RUSFELF:’’Siyasi hayatta önemli bir şey olmuşsa, bilin ki bunları bir yapan vardır.’’

     Uğur Dündar'la Halk Arenası programına katılan CHP'li Tuncay Özkan, 28 Şubat sürecinde yapılanları anlattı:

    'ERBAKAN'I DEVİREN FETHULLAH GÜLEN'DİR'

    “Bana sorarsanız, 28 Şubat'ta Erbakan'ı deviren Fethullah Gülen ve adamlarıdır.      Gazeteci dediğiniz adam elinde kamerayla Müslüm Gündüz'ü kapısının önünde beklemez. Böyle bir görevimiz yok bizim. Nereden geliyor bu görüntüler? Bunları polis çekip, gazetecileri çağırıp, 'Çok önemli operasyona gideceğiz' diye gazetecileri o kapılara çağıranlardır. 28 Şubat'la ilgili olarak, o ortamı hazırlayanlar polis müdürleridir.

    'ALİ FUAT YILMAZER DE O EKİPTE'

    Çağırdım muhabir arkadaşı; dedim ki, 'Adamın yatak odasında sizin ne işiniz var?'  'Abi, bizim ne işimiz var?'...'Eee! Niye gidiyorsunuz kardeşim?'... Dedi ki,' İstihbarat şube müdürü bizzat aradı; 'Burada çok önemli bir operasyon yapacağız; hadi o operasyon için gelin' dedi. Biz de gittik.'...'İstihbarat şube müdürü kim?' dedim...'Sami'...Hangi Sami biliyor musunuz? İzmir Emniyet Müdürü yapıldı da iki gün sonra içeri alındı; şimdi içerde olan Sami var ya, o Sami...Ona Ankara'da bu talimatı veren kim? Recep Güven; bu işin tezgahında oturan kişi. Öteki kim? Ali Fuat. Bunlar Ergenekon/ Balyoz gibi davaları organize eden, kumpasları kuran; hani Diyarbakır Emniyet Müdür olduğunda 'Ben PKK'lılar için daha çok üzülüyorum diyen emniyet müdürü Recep Güven.

    Tuncay Özkan anlatmaya devam ediyor:

-Bu olayın arkasında bir Fetöcü var. Düşünün 28 Şubatı bir mağduriyet olarak öne sürenlerin ilk sorguladığı argüman Fadime Şahin, Müslüm Gündüz.

-Bu baskını yaptıran, gazetecileri çağıran, 28 Şubat zulmünü simgeleştiren bu olayın arkasında bir fetöcü emniyet müdürü var.

-Recep Güven, Ali Fuat Yılmazer. Bu ekip Fadime Şahin ve Müslüm Gündüz dahil diğer operasyonları oluşturup 28 Şubat’ı organize eden ekip.

-Niye yapıyorlar? Neyle yapmak istediler? Provokasyon yapmak istediler.

-28 Şubat olgusunun planlayıcısı, Erbakan Hükümeti’nin düşürücüsü Fethullah Gülen ve arkadaşlarıdır.

-Toplumun bütün sinir uçlarıyla oynanmıştır. F.Gülen, bu da yetmemiş gibi parti içerisinde istifaları istemiştir. Gazetelere demeç vermişler;’’Toplumu artık germeyin, gidin!’’ demişlerdir.

-Peki biz bugün neyi tartışıyoruz? Fadime Şahin, Müslüm Gündüz’e 4 gazeteci gitmişler kapının önünde, yatak hareminin önünde beklemişler çekmişler. Hayır böyle bir şey yok, bu gerçek değil.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    Bu ne turşu, bu ne lahana? Bu ne pişkinlik? Bu ne iki yüzlülük?

    Lütfen, sağcısı olsun solcusu olsun o günleri hatırlayalım, o günleri bir gözlerimizin önüne getirelim.

    O yılların malum, acımasız basınını neler yaptıklarını hatırlayalım. O yıllar da ülkeyi yönetiyorlardı. Başbakanların karşısına pijama ile, kapı çalmadan çıkan, hükümetler kurup, hükümetler yıkan basın.

    O yıllar da, Rahmetli Necmettin Erbakan’la düşman olan herkesle dost olan ‘malum basın’. Erbakan hocayı yıllarca yerden yere vuranlar, onun ölümünden beri övgü ile bahsetmekteler.       Sizler eğer dürüst olsaydınız, rahmetlinin sağlığında doğruları söyleseydiniz, övgüyle ansaydınız da ona olan vefanızı o zaman gösterseydiniz.

    Tuncay Özkan ve onun gibiler o gün öyle demiyorlardı. O kadar dürüstseniz bugünde doğruları, gerçekleri, milletten gizlediklerinizi söyleyin de bu millet size güvensin.   

    Basının olup biten her şeyden haberi vardı.  Dışarıdan ve içeriden kimlerden baskı geldiğini, kimlerin ne film çevirdiğini en iyi bilenlerdi.

    Bugün söyledikleri malumun ilanıdır. Adeta günah çıkarıyorlar. Buna neden ihtiyaç duydular zaman gösterecektir.

    28 Şubat’ta, REFAHYOL İktidarı’na ve onun değerli Başbakanına kök söktürdünüz.

    Gazete manşetlerinde yapılan ‘Kara propagandaları’:

-Laiklik elden gidiyor! İrtica hortladı! Türkiye laiktir laik kalacak! Darbesiz indiririz! 70 yıllık imajımız güme gidiyor! Hocayı göndermek artık vacip oldu! RP kapatılıyor! Refahyol’un sonu! Paşa Paşa imzaladı! Ordudan ambargo! Rektörler uyardı! Ateşle oynuyorlar!

    Tüm bu manşetler o günün vesayetçi, malum basının manşetleridir.