Alman Meclisinin Ermeni iddialarıyla ilgili kararının etkileri
Almanya’nın eski insan hakları sorumlusu Löning: - "Karar, Türkiye-Almanya işbirliğine katkı sağlamayacak. Hedefimiz birbirimizin hayatını zorlaştırmak değil kolaylaştırmak olmalı"- "Türkiye birçok açıdan olağanüstü stratejik öneme sahip bir ortak"- Avrup
BERLİN (AA) – Alman uzmanlar, Almanya-Türkiye arasında stratejik diyaloğun geliştiği bir dönemde, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarıyla ilgili Alman Federal Meclisinde (Bundestag) alınan karar sonrası yaşanan gerginliğin, önemli alanlarda işbirliğine zarar vermesinden endişe duyuyor.
Suriye’de iç savaşa son verilmesi, sığınmacı krizinin çözülmesi gibi alanlarda Türkiye ile Almanya arasında yakın işbirliğinin kritik önem taşıdığını vurgulayan hükümetin eski insan hakları sorumlusu Markus Löning, Alman Meclisinin kararının Türkiye-Almanya işbirliğine katkı sağlamayacağını vurguladı.
Löning karar tasarısını eleştirerek, "Hedefimiz birbirimizin hayatını zorlaştırmak değil, kolaylaştırmak olmalı. Benim de çağrım bu amaç doğrultusunda çalışılmasıdır." dedi.
Türkiye, Almanya ve diğer Avrupa hükümetlerinin Suriye, sığınmacı krizi konularında birlikte çalışmak zorunda olduğunu vurgulayan Löning, “Sığınmacı krizinde Türkiye çok ciddi çabalar içinde ve bizler destek olmalı, sorunlara çözüm bulmalıyız.” ifadelerini kullandı.
Alman Meclisinde Ermeni iddialarını içeren karar tasarısının kabul edilmesinin ardından Türkiye ile Almanya arasında yaşanan gerilimden duyduğu endişeyi dile getiren Löning, şöyle devam etti:
"Birbirimiz için çok önemliyiz bunu görmeliyiz. Karşılıklı ekonomik çıkarlarımız var, Türkiye’de çok ciddi Alman yatırımları var ve aynı şekilde Almanya’da Türk yatırımları var. Almanya’da Türkiye ile aile bağları olan yurttaşlarımız var. Her iki ülke NATO üyesi. Türkiye Ortadoğu ile Avrupa arasında yer alan, en çok güven duyduğumuz ülke. İslam dünyasında, büyük bir farkla en iyi ilişkilerimiz olan ülke. Türkiye birçok açıdan olağanüstü stratejik öneme sahip bir ortak.”
Kararın yol açtığı tartışmalarda çoğu zaman duygusal tepkilerin tırmandığını, bunun Almanya’ya, Türkiye’ye ve Almanya’da yaşayan Türklere zarar verdiğini belirten Löning, “Adeta masa tenisi oyununa döndü. Karşılıklı suçlamalar, kışkırtıcı açıklamalar, nasıl tanımlarsanız tanımlayın, bu yaşananlara artık son verilmeli. Herkese nesnel bir siyasi zemine dönülmesi çağrısını yapıyorum." şeklinde konuştu.
Löning, son yaşananların AB ile Türkiye arasında işbirliğini sekteye uğratmaması beklentisini dile getirerek, AB’ye Türkiye’nin üyelik sürecinde yeni müzakere başlıkları açması çağrısında bulundu.
- İç siyaset etkili oldu
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR) Berlin Bürosu Direktörü Josef Janning, Federal Meclisin kararında, iç siyasi gelişmelerin, Alman milletvekillerinin Türkiye’ye bakışlarının etkili olduğunu vurguladı.
Janning, “Merkel son aylarda Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısında el pençe divan durmakla suçlandı. Bu suçlamalar partisindeki politikacıların, karar tasarısıyla ilgili çok daha büyük kararlılık ortaya koymasına yol açtı.” dedi.
Alman siyasetçilerin, Türkiye’nin 1915 olaylarına yaklaşımını ve son dönemdeki iç siyasi yönelimleri eleştirdiğini hatırlatan Janning, kararın aynı zamanda Alman siyasetçilerin bakış açısında “Türkiye’nin tercih edilmeyen bir yöne doğru yol aldığı” endişesinin bir ifadesi olduğunu aktardı.
Josef Janning, “Bu gayet tabii ki çetrefil bir pozisyon çünkü Türkiye ile işbirliğine devam etme arzusu var ve altı çiziliyor ama aynı zamanda Türkiye’nin istikametine yönelik bir eleştirel bakış var.” dedi.
Muhalefetteki Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir’in kiliselere mektup yazarak tasarı için iktidar partileri üzerinde etkide bulunmaları çağrısını yorumlayan Janning, Almanya’nın en büyük iki kilisesinin bir konuyu gündeme almalarının siyasete etkisi olduğunu vurguladı.
Son gelişmeler karşısında Başbakan Angela Merkel’in Türkiye ile ilişkilerin zarar görmemesi çabası içinde olduğunu belirten Janning, Merkel’in karar tasarısının oylandığı oturuma katılmamasının üstü örtülü bir mesaj niteliği taşıdığını kaydetti.
Alman uzman, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Başbakan Angela Merkel, Cumhurbaşkanına Recep Tayyip Erdoğan’a, Türk-Alman ilişkilerinin zarar görmemesi için nüfuzunu kullanacağı mesajını verdi. Tam olarak neyi kastettiğine dair tam bir açıklama isteseniz, Federal Meclis’in federal hükümetin kontrolü altında olmadığını, Türkiye ile Almanya arasında hükümetler arası işbirliğinin devam edeceğini ve önemli olanın da bu olduğunu söyler. Merkel için Türk-Alman işbirliğinin ve Türkiye-AB mutabakatlarının devam edebilmesi önem taşıyor. Kanımca Türkiye için de önemli olan bu."
- Alman Meclisi’nin çelişkisi
Janning, 1915 Ermeni tehcirini “soykırım” olarak tanımlama yoluna giden Alman milletvekillerinin, diğer müttefiklerinden Belçika ile Fransa söz konusu olduğunda benzer kararlar almadığına dikkati çekti.
Bundestag'ın, Belçika’nın eski sömürgesi Kongo’daki insanlık suçlarını, Fransa’nın Hindiçin’deki ya da Cezayir’deki eylemlerinin kınamadığına işaret eden Janning, Almanya’nın 20’nci yüzyıl başındaki Herero ve Nama katliamları için de henüz resmi bir özür dilemediğini kaydetti.
Janning, “1904 ila 1908 yılları arasında bugünkü Namibya’da gerçekleştirilen Herero ve Nama katliamlarının Federal Meclis gündemine gelmesi bir asırdan fazla bir zaman aldı. Ancak tazminat talebi riski nedeniyle Almanya’dan hala resmi bir özür yok.” şeklinde konuştu.
AA
Kaynak: