"ABD, Gülen'i iade ederek Türkiye ile dayanışmasını göstermeli"
AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM Türk-Amerikan Dostluk Grubu Başkanı Sarıkaya:- "Türkiye o gece, yardıma en çok ihtiyaç duyduğu anda müttefiklerinin dayanışma ve desteğini bekledi ancak nafile. Türk toplumundaki genel kanı, Batı'dan destek mesajları
ANKARA (AA) - AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM Türk-Amerikan Dostluk Grubu Başkanı Ali Sarıkaya, Türkiye'nin, 15 Temmuz gecesi, yardıma en çok ihtiyaç duyduğu anda müttefiklerinin dayanışma ve desteğini beklediğini ancak bunu göremediğini belirtti.
Sarıkaya, Middle East Monitor'de kaleme aldığı makalede, Türkiye'nin önemli bir NATO üyesi ve ABD'nin stratejik bir müttefiği olduğunu, Soğuk Savaş boyunca komünizme karşı katı bir siper olarak Batı'nın güvenliğine ve refahına önemli katkıda bulunduğunu hatırlattı.
"Soğuk Savaş'ın sona ermesi, Türkiye'nin Batı için değerini ve önemini daha artırmıştır. Türkiye, çevresindeki istikrarsızlık denizinde bir istikrar adası olmuş, Avrupa'nın hem Balkanlar'da hem de Akdeniz'deki girişini korumuştur." ifadesini kullanan Sarıkaya, Balkanlar'da, Ortadoğu'da ve Afrika'da kendi payına düşen yükü omuzlanan Türkiye'nin sorumluluklarından asla kaçmadığını vurguladı.
Sarıkaya makalesinde "1990'larda ve 2000'li yılların başında, terör tehditlerinin mahiyeti daha sert bir hale geldi ve terör uluslararası gündeme egemen olmaya başladı ancak Türkiye müttefiklerinin yanında durdu. Dehşet verici 11 Eylül saldırılarının ardından ABD ile dayanışma göstermekte hızlı davrandı. Ortak tehditler, değerler ve daha iyi bir dünyaya inanç, Türk-Amerikan ittifakının temelini oluşturdu. Daha açık anlatmak gerekirse, ABD Başkanı Barack Obama, Türkiye'ye 2009'da yaptığı ilk resmi ziyaretinde Türkiye'yi 'güçlü, enerjik ve seküler bir demokrasi' olarak tanımladı. Bu tanımlamadaki her kelime o zaman olduğu gibi, günümüz için de doğrudur." değerlendirmesinde bulundu.
Darbe girişiminin yapıldığı 15 Temmuz gecesi Türkiye'nin tam olarak bu niteliklerinin tehlikede olduğunu kaydeden Sarıkaya, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) arkasında olduğu bu girişimin Türkiye'de demokrasiyi, sekülerlik ilkesini ve toplumunun enerjikliğini yok etmeyi amaçladığına dikkati çekti.
Türk halkının cesaretinin ve mukavemetinin iyi planlanmış ve acımasızca uygulamaya konulmuş, terör saldırısına benzer darbe girişimini mağlup ettiğinin altını çizen Sarıkaya, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliği, darbenin yenilmesinde önemli bir rol oynadı. Bu nedenle, her siyasi çizgiden insanlar Türkiye'nin halk tarafından demokratik yollarla seçilmiş ilk cumhurbaşkanını destekledi. Türkiye o gece, yardıma en çok ihtiyaç duyduğu anda müttefiklerinin dayanışma ve desteğini bekledi ancak nafile. Türk toplumundaki genel kanı, Batı'dan destek mesajlarının ancak bu hain girişimin başarısız olacağının anlaşılmasının ardından geldiğidir." ifadelerine yer verdi.
Ortak değerlerle desteklenen Türk-Amerikan ilişkileri belli elitlerle sınırlı olmadığını belirten Sarıkaya, bu ilişkinin sosyal bir aidiyeti olduğunu ve sürdürülmesi gerektiğini ifade etti.
Sarıkaya, "Darbe girişiminin üzerinden bir aydan uzun süre geçti, Türkiye'yi henüz hiçbir devlet başkanının ziyaret etmediği gerçeğinin, bu ilişkilerin sosyal aidiyetine veya ittifakın gayesine bir yararı dokunmuyor. Bu algı tersine döndürülmeli, Türk-Amerikan ittifakı yeniden sağlam temellere oturtulmalı." ifadesini kullandı.
Bunun için ABD'li dostların Türk halkının ne yaşadığını, ne tür bir terörist örgütle karşı karşıya olduğunu anlaması gerektiğini belirten Sarıkaya, darbe girişimi sırasında meclisin, cumhurbaşkanlığı külliyesinin, istihbarat ve özel harekat genel merkezlerinin FETÖ tarafından bombalandığını hatırlattı.
Türkiye'nin, ABD'den adaletin eksiksiz yerine getirilmesini beklediğini belirten Sarıkaya, adalet ve ittifakın, ABD hükümetinin Pensilvanya'da ikamet eden darbe lideri Fetullah Gülen'i iade etmesini gerektirdiğinin altını çizdi ve ABD'nin, kanlı darbe girişiminden sonra Türk halkının yaşadığı travmayı ve psikolojiyi anlamaya çalışması gerektiğini kaydetti.
Sarıkaya makalesinde, "Bu bağlamda, gecikmiş de olsa ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın Türkiye ziyareti yine de iki ülke arasındaki bağları onarma ve canlandırma olanağı sunuyor. ABD, Gülen'in iadesini Türkiye ile ilişkilerindeki birçok konudan sadece biri olarak yorumluyor. Bu tarz yorumlar, konunun Türkiye açısından önemini küçümseme riskini göze almaktır. İade mevzusu ilişkilerimizde en önemli mesele haline geldi. Terör örgütü liderinin, ilişkimizin geleceğini rehin tutmasına izin vermemeliyiz. Geleceğe dönük ilişkiler ortak değerler üzerinde temel dayanak oluşturduğundan, ABD'nin darbe girişiminin liderini adaletle yüzleşmesi adına Türkiye'ye teslim etmesiyle bu badire de atlatmalı." ifadesine yer verdi.
İstikrarsız bir dünyada ve çok daha istikrarsız bir bölgede yaşandığını vurgulayan Sarıkaya, sözlerini şöyle sürdürdü;
"Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesinde tarihi bir dönüşüm yaşanıyor. Ülkeler ardı ardına yıkılıyor. Akdeniz yeni olanakların kaynağı olduğu kadar tehditlerin de kaynağı. Sınır ötesi ve uluslararası terörizm ile insan ve uyuşturucu tacirliği gündemde. DAEŞ ve onunla aynı kafadaki örgütlere karşı mücadelemizin etkin ve sürekli olması gerekli. Ayrıca, artık ne tek kutuplu ne de çift kutuplu bir dünyada yaşıyoruz. Onun yerine, çok kutuplu bir dünyada yaşıyoruz.
Yeni güç merkezleri ortaya çıkıyor. Bazıları ortak değerleri paylaşırken bazıları paylaşmıyor. Buna karşılık, hayati önemi olan ittifakımız için gerekçe ve ihtiyaç hiçbir zaman bu kadar fazla olmamıştı. Türkiye-ABD Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı olarak, bu ittifaka bağlı olduğumuza dair sizi temin ediyorum. Ancak bağlılığımız ne eleştirici olmayan ne de koşulsuz bir bağlılıktır. Bu ittifak dayanışma ve sorumluluk gerektirir. Terör örgütü liderini Türkiye'ye iade etmek, ABD'nin bu ittifaka bağlılığının sarsılmaz olduğunu ispatlayacaktır. Türk toplumu ve siyasi sınıfının bu teminatı almaya çok ihtiyacı var."
AA
Kaynak: