yazar-3
Artık sakata getiremeyeceksiniz...
Artık engellileri sakata getiremeyeceksiniz…
Gözleri görmeyen, evrendeki renkleri tanıyamayan, yürüyemeyen, koşamayan, ellerini kollarını kullanamayan, fikirlerini seslendiremeyen, tek başına yemek bile yiyemeyen, birbirinden güzel türküleri, şarkıları dinleyemeyen ve sevdiklerinin sesini duyamayan onlarca engelli, yaşamlarında sakata gelmemek için Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı, Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araştırmaları Merkezi, Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü ve Sakatlar Derneği Konya Şubesi’nin birlikte düzenlediği “Selçuklu’dan Günümüze Engelli Politikaları Sempozyumu”nda bir araya geldi.
Sempozyumda Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanı Dr. Mehmet Aysoy, “Türkiye’de özürlüler politikası”nı, Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Yusuf Küçükdağ, “Cumhuriyet’ten önce dezavantajlı gruplarla ilgili uygulamaları”, Yrd. Doç. Dr. Hakan Sarı, “Türkiye’nin engellilerin eğitimine yönelik politikası”nı, Yrd. Doç. Dr. Fatih Uşan, “Türkiye’de özürlülerin istihdamı”nı, Dr. Filiz Aklan Meşhur, “”Bilişim teknolojilerinin engelliler için önemi”ni, Coşkun Gürboğa, “Özürlüler kavramı ve iletişim”i, SÜ Araştırma Görevlisi Yüksek Mimar Bilgahan Yılmaz, “Engellilerin sosyal hayata katılımında fiziksel çevre düzenlemesinin rolü”nü, Abdullah Güven, “Türkiye’de özürlülerle ilgili eğitim hizmetleri”ni ve Tayyar Kuz ise “Özürlülük ve yaşlılığı” anlatırken, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans öğrencisi Selçuklu Belediye Meclisi Üyesi Hasan Basri Sayı da sekreterlik yaptı. Sempozyumda bilim adamları ve bürokratlar ülkede sayıları 8 milyona yaklaşan, Konya’da ise 300 bine ulaşan engelli adına üstüne düşen görev ve ödevleri yerine getirdi.
***
Ya Selçuklu Başkenti Konya’da politika üreten siyasilerimiz ne yaptı?
Yerel siyaset dünyası adına koca salonda sadece AK Parti İl Sosyal İşler Başkanı Bedriye Günaydın, engellilerin arasındaydı. Özürlüler, AK Parti’nin gülen yüzü Bedriye Günaydın’ı ürettiği hizmetlerden iyi tanıyordu. Bedriye Günaydın’ı aralarında görünce avuçları şişinceye kadar alkışladı. Engelliler seçim zamanı geldiğinde özel günlerinde, kader toplantılarında kendi saflarında olanlarla olmayanları belirleyecek bilinçtedir. Sandıkların “s”si göründüğü zaman kimse engelli örgütlerinin kapısına dayanmasın. Gerçek dostlar “Karagün”lerde ortaya çıkar. Engelliler de “Karagün dostları”nı hiçbir zaman unutmaz. Bu böyle biline.
***
Gelelim “Engelliler Yasası”yla hizmet verdiği tüm alanları kademeli olarak 7 yıl içerisinde engelli standartlarına uyarlamaları gereken belediye başkanlarımıza… Sempozyumda Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, önceden planlanmış toplantılarını gerekçe göstererek 15 dakika engellilerin arasında bulunduktan sonra salondan ayrıldı. Gönlümüz Tahir Akyürek’in tüm tebliğleri izlemesini isterdi. Ama olmadı. Selçuklu Belediye Başkanı Adem Esen de benzer bir gerekçeyle 20 dakika kadar sunulan tebliğleri izleyebildi. Öte yandan, Meram’ın, Karatay’ın ve diğer ilçelerin belediye başkanları aramıza katıl(a)madı… Oysa bizler onların yaptıkları hizmetlerinden veya yapmayı planladıkları projelerden haberdar olmak isterdik… Büyükşehir Belediyesi Sosyal İşler Şube Müdürü Yusuf Kök tüm toplantılarımızda olduğu gibi yine özürlüler arasındaki yerini almıştı. Gözleri nemli, yürekleri buruk insanların “imdat” çığlıklarına sık sık tanık olan yüzünden gülümsemesi hiç eksik olmayan Yusuf Kök, görevi gereği yapacağı sosyal hizmetlerin yenileri için sürekli notlar aldı. “Şehr-i Konya”nın belediyelerinin riyaset makamlarına teknik konularda yön verenler (şehir plancıları, mimarları, fen işleri müdürleri, mühendisleri) sırra kadem bastı. Beyinleri sağlam, sadece bedenleri engelli olan bizler, bu bürokratları zaten tanıyorduk(!). Ama, hafta sonu biraz daha iyi tanıdık. İsimlerini hatırlamamak ve yüzlerini görmemek üzere zihinlerimize kazıdık. Sanırım Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Şenol Aydın ile ilgili daire başkanlarının çok önemli işleri vardı(!). Aydın ile daire başkanlarının bu şehirde yaşayan canlılara kusursuz (!) yeni projeler üretmek için kampa girdiğini düşünmek istiyoruz. Yüksek rütbeli bu yöneticilerimizin toplantı sırasında nerede olduklarını da gerekirse buradan duyurmakta güçlük çekmeyiz. Engellilerin her gün yaşadıkları çileleri muhabir dostlarımız kalemleriyle gazete sayfalarına, kameraman kardeşlerimiz görüntüleriyle televizyon ekranlarına taşıdı. Şehrin yapıtaşlarında ve mobilyalarındaki bu çirkin görüntülerin gerçek kahramanları olan yüksek bürokratlarımızın ve teknik elemanların canları sağ olsun… Yanlış planladıkları şehir dokusunda bir kazaya uğrayıp aramıza katılmamaları en büyük dileğimizdir. Ama bu bilinç düzeyiyle onların da bir gün potansiyel engelli olacağından kuşkumuz yok. Tüyü bitmedik yetimlerin haklarının bulunduğu kamu kaynaklarıyla planladıkları “şaheser” projelerinin eleştirilmesine tahammül edemeyecekleri belliydi. Çünkü onlarda engellilerin arasına girecek yürek yoktu. Bu bir kez daha kanıtlandı.
***
Ama, artık yağma yok.
Başbakanımız Recep Tayip Erdoğan’ın talimatıyla çıkarılan taş gibi yasamız var.
Ya engelliye dünya standartlarında hizmet üreteceksiniz ya da gideceksiniz.
Sizin işgal ettiğiniz makamlara, insanları sakata getirmeyecek misyonu-vizyonu düzgün, bilimsel öngörüsü yüksek, planladıkları şehir ve projeleri engelsiz isimler gelecek. Korkunun ecele faydasının olmadığını yakında açacağımız davalarla göreceksiniz. Hepinizi, “Ayırımcılık” ve “Görevi kötüye kullanma” suçlamalarıyla yargı önüne götüreceğiz. Haklarınızda ceza ve taznimat davaları açacağız. Savunmalarınızı da kamuoyuna ilan edeceğiz. Bakalım yüce yargıdan da kaçabilecek misiniz? Hodri meydan, susmayın, konuşun… Cümlelerimizden kişilik haklarınıza zarar verdiğimizi iddia ederseniz, sütunlarımız sonuna kadar size açık. Varsa örnek hizmetleriniz (!) kamuoyuyla paylaşırız. Sizi bekliyoruz, geç kalmayın….
***
Not: Türkiye’de bir ilk olan “Selçuklu’dan Günümüze Engelli Politikaları Sempozyumu”na Esnaf Odaları Birliği Başkanı Bekir Duvarcı ev sahipliği yaptı. Sayın Duvarcı’nın dernek kiralarını bile güçlükle ödeyebilen engellilere yaptığı bu jest, salondaki özürlülerin yorgun yüreklerine unutulmayacak bir ışık olarak yerleşti.