Derviş Argun
ABD VE İSRAİLE KİM DUR DİYECEK
Hakimiyetiniz altındaki yerleri korumanız yada ihtiyacınıza denk yeni hakimiyet alanları oluşturabilmeniz için size özel taktikleriniz olmalı. Bu taktikler muhtelif ritüelleri içermekle birlikte ritüellerle meşgul ettiğiniz toplumlarında alabildiğince önünde gitmeli. Zira toplum, sizin meşgul ettiğinizi ve aslında başka amaçlar taşıdığınızı fark ederse işiniz zorlaşabilir. Bu zorlaşma çoğu zaman kaybınızı arttıran kazanımlarla sonuçlandığı halde bazen de sizin kaybetmenize sebep olabilir. Amerika, tüm Dünyada mevcut hakimiyet alanlarını korumanın yanında yeni alanlarında hesabıyla hem kendi halkına hem de Dünya halklarına zulmediyor.Hesaplarıyla uyumsuz şahıs ve devlet profillerini çıkartıyor. Bunların uluslarası sistem tarafından dışlanmasını sağlıyor.Zarar verebilme yeteneğine sahipler için cezalandırma operasyonları geliştiriyor.Tüm bunları yaparken de maalesef cezalandırma yapacağı halklar için, cezalandırıcı olarak o halkın kendi kolluk kuvvetlerini kullanıyor. Yerli kolluk kuvvetleriyle kolunu ve kanadını kırdığı halkların üzerine de kovboylarını salıp akla hayale gelmeyecek taciz ve zulüm örnekleri sergiliyor.Dünyada, ülkeler hem siyasi hem de ekonomik literatürde birinci,ikinci ve üçüncü dünya ülkeleri diye nitelendirilir. Bunun en temel anlamı şudur.Dünya konjonktürü ile yani hakim güçler menfaatleriyle ne kadar uyumlusun.Ne kadar ondansın.Ne kadar onun içinsin ve ne kadar onun adına çalışıyorsun. Eğer tüm bu ve benzer sorular için cevabınız hayır ise yada yetersiz bir katkınız var ise, ülkenizde sizin iktidarınızı riske eden bir kaosu bekleyin. Bu kaos beklentisi sizin onlara kayıtsız ve şartsız itaatiniz için onlar tarafından kullanılan en iyi silahtır. Dayatılan anlayış ise bu kaos beklentisi ve muhtemel kaostan kurtulmanın yolu olarak size boyun eğmenin gösterilmesidir. Bu gün ABD, Dünyanın her tarafına sünerek, geleceğinin ekonomik garantilerini kayıt altına alma gayreti içindedir. Bu kayıt altına alabilme yolunu ise, İsrail gibi keyfiyet açısından tüm dünyanın illallah ettiği bir yapıyı kullanmaktadır. İsrail, gayrı resmi yapısı ile müdahale ettiği alanlarda kendisi ile ilgili çıkartılan zorlukları ABD gibi bir dünya devini devreye sokarak çözmekte ABD İsraillin siyasi yapısına katkı sağlamak adına oluşturduğu bu ataklardan ise kendisinin ekonomik geleceğini oluşturmaktadır. Her iki durumda da ortaya talan edilmiş coğrafyalar, perişan edilmiş insanlar çıkmaktadır. Dünyada terörle ilgili en çok gündemi ABD ve İsrail oluşturmaktadır.Çünkü her iki ülkede terörü besleyen unsurların eksiksiz hepsine sahiptir. Dünyanın ekonomi devleri Almanya yada Japonyanın terörle ilgili ne hesabı nede sıkıntısı vardır.Hiçbir terör örgütünün de ABD ve İsraile payanda olmadıkları müddetçe Almanya ve Japonya ile ilgili bir hesabı olmamıştır.Dünyanın neresinde bir yangın varsa orada hakları gasp edilen, yok sayılan halklar vardır.Organize olmuş terör devletleri,(ABD ve İsrail gibi) birbirinden kopuk halkların birlikte hareket etmesine zemin hazırlamış ve dünyanın muhtelif bölgelerinde yangınlara sebep olmuşlardır. Şimdi Dünyanın yapması gereken şey, Yedi milyar nüfuslu dünyayı tek tek kontrol etmek değil:Bu yedi milyarın birlikte yaşamasının önündeki en büyük engel olan ABD ve İsrail ile ilgili çözümler üretmektir. Dünya, bu çözümü üretmekte ne kadar gecikirse, bölgesel çözüm üreten halklarda, direnişlerine o kadar devam edecektir. Global yapınız bölgesel mutluluklar sunuyorsa, Bölgesel direnişlerde Global yapınızı darbelemeye devam edecektir.