Aloo kazık merkezi…

Başımdan geçen bir olayı sizinle paylaşmak istiyorum. Telefon kullanıcısı birçok insanımızın başından geçen, basite alınan ama önemli bir olay…

 

Malumunuz üzere; teknoloji beraberinde tehlikeleri de getiriyor ve artarak devam ediyor. Bunların en kolayı ise bahse konu telefon ile yapılıyor… Kullanıcılar adeta pazarlamacılarının bombardımanı altında. 

 

Yeni çıkan bir ürünü veya kampanyayı tanıtmakla başlayan ve özelliklede diksiyonu güzel bayanlara yaptırılan tele pazarlama ise vurucu tim sanki...

 

Allahtan dijital telefonlar çıktı da işimiz kolaylaştı. Telefon çalınca kimin aradığını görebiliyoruz. Geçtiğimiz gün böyle bir telefon çağrısı aldım. Ama numara görünmüyor. Numara olmayınca şöyle bir zihnini yokluyorsun Türkiye’de dijitale geçmeyen şebeke var mı?  Yok, köyler bile geçmiş. Bu neyin nesi o zaman internet ortamından aranıyor olmalı hani şu paket arama programları var ya onun gibi ister istemez numara olayınca şüphelenmemek mümkün değil. 

-Alo buyurun

-İnternet kullanıyor musun?

 -Evet kullanıyorum… 

-Yeni bir kampanya başlattık

-Nasıl bir kampanya

-6 ay boyunca şu fiyat daha sonra şu fiyat. (gerçekçi olması için TV reklâmları argümanları kullanıyor).

-Eee..

-Sizden tek istediğim şu telefon numarasına kimlik fotokopisini fakslayın yeter…

 -Siz nerden arıyorsunuz hanımefendi aradığınız telefon numarası göremedim de merak ettim… 

 

Bir süre durakladıktan sonra telefon numaranızı verin ben sizi arayayım diyorsun, tabi diyor bize şu telefondan ulaşabilirsiniz. Verdiği numarayı aradığın zaman İstanbul’da konu ile alakası olmayan resmi bir yerin santrali… Tabiri caiz ise telefon kazık merkezli…

 

Yanlışlıkla kimliğini faksladıysan vay ki vay haline, eminim arkasından arayıp annenin kızlık soyadını soracaktır. Sonra da sizin kimlikle ne alır ne satar ne kredi çeker Allah bilir…

  Ertesi gün hafta tatili telefon çalıyor ama Ege bölgesinden bir ilin kod numarası ile çalıyor. Alo buyrun oğlumun ismi ile hitap ediyor… -Evet babasıyım… -Oğlunuz bu yıl SBS imtihanlarına girmiş efendim şu an dokuzuncu sınıfta okuyor… -Evet buyurun sizi dinliyorum… -Biz okula yardımcı CD seti ve kitap seti satıyoruz… -Teşekkür ederim siz tereciye tere satmaya kalkıyorsunuz isterseniz vaktinizi harcamayın deyince karşıdaki bayan kibar bir şekilde teşekkür edip telefonu kapatıyor.

 

Neyse sabah işyerime varınca elinde bir kâğıt şunu bir faks çekelim diyen bir vatandaş, ne hayır mı? “Ya akşam bir eşref saatimizde telefon ettiler ürün sattılar.” Telefon merkezden ediliyor elamanlar ise Seydişehir’de kabul ettiğin anda damlıyorlar.  Ağzı iyi laf yapan adamlar alaşağı ver yukarı normalin beş katına uzun vadeli taksitle satıp geçiyorlar. Bir sözleşme ki her şey alıcının aleyhine… İmzayı atıyorsun atmasına aldığın ürün ne bir sor bakalım çocuğun öğretmenine sağa sola sor ne olmuş neymiş…

 

Hiç kimse onay vermiyor, ne ürüne ne fiyata bir telaş ne yaparım ne ederim ondan sonra koş avukata ağrımadık başıma çorap…

 

Siz en iyisi kazık yemeden istişare yaparak yakınınızdan alın, hem aldanmayın hem başınız ağrımasın, benden söylemesi.

 

Benim merak ettiğim başka bir konu var öğrenci velilerinin bu bilgilerini bu pazarlamacılara kim pazarlıyor! Onu merak ediyorum… Adam senin telefonunu almış çocuğun kaçıncı sınıfa gittiğini almış,  nerede oturduğunu almış, bu bilgiler kimde olabilir dersiniz…

 

Bu bilgilerin kimde olduğu belli. Bazen masum duygular insanın başına iş açabiliyor. Bilgilerin kim tarafından verildiğini şimdilik araştırıyorum.

 

 

           

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.