Derviş Argun
AHMET BURHAN ATAÇ VE BİLDİĞİMİZ FETÖ
Her şeyden önce en üst perdeden şunu bir haykıralım. "Zulüm kimden gelirse gelsin, kime yapılırsa yapılsın" insanlık suçudur. Bundan dolayıdır ki, "kim olursa olsun zalime karşı, kim olursa olsun mazlumdan yana" tavır almak, duruş geliştirmek İslamlıktan öte bir insanlık meselesidir.
Geçenlerde Ekrem Dumanlı'nın, babası FETÖ'den tutuklu ve ilik kanserinden ölen 9 yaşındaki Ahmet Burhan Ataç ile ilgili yaptığı konuşmayı, sosyal medyada izleyince anladım ki, bunca yaşananlara rağmen FETÖ cephesinde değişen hiç bir şey yok.
Evet, Ahmet Burhan Ataç 9 yaşındadır ve dibine kadar da masumdur. Yazılıp çizilenler doğruysa hastalık sürecinde tutuklu babasıyla görüştürülmemesi zulümdür. Cezaevindeki babasının ölümden önce çocuğuna sarılmasına fırsat verilmemesi zulümdür. Oğulun, babaya hasret gönderilmesi zulümdür. Babasının işlediği suçun acısını, 9 yaşındaki çocuğa yaşatmamız zulümdür. Her şeyden önce, Ahmet Burhan Ataç gibi hastalığının son evresindeki insanlarla ilgili gösterilmesi gereken ihtimamın, hukuk gelgitleri arasında katledilmesi zulümdür.
Ama, Ahmet Burhan Ataç'ın yaşadığı bu büyük acının gerçek müsebbibi, onu ve yaşadığı acıyı hala kullanma cüretkarlığındaki FETÖ prensleri ve onların emir eri tweetçi alçaklardır. Ona bu acıyı yaşatanlar, onlar ve onlar gibi on binlerce insan üzerinden geliştirdikleri iğrenç sömürü mekanizması ile uşaklık yaptıkları merkezleri mutlu etmek için, kendilerine gönül veren insanları perişan edenler, satanlar, ihanet edenlerdir.
Bugün sığındıkları rahmin sahibinin, AB, ABD ve İsrail olduğunu çok iyi bilen bu beylerin, burada koskoca bir kitleye yaşattıkları acı, umurlarında bile değildir. Onlar, halen çok iyi kullandıkları ve çoğu zaman da müstear isimlerle işlettikleri sosyal medya üzerinden, defalarca sömürdükleri bu mazlumları yine ve yeniden sömürmeye teşebbüs edecek kadar alçaklık içindedirler. Kendi dünyalarında zerre taviz vermedikleri konfora rağmen bu beylerin, 9 yaşındaki Ahmet Burhan Ataç ya da onun vefatı üzerine anne ve babasının yaşadığı travmayı anladığına inanmak, bu alçaklığa eşlik etmek demektir.
Evet, Ahmet Burhan Ataç, 9 yaşındadır ve yaşıtı olan diğer çocuklar gibi her konuda dibine kadar suçsuz ve masumdur. Ama onun yaşı ve yaşadıkları üzerinden dirilmeye çalışanları tarih, alçaklığın en pespaye örnekliği olan kişiler olarak kaydedecektir. Acıyı pazarlamayı ahlak edinmiş bu yapının, parmakları deklanşörde, mazlum karesi arayışı içinde olduğunu görmek, ülkemin önünde daha ne kadar uzun bir yol olduğunun en kestirme delilidir. Bu yapının, aynı azim ve inançla açtığı hasarın çizdiği yolda devam edeceğini, Ekrem Dumanlı ve onun gibilerin ortaya koyduğu anlayış, ispat etmektedir.
2013 yılı Mart ayında, abisi cezaevindeyken annesini kaybeden ve soğuk bedenle, sıcak gözyaşının buluşmasına şahitlik eden birisi olarak diyorum ki, merhamet en çok devlete yakışır. Suçu ne olursa olsun, 9 yaşındaki bir çocuğun cezaevindeki babasını görmek istemesine olur vermek, hukuk sistemine zarar vermez, bilakis güçlendirir. En azından Ekrem Dumanlı gibi FETÖ prenslerinin ağızlarını doldura doldura konuşmalarına mani olur ki, bu bile bir şey.
Ahmet Burhan Ataç'ın masumluğu ve Perinçek'in söylemleri üzerinden 15 Temmuz cürümünü perdelemeye çalışmak, kaldıkları yerde durduklarını göstermektedir. Ülkenin tüm birikimini, yetişmiş insan kaynaklarını, maddi ve manevi imkanlarını derdest edip, rahminden nemalandıkları ABD'nin emrine sunanlar, daha kendi hesaplarını bile ödemeden hesap soran bir dille karşımıza çıkıyorlarsa Allah korusun yaşayacaklarımız, yaşadıklarımızdan daha fazla demektir.
Özellikle 15 Temmuz sonrası en iyi yaptıkları şey, yaşanması muhtemel normalleşmeyi baltalamak için binlerce kilometre öteden devletin refleksini test eden fitneler üretmekti. Maalesef yine aynı şeyleri bile isteye yapıyorlar. Şüphesiz, içine girip bir zamanlar kendilerinin zannedecek kadar etkin oldukları devleti, en iyi onlar tanırlar. Hangi tutumun cevabının ne olacağını, en iyi onlar bilirler. Buna rağmen 9 yaşında kanserden vefat eden Ahmet Burhan Ataç'ın acısını bile araçsallaştırarak, kendi cürümlerini aklamaya çalışmaları, sahip oldukları iğrençliği ispat ettiği kadar, ne denli merhametsiz olduklarını da ortaya koymaktadır. Neticede, şu yaşananlarda 9 yaşındaki Ahmet Burhan Ataç ne kadar masumsa, siz o kadar suçlusunuz.