Baştan, 31 Mart’tan başlayalım

Şunu net bir şekilde söyleyelim ki ‘Seçimin matematiksel kazananı, birincisi ‘Cumhur İttifakı’dır.

Matematiği inkar etmiyorsanız, ‘52>48’ diyorsanız “kazanan”, “1.” olan Cumhur İttifakıdır.

MİLLET “BEKA” MESELESİNE SAHİP ÇIKTI

Millet beka meselesini sahiplenmiş, yüzde 52’lik oy oranıyla Cumhur İttifakı’nın “Meşruiyetini tartıştırmam, ağzınıza bile aldırmam” mesajını net bir şekilde vermiştir.

Ankara’yı, İstanbul’u Antalya, Adana, Mersin’i CHP’ye veren millet, Cumhur ittifakı’nın oyunu yüzde 50’nin altına düşürmedi. 

Başta ABD olmak üzere 31 Mart’tan hemen sonrasında yapılan açıklamalar, eğer yüzde 50’nin altında kalsaydı, Türkiye’nin bir beka en azından bir bedel meselesiyle karşı karşıya kalacağını göstermiştir.

ERDOĞAN’A DESTEK

Millet yüzde 52’lik destekle Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıkmış, ancak teşkilatlardan, belediyelerden ve sayın Cumhurbaşkanının da defaatle dile getirip uyardığı; partiye çöreklenmiş, ihale, eş, dost, için çalışan, alıp alıp bir kere alamadığı zaman da kıyameti koparıp AK Parti düşmanlığı yapan tipler ve anlayıştır. Böyle bir grubun yaptığı yanlışlar muhalefetin algı operasyonuyla birlikte halkın önüne kocaman bir olgu haline geliyor.

MİLLET AK PARTİ’YE TEPKİLİ
CHP’Yİ SEVDİĞİNDEN DEĞİL!

Yenilenen İstanbul seçimlerine gelince, CHP adayı Ekrem İmamoğlu açık farkla kazandı. Halkın karşısında hizmet vadeden de slogan üreten iki aday vardı. Seçim sonucundan sunu daha iyi anlıyoruz ki; halk “mesaj” vermeye kararlıymış, İmamoğlu değil başkası da olsa sonuç pek değişmeyecekmiş.

Tabi ki burada her ne kadar 10’larca yalanı ortaya çıksa da, İmamoğlu’nun, CHP statükosuna ters, ezber bozan başta dine ve yaşama saygı gibi söylemlerinin etkisini kesinlikle inkar edemeyiz.

Cumhurbaşkanının eşi başörtülü diye Çankaya’ya çıkmayan CHP’den, camide cemaate yasin okuyan İmamoğlu’na…

Millet Ankara ve İstanbul’da belediyeleri CHP’ye verirken belediye meclislerinde çoğunluğu da Cumhur İttifakı’na verdi. Yani CHP’ye güvenmediğini net bir şekilde ortaya koyarak Cumhur İttifakı’na kontrol görevi verdi. Açıkça “Benim CHP’yle bir işim yok sorunum seninle, hatalarını gör, beni CHP’ye muhtaç etme” dedi.

KONYA

Konya’ya gelecek olursak Konyalılar, yüzde 70,5’luk oy oranı ile, Konya’da Büyükşehir’de Uğur İbrahim Altay’ın doğru tercih olduğunu ortaya koydu. “Konya Reis’i, Reis de Konya’yı seviyor” sözünün içini de bir kez daha doldurdu. Konya’da yüzde 70,5’luk başarı nasıl büyük başarıysa Ereğli ve Beyşehir gibi Konya’nın iki büyük ve güzide ilçesinin kaybedilmesi o ölçüde büyük bir yenilgidir ve hiçbir şekilde izahı ve bahanesi yoktur. Şimdiye kadar teşkilatta bunun hesabı yapılmıştır, faturası da çıkartılmıştır herhalde! AK Parti’de ceza mekanizması da, iyi işleyen ödül mekanizması gibi işletilmezse sorunların çözümünde sıkıntı yaşanır.

Cumhur İttifakı’nın Konya’da 10 ilçede yüzde 50’nin altında kalması üzerinde çokça kafa yorulması gereken bir meseledir.

SONUÇ: YÜKSEK DOZLU UYARI!

Son İstanbul seçimleriyle birlikte AK Parti için yapılan uyarının dozajı hiç de küçümsenmeyecek boyutta. Bunu görmek lazım.

Kampanya döneminde hizmet adına pek fazla bir şey vaat etmeyen İmamoğlu ile İstanbul’a büyük hizmetler vadeden Yıldırım’ın yarışında kazanan İmamoğlu oluyorsa, İstanbul 25 yıl sonra “sol”a geçiyorsa sorunu iyi tespit etmek lazım.

Aslında AK Parti için son yaşananların “Denizi geçip derede boğulmak” olduğunu görmek lazım.

Ülkeye ekonomik ve sosyal açıdan çağ atlatan AK Parti’nin yönetim açısından da üst düzeyde şeffaflık içeren bir idari ve yerel yönetim anlayışını getirmesi şart. Başta belediyelere personel alımı gibi konular açık ve şeffaf hale getirilmesi gerekliliktir.

Daha önce de milletten zaman zaman uyarı alan ve bu uyarıları dikkatle yorumlayan AK Parti’nin, hele hele yeni oluşumlardan bahsedildiği bir dönemde, son uyarının dozunun öncekilere göre çok daha yüksek olduğunu görmesi lazım.

Seçim sonuçlarının ülkemize hayırlı sonuçlar getirmesini diliyoruz.