yazar-64
Âkile hanım, sallan ve yuvarlan
“Âkile Hanım Sokağı” Halide Edip Adıvar’ın önce 1957-58 yılları arasında “Hayat” mecmuasında kaleme aldığı bir romandır. Daha sonra da ilk baskısı 1958 yılında yapılmıştır. Bir çalışma vesilesi ile okumaya başladığım bu kitapta 50’li yıllara dair çok çarpıcı fotoğraflarla, özellikle Amerikan kültürü etrafında Halide Edip’in görüşleri ve ilginç tespitleri ile karşılaştım. Romanda bir leitmotif olarak kullanılan “sallanma ve yuvarlanma” ifadesi İngilizcedeki “rock” ve “roll” kelimelerinden geliyor ki bunu dilimize “sallan” ve “yuvarlan” şeklinde çevirebiliyoruz. Amerikan kültürüne çok yakın şimdi de komşuluk derecesinde yakın bir milletin fertleri olarak bu kelimelerin başka bir anlamı da çağrıştırdığını elbette biliyoruz. Evet bir müzik ve dans türü… Yukarıdaki kelimelerle de anlam itibariyle örtüşüyor. Milli mücadele döneminin en canlı şahitlerinden biri olan Halide Edip’in Cumhuriyet Devri’ni de sorgulayan Demokrat bir yazar olduğunu yine 50’li yıllarda hatıraları etrafında yazdığı romanlarından anlıyoruz.
Halide Edip bu romanda da İttihat ve Terakki Dönemi ile Cumhuriyet Dönemi’nin iki neslinin mukayesesini roman kahramanlarından Nermin’in Eniştesi Samim’e yaptırıyor. Eleştiri Nermin’in kocasının Roma’dan gönderdiği bir mektupta bu dansla ilgili verdiği bilgilerle başlıyor. Neriman’ın kocası Tarık’ın gönderdiği mektupta dansla ilgili anlatılanlar şu şekilde:
‘…Ayrılmadan biraz evvel Amerika’da yeni çıkmış ve pek popüler olan, istersen “salla” ve “yuvarla” istersen “sallan” ve “yuvarlan” diye tercüme edebileceğin “Rock and Roll” denilen yeni dansı ilk defa Roma’da oynadılar...’ (Adıvar,2001;86) Bu bilgiden sonra bu dansın yorumu Neriman’ın eniştesi ağzından yaptırılıyor:
‘Bizler eskiden hayat boyunca olduğu yerden yükselmeye çalışan gençlerdik. Konsolos, elçi, büyükelçi, bir de en yüksek bildiğimiz Vekâlet sandalyesine sıçrayabilmek için mebus bile olurduk. Fakat artık geri dönmek sırası geldiğini anlar anlamaz gözlerimiz geçmiş hayallere çevrilirdi Şimdi geçmişle rabıtamız tamamen kesilmiş gibi. Karışık bir zaman Mamafih, geçmişin bazı kalıntıları, hayatta yüklendiğimiz vazifeyi bile bize unutturdu... İstikbal bahsine gelince, değil bizler, gençler bile onu ellerine alamıyorlar. Hatta Amerika dedikleri dünyanın en genç ve iyimser milleti bile ne arkaya ne öne bakabiliyor…’(Adıvar,2001;89)(*)
İşte yeni doğan bir çocukla ilgili önceden görülen bir rüya… “Amerikan rüyası”. Ve önüne ve arkasına bakamayan o günlerin nesli şimdi ABD’de en önemli yerleri işgal etmekte. Dış işlerinden Savunma bakanlığına kadar o günlerin çocuk yaştakileri bugün neo conlar namı ile meşhur muktedir nesil. Şimdi dünyada olan hadiseleri ve tarih sahnesinin en parlak kıyafetlisi olan Amerika’yı bir de bu yönden kritik edin. Fazla söze ne hacet…
(*) Adıvar, Halide Edib, Âkile Hanım Sokağı, Özgür Yayınları, 2001, İstanbul