Selman S. Akyüz
Antalya kampı, Venezuella bilmecesi
Konyaspor devre arası kampı için Antalya’ya gitti. Belek’te, Konyalı büyük iş adamı Ali Akkanat’ın otelinde 11 gün süren kamp acaba ne kadar faydalı geçti? Aslında takımlar ilk yarı boyunca hangi konularda hata yaptıysa, neleri eksikse, kamp döneminde onu gidermeye yönelik çalışmalar yapar. Savunma ya da hücumda sorun yaşıyorsan ona göre yoğun idman yaparsın. Ya da eksik mevkilerin varsa kısa sürede o bölgeye belirlediğin oyuncuları alırsın ve takıma uyum sağlaması için çaba sarf edersin. Şimdi bu kriterler açısından Konyaspor’u değerlendirelim.
Yeşil Beyazlılar ilk yarıda yaşadığı gol sorununa bu kamp döneminde çare olacak çalışmaları yapabildi mi acaba? Aykut Kocaman’ın beklentileri olduğu için transfer yaptırmadığı forvet bölgesindeki oyunculardan en önemlisi kampa katılmadı bile. Yani Afrika kupasına giden Ahmet Bilal ligin ikinci yarısına ilk yarıda kaldığı yerden devam edecek. Volkan’da bir gelişme söz konusu ve genç oyuncu ikinci yarıda daha fazla şans bulacak gibi görünüyor. İkinci lig takımlarıyla oynanan maçları saymazsak, Ankaraspor karşılaşmasında atılan gollerden ikisinde Erhan Albayrak’ın adının olması gol sorununda pek bir düzelmenin yaşanmadığının işareti olarak değerlendirilebilir. Türk Telekom maçında da Erman’ın basit golü ve Bebbe’nin direkten dönen topu dışında pozisyon yok. Yeni transfer de olmadığına göre golcülerimizin ikinci yarı performansının ne kadar artacağını, bekleyip görmekten başka çaremiz kalmıyor. Aykut Kocaman kampa gitmeden önce zaten verimli olup olmayacağı konusunda tereddüt yaşıyordu. “Kötü geçecek mi acaba?” diye giderseniz kampı iyi geçirme şansınız düşebiliyor.
Konyaspor’un transferde ne yaptığına bakınca kayda değer bir çalışma görüyoruz. Tabi sayısal açıdan. Yıldırım Bosna’dan gelen Eray çok iyi bir kaleci olacak. Kayda değer çalışma da bu oyuncu için yapıldı zaten. Baliç’e karşılık Ankaragücü’nden alınan Cemal kulübede ya da tribünde oturacak. Takımın çok ihtiyacı olduğu dönemde gönderilen Levent’e karşılık Denizlispor’dan alınan Volkan da gelecekte iyi olacakmış. İnşallah.
Ve gelelim Venezuellalı oyuncuya.
Jobanni Riviero, sol kanatta Erhan’a yardım edecek, hem defansif hem de ofansif yönü olan bir oyuncu diye alınıyor. Antrenmanlarda ve hazırlık maçında izlediğim kadarıyla adamın defansif yönü pek yok. Eğer gördüğüm gibiyse Erman Ergin varken bu oyuncu niye alındı? En önemlisi tüm Avrupa’da sadece 13 tane Venezuellalı varken, futbolda adı sanı olmayan bir ülkeden sadece maç kasetlerine bakarak, bir oyuncuyu alma cesaretini gösteren yönetimi tebrik etmek gerekiyor. Bu oyuncuyu almak için transfer komitesi 4 gün uğraşmış. Sanki sol kanata Roberto Carlos’u alıyoruz. Eğer yönetim ve teknik heyet iki antrenmanda bu oyuncunun “iyi ve kaliteli” olduğunu anlıyorsa ben de bir antrenman ve bir maçını izlemiş bir gazeteci olarak Venezuellalı oyuncunun vasat olduğunu söylüyorum. Hadi işin içinden çıkın. Keşke bu Riviero, defansın solunda iyi oynasa da Erhan Albayrak sol açığa çıksa ve gol atmak için defanstan gitmek zorunda kalmasa.
Şimdi bir de sağ kanata oyuncu alacağız ve transfer bitecek. Umarım Sayın Hasan Dağlı’nın büyük uğraş verdiği Malatyaspor’dan Toth Palas alınır. O zaman sezon başından bu yana Aykut Kocaman’ın listesinin hep son sırasındaki isimleri alan yönetim, bu kez başarılı bir transfer yapmış olur. Çünkü Macar Futbolcu Toth, çok iyi bir isim.
Konyaspor, hep yakındığı “iyi oynayıp puan alamamak” kaderini değiştirmek istiyorsa Galatasaray, Trabzon ve Erciyes maçlarından 7 puan çıkarmalı. Bakalım ne olacak? Konyaspor’a, Aykut Kocaman’a ve yönetime tüm samimiyetimle başarılar diliyorum.