"Afganistan'da çözüm siyasi diyalogda"

"Afganistan'da çözüm siyasi diyalogda"

Afganistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Karzai:- "Afganistan'daki sorun askeri yollarla çözülemez. Siyasi bir diyalog kurmamız, siyasi bir söylem geliştirmemiz gerek"- "'Bana saldıran terörist kötü terörist, düşmanıma saldıran terörist iyi terörist' diye bi

ANKARA (AA) - MEHMET ÖZTÜRK / FARUK TOKAT - Afganistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Hikmet Halil Karzai, "Afganistan'daki sorun askeri yollarla çözülemez. Siyasi bir diyalog kurmamız, siyasi bir söylem geliştirmemiz gerek." dedi.

Karzai, Türkiye ve Afganistan arasındaki siyasi istişareler için Ankara'da bulunduğu sırada, ikili ilişkileri, Türkiye'nin Afganistan'a güvenlik ve kalkınma alanlarındaki katkılarını ve bölgesel gelişmeleri AA'ya değerlendirdi.

Uluslararası terörün ortaya çıkış nedenlerini ve sorumlularının kim olduğunu değerlendiren Karzai, "Sovyet işgalinin akabinde, dünyanın başka yerlerinden insanlar geldi ve Sovyetler Birliği'ne karşı mücadeleye katıldı. Ortadoğu'dan, Afrika'dan, Güneydoğu Asya'dan birçok insan bir araya geldi ve birlikler, gruplar, bağlar kurdu. Daha sonra Sovyetler Birliği, Afganistan'da yenilip ülkeyi terk ettiğinde bu grupların birçoğu ülkesine döndü. Ülkelerine dönerken, oradaki rejime, hükümete karşı mücadele verdi. Bizim için önemli olan, bu insanların talep ettiği meydan okumaları ve ihtilafları anlamaktır. Herhangi bir ülkeyi terörün nedeni olarak suçlamak kolay değil. Bu adil de olmaz." ifadesini kullandı.

Bazı ülkelerin terörü siyasete alet ettiğini de vurgulayan Karzai, "Buna son verilmesi gerek. Bizim için önemli olan bir başka konu ise, terörün iyisinin kötüsünün olmadığıdır. 'Bana saldıran terörist kötü terörist, düşmanıma saldıran terörist iyi terörist' diye bir şey olmamalı. Terörist teröristtir. Teröristle iletişim kuramazsınız, size saldırmayacağından emin olamazsınız. Terör sizi de vuracaktır. Teröre karşı ortak bir strateji geliştirmeliyiz." diye konuştu.

- "Türkiye ile ilişkilerimiz büyük oranda karşılıklı güven ve itimada dayanıyor"

Türkiye - Afganistan ilişkilerini ve iki ülkenin terörle mücadele adımlarını değerlendiren Karzai, "Afganistan ve Türkiye çok özel tarihi ilişkilere sahip. Bu ilişkiler Mustafa Kemal Atatürk'e ve Afganistan Kralı Emanullah Han'a dayanıyor. Emanullah Han Türkiye'yi ziyaret etti ve iki ülke arasında önemli bir anlaşma imzalandı." dedi.

Türkiye'nin, Afganistan'a büyük destek verdiğini belirten Karzai, "Türkiye, Afganistan'a güvenlik konusunda yardım eden ana uluslararası kuruluş olan NATO'ya üye. NATO, ortaklarıyla birlikte Afganistan'ın farklı bölgelerinde güvenlik ihtiyaçlarına yönelik desteğini sürdürüyor. Türkiye de, birçok seviyede Afganistan'a destek oldu. Askeri personelimizi eğitti, askerlerimizle birçok tatbikat yaptı, yaralı askerlerimizi tedavi etti. Türkiye ile ilişkilerimiz büyük oranda karşılıklı güven ve itimada dayanıyor. Bunun yanında, birbirimizden öğrenebileceğimiz ve karşılıklı yararlanacağımız çok şey de var." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin ekonomik kalkınma tecrübesine ve inşaat gibi birçok alanda daha fazla ilerleme potansiyeline dikkati çeken Karzai, "Türkiye'den öğreneceğimiz ve benzerini ortaya koyacağımız çok şey var. Türkiye, terör sorunuyla uğraşıyor. Biz de terörden etkilenen bir ülkeyiz. Bu konuda ve birçok alanda birbirimizden neler öğrenebileceğimizi görmek istiyoruz." dedi.

- "Siyasi diyalog kurmamız, söylem geliştirmemiz gerek"

Ülkede barış sürecinin Taliban'ın katılımıyla nasıl tesis edileceğini, tesis edildiği takdirde DEAŞ ve El Kaide gibi diğer terör örgütleriyle nasıl mücadele edileceğini değerlendiren Karzai, şöyle devam etti:

"Günün sonunda şunu net bir şekilde anladık ki, Afganistan'daki sorun askeri yollarla çözülemez. Siyasi bir diyalog kurmamız, siyasi bir söylem geliştirmemiz gerek. Afganistan'da çözümün siyasi uzlaşma ile sağlanacağını biliyoruz. Afgan asıllı Taliban, Hakkani gibi gruplar siyasi uzlaşmaya varmalı. Hizbi İslami ile zaten uzlaşma sağlanmıştı. Ancak DEAŞ ve El Kaide gibi uluslararası ajandası olan küresel terör örgütleriyle herhangi bir barış anlaşması yapmak gibi bir niyetimiz kesinlikle yok. Barış sürecinin kapılarını sadece Taliban ve Hakkani örgütüne açıyoruz. Barış nasıl sağlanabilir? Bunun tek yolu, Afgan hükümetinin ve Taliban'ın masaya oturup müzakere etmesidir."

Karzai, müzakere fırsatlarının yanı sıra birçok zorluğun ve yanlış anlaşılmanın da meydana geldiğini ve zaman zaman Taliban'ın sahada güçlendiği takdirde müzakere masasında da güçleneceği bir anı kolladığını ancak bunun gerçekleşmediğini belirtti.

Afganistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Karzai, "İşte bu yüzden, 'hiçbir ön koşul öne sürmeden müzakere edeceğiz' diyerek temel şartımızı ortaya koyduk. Haydi oturup müzakerelere başlayalım. Karşı tarafı, bir ilerleme kaydedip kaydedemeyeceğinizi sadece müzakere yoluyla anlayabilirsiniz. İlerlemenin tek yolu, doğrudan yüz yüze iletişim kurmak." sözlerini sarf etti.

Taliban'a, çözümün siyasi müzakere yoluyla elde edilebileceği mesajı gönderdiklerini belirten Karzai, "Taliban'ın içinde, ancak barışla yol alınabileceğine inanan bir grup var. Ama aynı zamanda, 'askeri yoldan devam edelim' diyen kişiler de var. Umarız, barıştan yana olanlar daha etkin olurlar ve bizimle konuşmaya müzakere masasına gelirler." diye konuştu.

Karzai, "Bir Taliban mı, yoksa birden çok Taliban mı var?" şeklindeki soruya, "Yekpare bir Taliban olduğunu düşünmüyorum. Ama Taliban'ı farklı komutanları olan, farklı eylemlerden sorumlu farklı şuraları olan bir yapı olarak, bir bütün olarak düşünüyorum. Talibanı bölmeye yönelik farklı çabalar oldu. Ancak uğraşılması gereken şey bu değil. Yapılması gereken şey, sadece küçük gruplarla değil, Taliban'ın tamamıyla müzakere etmek." dedi.

- "Taliban ile ilişkinin tek amacı, Taliban'ı barış masasına getirmek olmalı"

Rusya'nın Taliban'a yönelik tutumunu da değerlendiren Karzai, "Rus muhataplarımızla bir araya geldiğimizde onlara 'eğer Taliban ile bir ilişki yürütmek istiyorsanız, tamam' diyoruz. Birçok ülkenin Taliban ile ilişkisi var. Ama o ilişkinin tek amacı olmalı, o da Taliban'ı barış masasına getirmek olmalı." diye konuştu.

Bazı ülkelerin Taliban ile yürüttüğü ilişkilerin çoğu zaman barış için olmadığını vurgulayan Karzai, "Onlara, bunun Afgan hükümeti tarafından kabul edilemez olduğunu söylüyoruz. Başka tehditleri bertaraf edebilir diye Taliban ile ilişki kuruyorlar. Ama bu tehditle mücadele etmenin tek yolu meşru Afganistan hükümeti ile temasta olmaktır. Bu yüzden devletler arası ilişki kurulmasını öneriyoruz, meşru olmayan aktörlerle değil." dedi.

DEAŞ'ın Afganistan'daki faaliyetlerini de değerlendiren Karzai, örgütün Suriye ve Irak'taki varlığı ile Afganistan'daki varlığının birbirinden farklı olduğunu, ancak aynı ideolojiyi paylaştıklarını söyledi.

Afganistan'daki DEAŞ üyelerinin yüzde 60'dan fazlasını Pakistanlıların, bir bölümünü daha önce Taliban üyesi olanların, bir kısmını da diğer küresel örgütlerden gelenlerin oluşturduğunu vurgulayan Karzai, bunların hepsinin tek formatta birleştiklerini kaydetti.

DEAŞ'ın Afganistan'a çok yabancı bir örgüt olduğunu vurgulayan Karzai, "Afganlar örgütle ilişkilendirilemez, hiçbir düzeyde onlarla bağlantılı olamaz. DEAŞ'a karşı büyük oranda askeri ve siyasi çaba harcadık." diye konuştu.

Karzai, ülkede DEAŞ'a karşı mücadelenin devam ettiğini, örgütün birçok noktada geri püskürtüldüğünü ve DEAŞ'ın lider kadrosundan birçok ismin Afganistan'da öldürüldüğünü anlattı.

Karzai, "Devlet dışı bir aktörün bir başka devlet dışı aktöre karşı desteklenmesini kabul edemeyiz, buna izin vermeyiz." diye konuştu.

- "Sorumluluk Afgan askerlerde ama gelecek yıllarda da desteğe ihtiyacımız olacak"

NATO'nun Afganistan güvenlik güçlerine eğitim, danışmanlık ve yardım desteği verdiğini belirten Karzai, "Bu alanda hala yapacak çok şey var. Hala yapabileceğimiz etkinlikler, geliştirebileceğimiz kapasitemiz var." dedi.

Terörle mücadele konusunda ABD'nin yürüttüğü faaliyetler aracılığıyla verdiği desteğe de dikkati çeken Karzai, "Bu kapsamda, Afganistan'da güvenlik alanının daha güçlü olması için kabiliyet ve kapasitemizin sadece askeri olarak değil, aynı zamanda taşımacılık, lojistik, iletişim ağı gibi konularda da artırılmasını istiyoruz. Şimdi güvenlik konusunda sorumluluğun büyük kısmı Afganların omuzlarında. Ancak gelecek yıllarda da desteğe ihtiyacımız olacak." dedi.

ABD'nin, Afganistan'daki askeri varlığını artırmaya ilişkin bir inceleme yaptığını belirten Karzai, "(ABD'nin) Çalışmaları sona erdiğinde asker artımına gidip gitmeyeceklerine dair bir karar verecekler." dedi.

Suriye'de savaşan Afganistanlı Fatimiyun Tugayları'nın varlığı ve İranlı devrim muhafızları komutanlarının Pakistan ve Afganistan'da binlerce destekçisinin olduğu yönündeki açıklamaları hatırlatılan Karzai, "Bir gün siyasi uzlaşı gerçekleşirse bu yapının ülke güvenliği açısından tehdit oluşturacağını düşünüyor musunuz?" şeklindeki soruya, şöyle yanıt verdi:

"Endişeliyiz. Afganistan'ın dışından faaliyet gösteren insanların olması kaygı verici. Ayrıca, bu insanların bir kısmının Afganistan'a gelmek isteyebileceklerinden de endişe duyuyoruz. Bu yüzden komşularımızla iletişim halindeyiz. Bu insanların bir gün Afganistan'a dönme ihtimaline karşı yavaş yavaş güvenlik güçlerimizi hazırlıyoruz. Sadece biz değil, bölgedeki birçok ülke buna hazırlıklı olmalı."

DEAŞ'ın sadece Afganistan, Irak ve Suriye'de değil, dünyanın birçok bölgesinde faaliyet gösterdiğine dikkati çeken Karzai, "DEAŞ, tek bir örgüt değil, farklı ülkelere yerleşmiş bir ağ." dedi.

- Afganistan konulu diyalog toplantısı

Karzai, Rusya'nın başkenti Moskova'da 14 Nisan'da yapılacak Afganistan konulu diyalog toplantısından beklentisinin, komşu ve dost ülkelerle dürüst ve açık bir görüşme gerçekleşmesi olduğunu söyledi.

Toplantıda barışın tesis edilmesini istediklerini açıkça dile getireceklerini belirten Karzai, sözlerini şöyle sonlandırdı:

"Bütün ülkelerden Taliban'ı müzakere masasına getirebilmek için ikna ve baskı güçlerini kullanmalarını isteyeceğiz. Ayrıca, her türden barış sürecinin Afgan yönetiminde, Afganlar tarafından yürütülmesi gerektiğini vurgulayacağız. Afganların yürütmediği bir barış süreci ortaya atılırsa başarısız olur. O toplantıya temel mesajlarla gideceğiz. Bunların en önemlisi de şu: Meşru bir Afgan hükümeti var. Barış sürecini güçlendirmek için bu hükümetle çalışmak gerekir."






AA

Kaynak:Haber Kaynağı