AK Parti İstanbul İl Başkanlığı İstişare ve Değerlendirme Toplantısı
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan: (3)- "Bundan sonraki süreç, yaklaşık bir yıl sonra bir yerel seçim, ardından Kasım 2019 bir Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle ilgili seçim yapacağız. Güçlü olmamız için bir iki noktayı özell
İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bundan sonraki süreç, yaklaşık bir yıl sonra bir yerel seçim, ardından Kasım 2019 bir Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle ilgili seçim yapacağız. Güçlü olmamız için bir iki noktayı özellikle hatırlatmam lazım. Gerek gençlik gerek kadın kolları gerekse de ana kademe eğer biz kendi içimizde sadakat, teslimiyet bunları gerçekleştiremezsek arkadaşlar, bizim yolumuz açık değildir. Burada başarıyı asla beklemeyin." dedi.
Erdoğan, partisinin İstanbul İl Başkanlığı İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'ndaki konuşmasında, Türkiye'nin son 200 yılının ilk kısmının Cumhuriyet'in kuruluşuyla neticelenen zorlu, kimi zaman zaferlerle kimi zaman acılarla dolu bir süreç olarak yaşandığını dile getirerek, "Cumhuriyetimizin kuruluşunun ardından geçen yaklaşık bir asrımız ise adeta sürekli bir arayış dönemi olmuştur. İçinde demokrasiye geçişimiz gibi sevindirici, darbeler gibi üzüntü verici pek çok hadisenin bulunduğu bir dönemin ardından son 15 yılda kendimize yeni bir mecra açmayı başardık." diye konuştu.
Bu mecranın büyük Türkiye'nin inşası ve ihyası yolu olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Her büyük mücadele gibi bu süreçte de pek çok engelle, pek çok saldırıyla, pek çok ihanetle karşılaştık. Özellikle son 5 yılımız bekamıza yönelik kesintisiz tehditlere karşı yürüttüğümüz şanlı bir mücadeleyle geçti. Bugün akşam Yıldız Sarayı'nda yapılacak toplantıda anacağımız ve anlamaya çalışacağımız Sultan Abdülhamid-i Sani Han, 'Birlik ve beraberlik her kuvvete üstündür.' diyor. Biz de milletimizin ve devletimizin beka mücadelesini her kuvvete üstün olduğuna inandığımız birliğimizi ve beraberliğimizi güçlendirerek yürüttük ve yürütüyoruz."
- "Hasbi olmaya mecburuz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, girdikleri her mücadelede milletin desteğini yanlarında bulduklarına vurgu yaparak, şunları söyledi:
"Türkiye, yerli ve milli tüm unsurlarıyla tarihinin pek az döneminde görülen bir birlik, beraberlik, kenetlenme içinde hedeflerine doğru ilerliyor. Burada paylaşmam gereken en önemli konu şudur; Bugün bir il başkanlığı devir teslimini gerçekleştirdik. Bundan sonraki süreç, yaklaşık bir yıl sonra bir yerel seçim, ardından Kasım 2019 bir Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle ilgili seçim yapacağız. Güçlü olmamız için bir iki noktayı özellikle hatırlatmam lazım. Gerek gençlik gerek kadın kolları gerekse de ana kademe eğer biz kendi içimizde sadakat, teslimiyet bunları gerçekleştiremezsek arkadaşlar, bizim yolumuz açık değildir. Burada başarıyı asla beklemeyin. Her şeyden önce sadakat ve teslimiyet bu iş için aranan iki önemli hususiyettir, haslettir. Burada, bir başka önemli konu. O da hesabi mi olacağız, hasbi mi olacağız? Eğer hesabi olursak yandı keten helva... Bir yere gitmez. Hasbi olmaya mecburuz. Onun için de 'Ben' değil 'Biz' olmaya mecburuz. Eğer herkes 'Ben' derse, 'Benim bildiğim doğrudur.' derse kusura bakma bizim bu noktadaki hareket tarzımız Ve şavirhum fi'l-emr, 'Bütün işlerinizde istişare ediniz.' İstişare ediliyorsa neticesine uyacaksın. Bu istişarenin de nihai kararını verecek olan merci neresidir? Oradaki o toplantının lideri kimse odur. 'Ben daha iyi bilirim.' Hayır arkadaş. Sen daha iyi bilmezsin. Biz daha iyi biliriz. Bizim anlayışımız bu."
Dünyadan çok "Ben"ler gelip geçtiğini dile getiren Erdoğan, onların kalıcı olamadığını kaydetti. Erdoğan, istişare mekanizmasının kendileri için çok önemli olduğuna vurgu yaparak, "Çok önemli üniversiteler bitirebilirsin. Profesör, doçent olursun. Çok çok büyük zengin olursun. Bunların hepsi gelip geçici şeyler. Aslolan o ekibin içerisindeki az önce saydığım hasletlere tabi olmaktır. Onlara tabi olursak nasıl neticeler alınabileceğini çok açık ve net görmek mümkündür. Biz bunları yaşadık. Bu noktalara da bunları yaşaya yaşaya geldik. Diğer türlü gelmedik. Bundan sonra da böyle yürümeye devam edeceğiz. Ne FETÖ ne de PKK başta olmak üzere terör örgütlerinin alçakça saldırıları ne yıllarca müttefikimiz olarak gördüğümüz kimi devletlerin artık husumet boyuna varan politika değişiklikleri bizim bu tavrımızı bu güzel iklimimizi bozamadı, bundan sonra da bozamayacaktır." değerlendirmelerinde bulundu.
Konuşmasının devamında Nazım Hikmet'in "Güneşi İçenlerin Türküsü" adlı şiirini seslendiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yüreğimiz topraktan aldı hızını; altın yeleli aslanların ağzını yırtarak gerindik. Sıçradık; şimşekli rüzgara bindik! Kayalardan kayalarla kopan kartallar çırpıyor ışıkta yaldızlanan kanatlarını. Alev bilekli süvariler kamçılıyor şaha kalkan atlarını! Sen de çıkar göğsünün kafesinden yüreğini; şu güneşten düşen ateşe fırlat; yüreğini yüreklerimizin yanına at! Akın var güneşe akın! Güneşi zapt edeceğiz güneşin zaptı yakın! Güneşin aydınlattığı vatan topraklarına el uzatmasına, yüreğimizi ateşe atma pahasına da olsa asla izin vermeyeceğiz. Her şehidimiz, her gazimiz ecdadımızdan aldığımız bu emaneti gelecek nesillere bırakma kararlılığımızın bir nişanesidir. Bu vesileyle tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize sağlık ve afiyet temenni ediyoruz."
(Sürecek)
AA
Kaynak: