A.Cenap Kendi
Âşık Şemi: Hayatı, aşkı, izdivacı, eserleri
Düğün Kırk Düğüm demiş atalarımız. Yaşanan çalkantılardan sonra zor işlerin aşılması ile hayırlısı ile Düğün Maratonu sona ermiştir. Gelenek ve göreneklere uyularak karşılıklı davetlerden sonra mutluluk dolu yeni hayatına başlayan Aşık Şemi elinden düşürmediği saz ile bu defa dedikoducu rakip guruplara şu Divan’ı sazlı sözlü meclislerde söylemeye başlar.
D İ V A N
Gayrı dil kalsın harap ey yar senin olsun senin
İstemem tamirini mimar senin olsun senin.
Ben demi vuslatda yâre canımı bahşeyledim
Var gül dalında bülbül zar senin olsun..
Vir bana mahbubunla meydan haberi zahida
Sen dilersin,huri’i cennet kar senin olsun senin..
Ben Takıldım Yarın Halka’i Zülfüne Bahşeyleyin
İşte hali kaldı mansur dar senin olsun senin
Mürgu dil peygu gibi viranede tuttu vatan
Rahatı vahdatte bu şer senin olsun senin..
Kişveri dilde kanaat kendini buldum yeter
Ru’yeti dünya olan diyar senin olsun senin.
Giy mlamet hilatin numusu arı eyle terk
Derdiment şemi geda ar senin olsun senin.
***
Bu Divan’da Âşık Şemi diyor ki. Ey hasetçi, laf dinlemez kendini beğenmişler... Ben evlendim. Beğenip istediğimi aldım. Artık Baykuş gibi yuvama çekildim. Fitne fesat halinizle DÜNYA sizin olsun… Ben bu dünyadaki saadet ve matlubumun hazinesine kavuştum... Sizin olsun sizin o başka Dünyalarınınız. Diyor ŞEMİ hazretleri...
Âşık Şemi hayatındaki bu gelişmelerden sonra gitgide ihtiyarlamakta olan babasına yardımcı olmak üzere babası ile beraber Helvacı dükkânında çalışmaya karar verir. Ve bu helvacılık mesleğine dört elle sarılır. Bağ bahçe işlerini de ihmal etmeden yürütür. Boş zamanlarında da Âşık Dertli’nin Türbe önü civarında işlettiği Âşıklar Kahvesini de ihmal etmez şereflendirir. Aylar yıllar bu şekilde gelir geçer. Çoluk çocuğa kavuşur.
1816 yılı baharında Niğde’nin Bor ilçesinden gelen ÂŞIK ÜLFETİ ile tanışır. Lahuti gür sesi ile söylediği koşma aşıklar meclisinde beğenilir, Fakat ÜLFETİ bu koşmasında kahvedeki Aşıklara sataşmada bulunduğundan Aşık ŞEMİ de oturduğu yerden kalkarak arkadaşlarının isteği üzerine Aşık Ülfeti’ye cevaben şu koşmayı söyler...
K O Ş M A
Coşkun derya gibi dalga atmalı
Sabredelim. Yok zararı gurbetin
La’li cevherlerden alıp satmalı.
Her gün durur aşk pazarı gurbetin.
Evvel Yaradandan olmalı imdat
Bülbül olan güle etmez mi feryat
Elbet bir gün olur ederler azad
Bin yaşasın ol hünkârı gursetin
Bu aşk ki benim boynumdan aşdı
Hasretlikle didem al kanlar saçdı
Evladım göndermiş geldi ulaşdı
Ülfetiye bu yadigarı gurbetin...
***
Bunun üzerine misafir âşık Ülfeti uslubuna ve sazına yumuşak bir düzen vererek Âşık Şemi’ye şu koşması ile cevap verir. Devam edecek