Hasan Ukdem
Araplar Ak Camii
Uzunca bir zamandan sonra eski mahallemi ziyarete gittim. Aklımda Ak Cami vardı, yılların ötesinden bani çağırıyordu. Öğle vaktine bir saatten fazla bir süre olduğu için cami kapalıydı. Caminin emekli imamı Hüseyin "Işılak" hocamla buluşup şimdiki müezzini Niyazi "Can" hocamdan aldığımız anahtarla içeri girdik... Ve o bir çok insandan duyduğum "Ak Cami diğer camilerden farklı bir huzurla karşılar insanı" diye dile getirdikleri gibi, daha önce de defalarca bizzat yaşadığım o tatlı huzuru içimde yeniden hissederek, gönlümde tarifi imkansız duygularla caminin içini dolaşmaya başladık. Biraz sonra bize, şu an görevli İmam Osman "Uslu" hocam da katıldı. Cami hakkında eskisi yenisiyle bir sohbette bulunduk.
Araplar Ak Camii tarihçesi şöyleydi: Cami'nin bulunduğu yer, Büyüksinan caddesi ile Karakayış caddesi'nin bitiştiği noktadadır. Yapılış tarihi: 1323/1907. Yaptıranı: Hacı İsa Efendi ile Bezirci sülalesi'nin ve mahalle sakinlerinin katkılarıyla yaptırılmıştır. Yapı şekli: Taş yapı olup, betonarme yapı özelliğine sahiptir. Cami ilk yıllarda çatısız halde olup, miladi 1943-1944 yılları arasında ibadete kapatılmıştır. Takriben 2 yıl kadar askeriyenin silah, benzin v.s. deposu olarak kullanılmıştır. Askeriye taşınınca, yine Bezirci sülalesi'nin önderliğinde mahalle sakinlerinin de üstün gayretleriyle tadilat ve tamirat yapılarak tekrar ibadete açılmıştır. 1947'de Hacı İsa Bezirci'nin vasiyeten bıraktığı kavaklıktan getirilen ağaçlarla bugünkü çatı yaptırılmış ve Cami'nin çevre aydınlatması için gerekl olan direkler de kavaklıktan temin edilmiştir. 1997 yılı mart ayı sonlarında bir yangın atlatan cami yine cemaat tarafından onarılmıştır.
Cami'nin özel bölümünde bir çerçevede bugüne kadar görev yapan bütün imam ve müezzinlerin resimleri asılmış. Yaşımın müsaade ettiği kadar ben de içlerinden bir çoğunu tanıyorum. Her biriyle anılarım, sohbetlerim oldu. O insanlar ümmete, millete hizmet etmenin aşkıyla çalışmışlar cemaate namaz kıldırmışlar, çocuklara Kuran öğretmişler. Edep erkan derslerinİ bizzat kendileri yaşayarak genç kuşaklara aktarmışlardı. Allah hepsinden razı olsun.
O 1997'deki yangını hatırladım. Sanki kendi evimiz yanıyormuş gibi üzülmüş, kaygılanmıştım. Allah'tan çok ilerlemeden söndürülmüş, çatısı hasar görmüştü, onu da mahalleli kısa zamanda eski haline getirmişti. Ak Cami benim gibi o yıllarda Araplar'da yaşayan herkes için ayrı bir değere haizdir. Cuma ve bayram namazları, teravihler bambaşka bir masal sahnesi gibi hafızalarımızda hala yaşamakta. Mahalleden giden bir çok insanın cenaze namazları halen burada kılınır ve ebedi istirahat mekanlarına Ak Cami'den uğurlanır.
Öğle namazını kıldıktan sonra sohbet halkamız biraz daha genişledi. Uzun zamandır görüşmediğimiz komşularımızla hasret giderdik, hatıraları tazeledik. Yine Ak Cami'nin eski müezzinlerinden Ali İhsan "Kılınç" hocam bize mini bir sohbet lütfunda bulundu. Ve ayrılık saati gelip çattı. Gönlüm orada kalarak ayrıldım. Eski Araplarlılar zaten ara sıra Ak Cami'yi ziyaret ederler ve o huzuru, inşirahı yaşarlar. Ben bu yazıyı okuyan herkese tavsiye ederim ki ömrünüzde bir kere olsun Ak Cami'de bir vakit namaz kılmak için zaman ayırın. Eminim o huzuru sizler de yaşayacaksınız, gönlünüz yılların biriktirdiği bir sevince açılacak.