Kasım Çakır
'Açık büfe' lerde israf var
Lüks otellerde, lokantalarda ve davetlerde açık büfe yiyecek ve içecekler sunuluyor.
Yıllar önce ilk açık büfe ikramıyla karşılaştığım günde israf konusunda ciddi şüphe ve endişelerim olmuştu. O günden bugüne kadar yıllarca hiç kimseyle sohbet etmeden, paylaşmadan tek başıma izledim, gözlemledim. .. Haya duydum, haya ettim, yanlış bir şey söylemekten çekindim. İnsanların yediklerine, yemediklerine karışıyor, eleştiriyor diyen olur diye konuşmaya ve yazmaya imtina ettim. Kenardan sessiz, sessiz izlemekle yetindim.
Açık büfe uygulamasının amacı, herkesin istediğinden, ihtiyacı kadar almasını sağlamak, insanlara istemediğini veya ihtiyacından faszlasını sunmayı engellemektir. Aynı zamanda hem işletmeye hemde ikramı alana büyük kolaylıklar sağlamaktadır.
Son tatilimde yolumuz 5 yıldızlı bir otele düştü. Açık büfe restaurantta yemeğimizi yedikten sonra masalar arasında bir süre dolaşıp, belli etmeden boşalan masaları süzdüm.
Üç masadan ikisinde aşırı miktarda israf yapıldığını tespit ettim. Bu masaların üzeri beyaz servis tabaklarıyla kaplıydı. Tabaklardan masa örtüsü görünmüyordu.
Tabaklar yemek, meyve, salata, tatlılar ve ekmek doluydu. 4 kişilik masada 20 tabak vardı. Masalarda oturan yoktu. İnsanlar kendi masalarını donatıyor, kendi servislerini yapmaya devam ediyorlar diye düşündüm. Yiyecek dolu bu masaları gözlemlemeye devam ettim, fakat gelip yiyen kimse yoktu.
Her yemek tabağından, karniturden, salatadan bir-iki kaşık, tatlı ve meyve tabağından birer tane ancak yenilmiş. Ekmek tabaklarından yarım veya birer dilim yenilmiş. İçecek bardaklarından bazıları tam dolu, bir kısmının yarısı içilmiş.
İnceleme ve tespitime devam ederken bir görevlinin dikkatini çekmişim. Yanıma gelen görevli: ''Beyfendi, bir sorum mu var?'' dedi. ''Hayır, hayır sizin açınızdan bir sorun yok, sorun bizlerde, israf yapılıyorda onu tespit etmeye çalışıyordum.'' dedim.
Görevli bey ahcıların şefi, restaurant sorumlusuymuş. Kendisine: ''Açık büfe ikramlarında ciddi miktarda israf var'' dedim. Kafasını eğip ve gözünü kırparak benim tespitimi onayladı ve söze başladı:
-20 yıldır bu sektörde çalışıyorum. Tatil beldelerinde de çalıştım.
-Yabancılar bu konuda çok hassaslar, yiyecekleri kadar alıyor, tüketiyorlar.
-Yabancılardan da Alman ve Japonlar daha hassas.
-Sahil beldelerinde tatil yapanlar israf konusunda daha duyarlı. Üç masadan birisinde tabaklarda kalmış yiyecek görürsünüz.
-Otelin yıldız sayısı büyüdükce ve konaklama fiyatı yükseldikce açık büfa israfının azaldığını tespit ettim. Konaklama fiyatları düştükce israf artıyor.
-Tabaklarda arta kalan yiyecekler ayrı bir çöpe değil, diğer atıkların gittiği çöplüğe gidiyor. Ekmekleri ve yiyeceklerin bir kısmını hayvanları olanlar götürüyor fakat hepsi değil.
-Açık büfe işi bizim insanımızın alışık olmadığı, bize uygun bir ikram şekli değildir.
-İnsanlarımız yiyebileceğinin 3 katını pişirip, üçte ikisini çöpe atmıyorlardır, sanmıyorum.
- Sadece yiyecek ve ekmeğimizi değil, su, enerji-elektrik, zamanımızı ve bir çok şeyi israf ediyoruz.
-Servis ettiğimiz ekmeğin yarısı, yiyeceklerin üçte birisi israf ediliyor.
-Çocukların ve gençlerimizin daha fazla yemek ve ekmek israf ettiğini görüyoruz. Yaşlılar bu konuda daha dikkatli ve hassaslar, yaşlılar önceden açık büfe mi gördüler?
-Bazen aynı sayıda yabancı- yurt dışı gruplar gelir, kahveltı, yemek çeşiti aynı olmakla birlikte miktarlarını yarıya indiririz ve onlara yeter. Tabaklarına yiyecekleri kadar alırlar.
-Açık büfe israfı olmak üzere her alanda israfın önlenmesi konusunda, ailelerimize, anne babalara, öğretmenlerimize, din görevlilerimize ve devletimize büyük görev düşmektedir.
-Ülkemizde israfın önlenmesi konusunda tv de onlarca yıl kamu spotu yayınlanmalı
-Okullara israfı önleme ve tasarrufu önleme konusunda ders konulmalıdır.
-Yemek yenilen her mekanda israfı hatırlatan yazılar bulunmalıdır.
Ülkemizde bir yılda çöpe atılan 2.1 milyar adet ekmeğin parasal değeri 1,5 milyar tl Buparayla 80 hastane, 500 okul inşa edilebilir. Gelin Cumhuritet'in kuruluşunun 100. yılına yüzlerce okul ve hastane yapalım.
1.3 milyar ton gıda israf ediliyor. Bir yandan yılda on milyon kişi açlık ve yetersiz beslenmeden ölmektedir.
Türkiyede her gün yaklaşık 12 milyon ekmek i (2,6 milyon tl) çöpe atıyoruz. Türkiye'de her yıl üretilen 44 milyar ekmeğin 4 milyarı israf ediliyor.
Ülkemizde bir yılda israf edilen ekmekle 500 km yol yapılabilir. Bir parça ekmeği çöpe atarken unutmayalım ki dünyada israf ettiğimiz nimetlere muhtaç milyonlarca insan var.
Sudan'da bir akbaba nın , BM yardım çadırına ulaşmak için sürünerek giden çocuğu takip ettiğini gösteren fotoğrafı hatırlayalım. Bu fotoğraf 1994 de Sudan'da ki kıtlık sırasında çekilmişti. Fotoğrafı çeken Kevin Carter'e Fulitzer ödülünü kazandırdı. Çocuk emekleyerek 1km ötedeki BM yemek kampına gitmeye çalışıyor. Arkasındaki akbaba bu çocuğun ölmesini bekliyor.
Fotoğrafı çeken Kevin Carter fotoğrafı çeker çekmez oradan ayrılıyor. Kimse çocuğa ne olduğunu bilmiyor. Kevin Carter 3 ay sonra depresyona giriyor ve intihar ediyor.
Ve Dünya hala dönüyor ve biz kendimizi beğenmiyoruz. İşimizi beğenmiyoruz, aşımızı beğenmiyoruz, şükretmiyoruz ve insafsızca israf ediyoruz. Yarın bisi nasıl bifr hayatın beklediğinden eminmiyiz.
''Heder ettiğimiz nimetler milli servettir. Başkalarının da hakkı vardır. Allah (c.c) israf edenleri sevmez'' (A'RAF 3)
''İktısat-tasarruf az şeyi çoğaltır, israf çok şeyi azaltır'' Hz. Ali (ra)
''İktisat eden zenginleşir, israf eden fakirleşir.'' (BEZZAR)
Yiyelim içelim fakat israf etmeyelim!!!