Serpil Yalçınkaya

Serpil Yalçınkaya

Anadolu Selçuklu Dönemi Ahşap Minberleri

Müslüman-Türkler için Camiler hep büyük bir öneme sahip olmuş, dini konumlarının yanı sıra daha pek çok önemli işlerde belli bir makamı temsil etmişlerdir. Kimi zaman vaaz veren bir vaize, kimi zaman hüküm veren bir kadıya, kimi zamansa halkını idare eden hükümdara ev sahipliği yapmıştır camiler ve de özellikle minberleri.

Minber “Camilerde hatibin çıkıp hutbe okuduğu merdivenli kürsü”ye verilen bir ad olup mihrab ve cemaatin sağında, merdivenlere açılan kapı ve çerçevesi üzerinde sayvanları bulunan bir sahanlıktır.

Peygamber efendimiz (s.a.v)’den sonra hutbeyi okuyan hatip, minberde peygamberin oturduğu yerden bir basamak aşağıda oturarak ona saygı göstermiştir.  Böylece minberin de tıpkı mihrap gibi Peygamberin manevi varlığını sembolize eden İslam kültürü içinde önemli bir unsur haline geldiğini söylemek mümkündür. Ayrıca Peygamber efendimiz (s.a.v)’in Cuma hutbeleri dışında bu kürsüyü yabancı elçileri kabul ettiği bir taht olarak da kullandığı ileri sürülmektedir.

 

Hz. Ebubekir(r.a) döneminden itibaren halifeliğin ilanı, ona biat edilmesi ve halifenin kural ve kanunlarını anlattığı hutbeleri bu minberlerde halka duyurulmuştur.

Minber aynı zamanda kürsü, taht vb. anlamlarına gelmektedir ve yüzyıllar boyunca hukuksal otoritenin simgesi olarak da kullanılmıştır. Hutbelerde hükümdarların isimlerinin de okunmaya başlamasıyla daha güçlü bir politik etki kazanmaya başlamıştır.

            Minber camilerde siyasal, toplumsal mevzunun odak noktasıdır. Bu sebeple simgesel olarak “Devlet”i sembolize eden bir mimari formdur. Hutbelerin hükümdar adına buradan okunması, Cuma namazının cemaatle kılınmasının farz olması münasebetiyle herkesin bir arada bulunduğu bir zaman diliminde toplumsal mesajların cemaate bu bölümden verilmesi bu durumun göstergesidir.

Erhan Eroğlu’ndan vaktiyle okuduğum bir yazıda  “İslam mimarisindeki minare, namaz vaktinin duyurulmasının yanı sıra “İslam hâkimiyeti” ve “Müslüman egemenliğini”, mihrab imamın namaz kıldırdığı yer ve kıble yönünü işaret etmenin yanında  “Cenneti”, minber ise hutbe vasıtasıyla dini ve toplumsal mesajların inananlara ulaştırılmasına vasıta olması ile “Devleti” sembolize etmektedir.” Diyordu.

Minberin Müslümanlar adına kutsal bir makamdır. Bunu Diyanet İşleri Başkanımız Mehmet Görmez’in geçen yıl Mayıs ayında Mescid-i Aksa ziyaretinde oldukça yoğun duygularla yeniden hissetmiştik. Minbere çıkması, Cuma hutbesini okuması büyük yankı yapmış; oradaki Müslüman kardeşlerimizi gözyaşlarına boğmuştu.

Gelelim minberlerin yakından incelenmesine…

            Kitabeleri başta olmak üzere kullanılan şekillerinden tutun malzeme ve yapım tekniğine kadar farklı açılardan incelenecek minberler ile dönemin pek çok bilgisine erişebiliriz.

Nitekim geçen yıllarda gazetelerden, Bursa Ulu Camii’ndeki minberin bir tarafında Güneş Sistemi, diğer tarafında ise Galaksi Sistemi’nin ölçeklerine uygun olarak asırlar öncesinden işlenildiğini öğrenmiştik.

            Kayseri Ulu Camii minberinde ise beş bin dört yüz yirmi altı parçanın hiçbir yerine çivi çakılmamış olması oldukça hayret vericidir.

             Minber kitabelerinden örnek verecek olursak, Konya Alaeddin Camii’ndeki kitabelerin sağ yanında,

            “Sabredenler, doğru olanlar, huzurunda gönülden boyun büküp divan duranlar, Allah yolunda harcayanlar ve seherlerde bağışlanma dileyenlerdir. Allah, melekler ve ilim sahipleri, ondan başka ilah olmadığına adaletle şahitlik ettiler. Ondan başka ilah yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. Şüphesiz Allah katında din İslam’dır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın ayetlerini inkar ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir.”(Al-i İmran 17-18-19. Ayetlerinden) Kur’an ayetlerine,

Ve bordüründe aşağıdan yukarı olmak üzere, Bani kitabesinde de

            “Sultanların ulusu, şahlar şahının yücesi, Arap ve Acem hükümdarlarının efendisi, milletleri yöneten, din ve dünyanın sevgilisi, İslam ve Müslümanların desteği, padişah ve sultanların sevdiği ve övdüğü, doğruluğa çok yardım ettiği delilleriyle anlaşılan, kafir ve müşriklerin katili, Allah yolunda savaşanların, Allah kullarının yardımcısı, Allah’ın beldelerinin koruyucusu, Şam, Efrenç, Ermen, Rum ülkelerinin sultanı fetih babası Kılıçarslan oğlu Mes’ud oğlu Kılıçarslan Allah onun kuvvetini kat kat, memleketini sonsuz, sultanlığını sürekli eylesin.” Cümlelerine rastlarız.

 

Ankara Arslanhane  Camii Minberi, Köşk Altı Detay

image006-004.jpg

 

 

Divriği Ulu Camii Minberi, Köşk Altı Detay

 

 Sanatın her dalında özgün ve muhteşem eserler ortaya koyan Selçuklular, Türk- İslam tarihindeki ağırlıklı konumlarına da uygun olarak bu geleneklerini Cami mimarilerinde de devam ettirmişlerdir.  Mimarinin yanı sıra yazı, teknik ve bazı sembollere anlam yüklemişler, her türlü eşyada bu sembolleri büyük bir ustalıkla kullanmışlardır.

image008-006.jpg

Konya Alaeddin Camii Minberi, Genel Görünüş

Buraya kadar ki anlattıklarım “Anadolu Selçuklu Dönemi Ahşap Minberleri” adlı eserin girişi içindi.

Eser Yard. Doç. Dr. Gülay Kurtişoğlu imzasını taşıyor. Oldukça kapsamlı, sanat tarihi ve Selçuklu Mimarisi ile yakından ilgilenenler için kaynak kitap niteliğinde. Bu konuda hiçbir fikri olmayan kimseler içinse ecdadın ne hassas ne ince bir sanat anlayışına, İslami hassasiyete sahip olduğunu kanıtlar nitelikte.

Kitabın hazırlanmasına öncülük eden Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay; eserin sunuş kısmında “Selçuklulardan günümüze ulaşan ve İslam sanatının benzersiz örnekleri olan eserler, kültürel bir birikim ve sanatsal zenginliği ifade etmektedir. Sadece bu yayında gördüğümüz; İslami tevhid doktrinine dayalı mesajların verildiği, Selçuklu sanatının geometrik yönleri, rakam sembolizmi ve aritmetik sevgisinin tanımlandığı eserler bile imparatorluğun kısa süren devlet hayatında sanatın zirve noktasına eriştiğini göstermektedir.

            Bu büyük medeniyetin mirasçıları olarak; tarih sahnesinde kaldıkları sürede inanılmaz bir kültürel zenginliğe sahip olan Selçukluları her yönü ile tanımaya ve tanıtmaya yönelik özgün ve nitelikli çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu eserler, binlerce yıl daha bu imparatorluğun tanıklığını yapmaya devam edecektir.” şeklinde ifade ediyor.

            Kitabının önsözünde Gülay Apa Kurtişoğlu ise, “Çağlar boyu nice halifeler hilafetini, nice hükümdarlar sultanlığını minber vasıtasıyla ilan etmişlerdir.

            Cami içinde, mihrabın hemen sağında, bütün bakışları üzerinde toplayan minberler ikonografik anlamlarının yanı sıra dönemlerinin sanat zevkini en ileri düzeyde yansıtan önemli elemanlardır.” Demekte.

            Kitabın Giriş kısmında konu hakkında yapılan araştırma ve yayınlar hakkında bilgiler ile minber ve elemanları hakkında okuyucusunu bilgilendiren Gülay Apa Kurtişoğlu, daha sonra bu dönem ahşap minberlerini tek tek ele almış, her bir minberin mimari özellikleri, elemanları, kitabeleri, tarihlendirme, değerlendirme ve çizimlerini de eklemiş eserine. Değerlendirme bölümünde ise tüm bu bilgileri toplu olarak tablolar halinde sunmuş, sonuç kısmı ve kaynakça ile sona erdirmiş kitabını.

 

Kayseri Hunat Hatun Camii Minberi, Genel Görünüş

 

image009-002.jpg

            Kitapta yer alan minberler ise;

1.Aksaray Ulu Camii Minberi

2. Konya Alaeddin Camii Minberi

3. Ankara Alaeddin Camii Minberi

4. Divriği Kale Camii Minberi

5. Harput Ulu Camii Minberi

6. Malatya Ulu Camii Minberi

7. Kayseri Ulu Camii Minberi

8. Kayseri Lala Paşa Camii Minberi

9. Siirt Ulu Camii Minberi

10. Kayseri Hunat Hatun Camii Minberi

11. Divriği Ulu Camii Minberi

12. Amasya Burmalı Minare Camii Minberi

13. Sivrihisar Ulu Camii Minberi

14. Kayseri Develi Ulu Camii Minberi

15. Ankara Arslanhane Camii Minberi

16. Beyşehir Eşrefoğlu Camii Minberi.

Her biri birer şaheser niteliğindeki bu minberleri araştırıp, inceleyerek, bir bütün halinde okuyucusuna sunan Yar. Doç. Dr. Gülay Apa Kurtişoğlu’nu tebrik ediyor; bunun gibi nitelikli eserleri yayın hayatına kazandırıp her fırsatta Selçuklu torunlarına ecdadını tanıtan hizmetlerinden dolayı da Selçuklu Belediyesi’ne ayrıca teşekkür ediyorum.

image004-011.jpg

           

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.