Servet R. Çolak
Aman şu Sille’den gece geçtim
Sille…
Konya tarihinin ana mekânlarından biri. Aynı zamanda Konya kültürünün yaşadığı en belirgin yerleşke durumunda. Son zamanlarda Kültür Bakanlığı tarafından “Sit” alanı kabul edilerek izinsiz yapılanma ve tadilatlara geçit verilmiyor.
Sille köyünün, turizme açılması ve Konya’ya katma değer kazandırma çalışmaları, yine tüm hızıyla sürüyor.
Bakanlık, “Bizden İzin ve onay almadan çivi bile çakılamaz” diyor… Doğru diyor,
Köyün yol boyuna açacağımız ‘Cafe, Restoran, Konak’ gibi ticari işletmeler için bir sürü devlet prosedürü gerek oluyor. Bunların hepsi yerine getirilince ‘Köyün Tarih Dokusu’na zarar verilmeden işler halledilmiş oluyor. Kanal caddesi boyu yerler ticaret alanına çevrilerken, ”-Yetmezse köyün içindeki yerlere de yaparız” düşüncesi geliyor artık.
Silleler, onca olan cenderelere karşı kültürlerin yine de korumak için direniyorlar, olan her şeyi kabul etmiş durumda.
Fakat unutulan bişey var ki, bizim ‘gezmelerimizi’ evlerinin içlerine kadar yapmamızdan rahatsızlık duyacaklar. Köyde belirlenen yerlerde cafeler açılsın ki köylüler de kendilerine ayrılan mekânda günlük işlerini ve yaşam koşullarını sürdürsünler.
Köyün içinde dolaşan en büyük dedikodulardan biri bu oldu artık. ‘Korkulan geliyor’ diyorlar. “Bizim Ahmet ağanın evini de cafeye çevireceklermiş” söylentileri dolaşıyor.
Köylü analardan biri yetkileri denk getirerek “Dünya ahiret hakkımı helal etmem buralara dokunmayın” demiş. Sakının böyle durumlardan ki, Köylü bu milletin hem efendisidir hem de anası.
* * *
Velhasıl gelgelim sadece ticari olarak mı bakacağız Sille’ye. 6 bin yıllık bir tarihten bahsediyoruz. Yunan Helenistik dönem, Roma, Bizans, Selçuklu, dönemleri… Her dönem için ayrı bir tarih ve araştırma konusuyla dolu.
En merak konusu olan yerlerden biri de meşhur olan mağaraları. Ancak bu mağaralara ziyaretçiler merak ettiği halde içine girmekte korkuyorlar.
Mağaralar çok mu korkunç?
Mağaralarla ilgili lanetli efsaneler mi var?
Hayır.
Ticari olmayınca pek düşünemiyoruz galiba.
Mağaralar ışıksız ve son derece bakımsız halde.
Hani biz Sille’yi çok seviyoruz ya… Buralara bakmak bizim boyun borcumuz. Diğer yerlerd
Nasıl turizme açılmış bir bakalım. Sadece sıcak para getiren mekan açmakla turizm gelir getirmez. Turizm; eşsizliğe, tarihe, kültüre verilen değerler ön plana çıkınca gelişir.
Görmek istediklerimizi gece, gündüz her an bakalım,
Ziyaretcilerimize gösterelim artık,
Korkacak bir şey yok, birkaç lamba ve temizlikle tamam bu iş