Salih Sedat Ersöz
2. Abdülhamit Han’ı, önce yerenler sonra övenler
Osmanlı Devleti’nin 34. Padişahı ve İslâm’ın 113. Halifesi cennetmekân Abdülhamit hanı ve yaptıklarını anlayamayıp karşı çıkanların ve onu şiddetle eleştirenlerin birçoğunun daha sonra pişman olduklarını ve onu öven yazı ve şiirler yazdıklarını görüyoruz.
Bu yazımda örnek olarak bunlardan birkaçını sizlerle paylaşacağım.
Rıza Tevfik, 2. Abdülhamit Han’a şiddetle karşı çıkanlardan ve hatta kendi ifadesiyle 31 Mart komplosunu tertipleyenlerden biridir. Sultan İkinci Abdülhamid’in aleyhinde faaliyet gösterenlerin elebaşlarından biri olan filozof Rıza Tevfik, Devlet elden gidince pişmanlığını dile getiren, “Sultan Abdülhamid Han’ın Ruhâniyetinden İstimdat” adlı mersiyesinde şöyle feryad eder:
Nerdesin şevketlim, Sultan Hamid Han?
Feryâdım varır mı bârigâhına?
Ölüm uykusundan bir lâhza uyan,
Şu nankör milletin bak günahına.
Târihler ismini andığı zaman,
Sana hak verecek, ey koca Sultan;
Bizdik utanmadan iftira atan,
Asrın en siyâsî Padişâhına.
“Pâdişah hem zâlim, hem deli” dedik,
İhtilâle kıyam etmeli dedik;
Şeytan ne dediyse, biz “beli” dedik;
Çalıştık fitnenin intibahına.
Dîvâne sen değil, meğer bizmişiz,
Bir çürük ipliğe hülyâ dizmişiz.
Sade deli değil, edepsizmişiz.
Tükürdük atalar kıblegâhına.
Sonra cinsi bozuk, ahlâkı fena,
Bir sürü türedi, girdi meydana.
Nerden çıktı bunca veled-i zinâ?
Yuh olsun bunların ham ervâhına!
Bunlar halkı didik didik ettiler,
Katliâma kadar sürüp gittiler.
Saçak öpmeyenler secde ettiler.
Tükürün onların pis külâhına.
Lâkin sen sultânım gavs-ı ekbersin
Âhiretten bile himmet eylersin,
Çok çekti şu millet murada ersin,
Şefâat kıl şâhım mededhâhına.
Vaktiyle İttihat ve Terakki Fırkası’nın içinde Abdülhamid Han’a düşmanlık eden Süleyman Nazif’de İttihat ve Terakki yönetimini gördükten sonra, pişmanlığını aşağıdaki şiiri ile dile getirmiş:
Padişahım gelmemişken yâda biz,
İşte geldik senden istimdâda biz,
Öldürürler başlasak feryâda biz,
Hasret olduk eski istibdâda biz.
Dem-bedem coşmakta fakr-u ihtiyaç,
Her ocak sönmüş ve susmuş, millet aç.
Memleket mâtemde, öksüz taht-u taç,
Hasret olduk eski istibdâda biz.
2. Abdülhamit Han’ın bazı uygulamaları nedeniyle kendisini şiddetle eleştirenlerden biri de milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’dur. Mehmet Akif, Abdülhamit Han tahttan indirildikten sonra bir şiirinde ona atfen şöyle yazıyordu:
Giden semerciyi, derler, bulur muyuz şimdi?
Ya böyle kalfa değil, basbayağı muallimdi.
Nasıl da kadrini vaktiyle bilemedik, tuhaf iş;
Semer değilmiş o rahmetlininki devletmiş!
Ahmed Rasim Bey ise Padişahın idaresi ile ondan devralanların arasındaki uçurumu şu çarpıcı beyitiyle ifade etmiştir:
Sen değil naşın hükümdar olsa elyakdır bize,
Dönsün etsin taht-ı Osmaniye tabutun cülus.
Abdullah Cevdet, “Padişah hakkında yüz yalan uydurdum sonradan birine ben de inandım” diyerek önceki saldırganlığa ve sonraki pişmanlığa işaret edecektir.
Yazıları ve söylemleri ile keskin bir Abdülhamit muhalifliği yapan Said Nursi’nin daha sonra, onun varislerinden helallik istediği yazılmakta ve söylenmektedir.
Hatıralarında Sultan Abdülhamid aleyhine ağır ifadelerde bulunan Dr. Rıza Nur, daha sonraki dönemleri anlatırken şunları yazmaktan kendini alamamış:
“Hürriyet imha edildi. Yeni bir zulüm ve istibdad dönemi başladı. Bu zulüm ve istibdad Abdülhamid’inkinden de İttihadçılarınkinden de dehşetli oldu. Zavallı Hamid kaç kişiyi asmıştı? Hiç… Hele hiç hırsızlık etmedi, hiç fuhuş yapmadı, hiç israfta bulunmadı. Bilakis memlekette bunların önüne geçmeye çalışmıştı. Bu devre bakınca insan Abdülhamid aleyhine kıyam ettiğine utanıyor.”
Bu kadar örnekle iktifa edelim. Bu örnekler, 2. Abdülhamit Han’ın ne büyük devlet adamı olduğunu göstermeye yetip artacaktır. Cennetmekân 2. Abdülhamit Han’a, vefatının 101. Yıldönümünde Rabbimden bir kere daha rahmetler niyaz ediyorum. Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.