Aşağı tükürse sakal...

 

Aşağı Tükürse Sakal, Yukarı Tükürse Bıyık…

 

2007–2008 eğitim öğretim sezonun başlamasıyla beraber sıkıntılarda birbiri ardına gelmeye başladı.

Önceki gün arayan kırtasiyeci arkadaşlarımın sitemleri dağlar kadardı. Onlara da dedim ben çok uğraştım olmuyor. Birilerine dinletemedik.

Arkadaşlarımın dedikleri şu; “bize kitap kırtasiye işi yapacaklar belge gerek dediler gittik, çıraklık eğitim merkezinden aldık. Bu belgeyi soran eden yok. Hadi sormuyorsunuz. Bunu kabul ettik.

Ulu caminin etrafındaki koskocaman açılan tezgâhları anlamıyoruz. Yetkililer diyor ki “gelenek oldu, biz onlardan para alıyoruz.” Biz de kapatalım. Gelenek olsun diye caddede kaldırımlara tezgâh açalım olur mu? Kabul ederler mi? Haksız rekabet değil mi bu yapılanlar? Dükkân kirası vermeyenler, fatura fiş kesmediği için ceza yazılmayanlarla karşı karşıya getiriliyoruz. Onlar bir hafta için para ödüyor. Biz her zaman ödüyoruz. Bunların geçtik diyelim. Ereğli’nin tarihi dokusu diyorsunuz. Ulu Cami ve hamamın etrafına bir bakın. Hatta işi büyütenler Ulu Önder Atatürk’ün anıtının yanına dahi tezgâh açmışlar. Bu kadarına pes doğrusu” dediler.

Kırtasiyecilerin dedikleri tamamen doğru, ders kitaplarının devlet tarafından dağılmasından sonra kitap kırtasiye esnafı sıkıntı içine girmeye başladı. Ereğli’de kırka yakın kırtasiyeci var. Devlet kitapları verince vatandaş kırtasiye malzemesini istedikleri yerden almaya başladılar. Marketler, bakkallar, manavlar, tuhafiyeciler hatta kasaplar bile kırtasiye satar oldu. Bu kadar çok satan olunca bu işi yıl boyu yapmak zorunda olan esnaf sıkıntı içine girdi.

Bizim ülkemizde bu olayların önüne geçilmez. Özellikle bunu engelleyecek makamlar oy ile geliniyorsa bu iş daha zor oluyor. Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık…

Ramazan ayı her zaman olduğu gibi tüm ihtişamıyla geldi. Bereket ve mağfiret ayı olduğunu bir kez daha gösterdi. Ereğli Belediyesi’nin organize ettiği Ramazan Çadırında hayırseverlerle vatandaşlar buluşturuluyor.

Geçtiğimiz günlerde sevgili hemşerimiz Nusret Argun Bey’in patronu olduğu Netgaz firması iftar Yemeği verdi. Kendisinin de gelmesini bekliyorduk ama sonradan programı değişmiş. Nusret Bey’i Ereğli’de görmek bize de mutluluk verirdi. Ereğli, bağrından kendinden bir iş adamı çıkardığı için ne kadar övünse azdır. Nusret Argun hem Konya’da hem Tüm yurtta hem de Yurt dışında saygınlığını Nusret Bey gelmedi ama Yatırımlar Direktörü Hemşerimiz, dostum, kardeşim Yılmaz Altunsoy ve çok değerli genel müdürleri Ali İhsan Sıklım Bey, Ereğli Netgaz’ın çalışkan Müdürü Osman Ersöz ve personeli oradaydı.

Netgaz Ereğli’ye geldiği günden itibaren Ereğli’nin bütün etkinliklerinde yer almaya başladı. Hem yatırım yaptı hem de destek oldu. Bundan dolayı haklı bir teşekkür çoktan hak etti sanırım.

Ereğli Belediyesi’ne ait Ramazan çadırında yemek veren hayırseverler alacakları haklı dualarla inşallah günahlarına kefaret olacaktır. Yapılan iş gerçekten çok hayırlı bir iş, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Ereğli Belediye Başkanı Ahmet Özdoğan’a ve Başkan yardımcılarına da teşekkür ediyorum.

Hak eden hak ettiğini her zaman alır. Bizim kimseye husumetimiz yok. Bizim derdimiz Ereğli’miz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.