetle anmanın, arkalarından birer Fatiha okumanın tam da zamanı.

15 Temmuz gecesinden bu güne kadar yaşananlar göstermiştir ki bu ülkenin kahramanları bitmeyecektir.  100 yıl önce nice canlar bu ülke için kendisini feda etmiştir ve biz biliyoruz ki gerekirse yine vatanı için ölmeye hazır milyonlar var bu topraklarda.

Anafartalar’da verilen mücadele ve kazanılan zafer bugün bizim için tarihi öneme sahiptir. Bu tarihe sahip çıkmak, hatırlamak, hatırlatmak da bizim görevimizdir.

101 kere maşallah bugün hala o ecdada sahip çıkan, milli iradeyi ayakta tutanlara… 101 kere şükür bizi millete, bayrağa, devlete sahip çıkacak olanlardan kılana, zalimin zilletinden koruyan Allah’a…

Ecdada ve bugünkü şehitlerimize layık bireyler olabilmek duasıyla…