Antalya ve çevresinde, artan sıcaklıklar ve azalan yağışlarla birlikte su kaynakları hızla tükeniyor. Uzmanlar, iklim değişikliği ve vahşi sulama gibi bilinçsiz tarım uygulamalarının, bölgedeki su seviyelerinde büyük düşüşlere yol açtığını vurguluyor. Antalya'nın şehir merkezinden çevresine kadar birçok noktada su seviyelerindeki azalma, bölgenin tarımsal geleceğini ve biyolojik çeşitliliğini tehdit ediyor.

Avlan Gölü Krizle Karşı Karşıya

Antalya'nın önemli sulak alanlarından biri olan Avlan Gölü, son yıllarda hızla kuruma noktasına geldi. Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, kuraklık ve bilinçsiz su kullanımının etkilerini şöyle değerlendirdi: "Yukarıdaki su kaynakları kuruduğunda, aşağıdaki kaynaklar da susuz kalır. Su, petrol gibi değerli bir kaynaktır ve bu kaynakları korumalıyız." Prof. Gökoğlu, bölgedeki su seviyelerinin düşmesinin, suyun tahliye edilmesi ve yanlış tarım teknikleri nedeniyle hızlandığını belirtti.

Tarımda Bilinçsizlik Ekosistemi Tehdit Ediyor

Antalya'nın Elmalı ilçesinde yer alan ve 195 kuş türüne ev sahipliği yapan Avlan Gölü, özellikle bilinçsiz tarım uygulamaları ve yer altı suyu kullanımının etkisiyle büyük tehlike altında. Uzun yıllardır yaban hayatı gözlemciliği yapan Ömer Harpcı, Avlan Gölü'nün ekosistem açısından ne denli önemli olduğunu ve kuraklığın bu ekosistemi yok olma noktasına getirdiğini ifade etti: "Avlan Gölü sadece yağışlarla besleniyor, ancak yer altı sularının bilinçsizce çekilmesi su seviyesinin hızla düşmesine neden oldu."

Çözüm İçin Eğitim ve Kontrol Şart

Prof. Dr. Gökoğlu ve Harpcı, bu krizin çözülmesi için kontrollü tarım uygulamalarına ve su kullanımının düzenlenmesine vurgu yaptı. Tarımda bilinçli su kullanımı ve ormanların korunması gerektiğinin altını çizen uzmanlar, Antalya'daki su kaynaklarının korunabilmesi için derhal önlemler alınması gerektiğini belirtiyor.

Yağışlar Umut Veriyor

Son yağışlarla birlikte, Avlan Gölü'ndeki su seviyelerinin arttığı ve ekosistemin yeniden canlanmaya başladığı gözlemleniyor. Harpcı, "Yağışlı mevsimin devamı, gölün hayata tutunmasında en büyük etken olacak" diyerek, bölgedeki umut ışığının yeşermeye başladığını belirtti.