Prof. Dr. Ali Akpınar
Allah’ı ananlar
Allah’ı ananlar ve Allah’ı unutanlar!
Zikir, Allah’ı anmak, O’nu hiç unutmamak, her zaman ve her yerde O’nun huzurunda olduğunun bilincinde olmaktır. Bir Kur’ân kavramı olan zikrullah, Allah ile beraber olmak, Allah’ı hatırda tutmak, Allah’ın kitabı Kur’ân’a göre yaşamak, dil ile Allah’ı anmak demektir. Zikrullahtan kopan kimse Allah’ı unutmuş ve O’ndan kopmuş demektir.
İnsan, nisyan ile ma’lüldür. Yani unutma, insanın zaaflarından biridir. Unutma, bir nimettir de. Ancak insan neyi unutacağını ve neyi asla unutmayacağını iyi bilmelidir. İnsanı yöneten Kur’ân, ona unutmaması gerekenleri sürekli hatırlatır. İnsanın unutmaması gereken şeylerin başında Yüce Allah gelir. İnsan, her şeyden önce O’nu unutmamalıdır. Zira Allah’ı unutan insan, kendini unutur, Allah’ın kudretini ve ayetlerini unutur, Ahireti unutur. Ahireti unutan kimseden ise hayır gelmez.
Bu konuda Kur’ân’da şöyle buyurulur:
Ancak "Allah dilerse yapacağım" de. Unuttuğun zaman Rabbini an ve "Rabbimin beni bundan daha doğru bir bilgiye ulaştıracağını umarım" de.
Şeytan onları kuşatmış onlara Allah'ı anmayı unutturmuştur. Onlar şeytanın taraftarıdır. Muhakkak ki şeytanın taraftarı kaybedecektir.
Allah’ı unutmak:
Onlar, Allah'ı unuttular, O da onları unuttu. Münafıklar; işte yoldan çıkanlar onlardır.
Şu, Allah'ı unuttuklarından dolayı (Allah'ın da) onlara kendi canlarını unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar, yoldan çıkan insanlardır.
Allah’ın unutmasından kasıt, O’nun onları yardımsız bırakması, onların çağrılarına icabet etmemesi ve onlara azab etmesidir. Onların Allah’ı unutması ise, O’nun ölçülerine aykırı davranmalarıdır.
Allah’a kavuşmayı unutmak:
Onlar ki dinlerini bir eğlence ve oyun yerine koydular ve dünya hayatı, kendilerini aldattı. Onlar, bu günleriyle karşılaşacaklarını nasıl unuttular ve ayetlerimizi bile bile nasıl inkâr ediyor idilerse, biz de bugün onları öyle unuturuz!.
Bu gününüzle karşılaşmayı unutmanızın cezasını tadın! (Şimdi) Biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınızdan ötürü ebedi azabı tadın!
Ve (kendilerine şöyle) denildi: "Siz, bu gününüzle karşılaşmayı nasıl unuttunuzsa biz de bugün sizi unuttuk. Yeriniz ateştir. Hiçbir yardımcınız da yoktur!"
Ahiret bilinci, insanı istikamette tutar, onu iki dünyanın adamı eder.
Allah’ın ayetlerini unutmak:
Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldığı halde onlardan yüz çeviren ve ellerinin (yapıp) öne sürdüğü(günahlarını, isyanları)nı unutandan daha zalim kim olabilir?
(Allah) buyurur ki: "Nasıl sana ayetlerimiz geldiği zaman, sen onları unuttuysan, bugün de sen öyle unutulursun!"
Allah’ın ayetlerini unutmak, onları okumayı, anlamayı ve gereklerini yerine getirmeyi terk etmektir. Kâinat Kitabındaki O’nun erişilmez kudretine delalet eden ayetleri görmezden gelmektir.
Allah’ı anmak:
Allah’ı, O’nun ismini ve nimetlerini zikretmemizi emreden onlarca ayet vardır. Bu ayetlerde Yüce Allah’ı her hal ü karda ve kesintisiz anmamız üzerinde durulur:
Öyle ise beni anın ki, ben de sizi anayım; bana şükredin, nankörlük etmeyin.
Ey inananlar, Allah'ı çok anın. Ve O'nu sabah akşam tesbih edin.
Namazda zikir:
Ey inananlar, Cuma günü namaz için çağrıldığı(nız) zaman, Allah'ı anmağa koşun, alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır.
Namazdan sonra zikir:
Namaz kılındıktan sonra yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lutfundan (nasibinizi) arayın. Allah'ı çok anın ki başarıya eresiniz..
Korkuda Güvende zikir:
Eğer (bir tehlikeden) korkarsanız, yaya yahut binmiş olarak kılın; güvene kavuştuğunuz zaman, bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği şekilde Allah'ı anın.
Hacda zikir:
Arafat’tan ayrılıp (Müzdelife'ye) akın edince Meş'ar-i harâm'da Allah'ı anın, O'nun size gösterdiği biçimde O'nu anın. O'nun yol göstermesinden önce siz, sapıklardan idiniz.
Hac ibadetlerinizi bitirince atalarınızı andığınız gibi hatta daha kuvvetli bir anışla Allah'ı anın…
Sayılı günlerde Allah'ı anın… Allah'tan korkun ve O'nun huzuruna toplanacağınızı bilin.
Ayakta iken, otururken, yatarken zikir:
Namazı bitirdiğiniz zaman ayakta, oturarak ve yanlarınız üzerinde (uzanarak) Allah'ı anın; güvene kavuştunuz mu namazı (tam) kılın. Çünkü namaz, müminlere vakitli olarak farz kılınmıştır.
Cephede zikir:
Ey inananlar, bir toplulukla karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah'ı çok anın ki, başarıya erişesiniz.
Allah’ın nimetini anmak:
Ey inananlar, Allah'ın size olan nimetini hatırlayın: Hani bir topluluk size ellerini uzatmağa (saldırmaya) yeltenmişti de (Allah) Onların ellerini sizden çekmişti. Allah'tan korkun. Müminler Allah'a dayansınlar.
Özetle söyleyecek olursak, unutma insan zaaflarından biridir. Önemli olan neyi unutup neyi unutmayacağının tespitidir. Şeytan, sürekli olarak insana asla unutmaması gereken Yüce Allah’ı unutturmaya çalışır. Buna karşın Kur’ân da sürekli Allah’ı hatırlamaya çağırır. Kur’ân’a göre müminin hayatı iki zikrullah arasında geçer ve zikrullah ile devam eder. Hayata zikrullah ile başlanır, zikrullahla devam edilir ve zikrullahla son verilir. Zikrullahtan kopuk olan hayat müminin hayatı olamaz. Çünkü zikrullahtan kopuk bir hayat günah ve isyanlı bir hayattır. O halde Allah adına yaşayalım, Allah’a bağlı yaşayalım ve Allah Allah diyerek huzuruna varalım, Allah’ın nimetlerine nail olalım.