Prof. Dr. Ali Akpınar
Aşura yalnızca çorba içmek değildir!
Aşura gününü hatırlamaktaki temel maksat, Nuh Aleyhisselamın tarihi gününü yaşamak ve yaşatmaktır. Yoksa bugün, Amerika’daki Hıristiyanlar da Nuh peygamberin hatırasını yaşatmak için Nuh puding adı altında Aşura gününde birbirlerine tatlı ikram ediyorlar.
Peki nedir, Nuh aleyhisselamın bu günle bize sürekli hatırlattığı evrensel mesajı? Esaj son derece nettir: Tevhid mücadelesinin hakkını vermek gerekir. Bunun için gece gündüz durmadan dinlenmeden koşturmak lazımdır. Tıpkı Nuh Nebinin yaptığı gibi. O kavmini gece çağırmış gündüz çağırmış, gizli çağırmış aleni çağırmış, toplu çağırmış, tek tek çağırmış! Ama onlar ona inanmadılar ve tam tersine ona baş kaldırdılar ve Nuh peygamberin helâk duasını hak ettiler. Sonuçta Rabbimiz, yoluna baş koyan Nuh’u müşriklere bırakmadı, yardımsız da bırakmadı. Sonunda güzel sonuç müttakîlerin oldu, helâk ise inkarcıların!
Bu evrensel mesajı hatırlamak için şu ayetleri okuyuverelim:
Nuh dedi ki: Rabbim! Doğrusu ben, milletimi gece gündüz çağırdım. Fakat benim çağırmam, sadece benden uzaklıklarını artırdı. (71/5-6)
Sonra, doğrusu ben onları açıkça çağırdım. Sonra onlara açıktan açığa, gizliden gizliye de söyledim. (71/8-9)
Nuh: «Rabbim! Doğrusu bunlar bana bas kaldırdılar ve malı, çocuğu kendisine sadece zarar getiren kimseye uydular; birbirinden büyük düzenler kurdular» dedi. (71/21-22)
O da, Ben yenildim, bana yardım et, diye Rabbine yalvarmıştı. (54/10)
Nuh dedi ki: Rabbim! Yeryüzünde hiçbir inkarcı bırakma. Doğrusu Sen onları bırakırsan kullarını saptırırlar; sadece ahlaksız ve çok inkarcıdan başkasını doğurup yetiştirmezler. (71/26-27)
Muharrem ayı, içerisinde savaşa izin verilmeyen ve bizleri barışa hazırlayan haram aylardan biridir. O halde bizleri barışa hazırlayan haram ay Muharremi doğru okumalıyız. Kendimizle, Rabbimizle ve Müslüman kardeşlerimizle ne kadar barışık olduğumuzu test etmeli; dünya barışına katkı için neler yaptığımızı gözden geçirmeliyiz.
On Muharrem Aşûra günü, İslam tarihindeki Kerbelâ olayının yaşandığı, ümmetin üzerine bela bulutlarının en kesifinin çöktüğü gündür. Ne hazin ki, Hz. Peygamberin ümmetinden olduğunu söyleyenler, dünyevî makam mevki hırsı ile cennetin güllerinden diye tanıttığı torununun kanına girmekten çekinmediler. Onun için Âşûre gününü idrak ederken Kerbela olayını yad etmek, tahlil edip ibretle okumak gerekir.
Bu vesile ile şu gerçek de iyi bilinmelidir ki, Ehl-i Beyti sevmek, onlara benzemek, onları izlemektir.
İşte Âşûra tüm bunları hatırlamaktır, yalnızca çorba içmek değildir. Âşura sünnete ittiba ederek Muharrem orucunu tutmaktır.
Tüm bunlara vesile olursa Aşure çorbası anlamlı olur! Mübarek olsun, hayır ve bereketler getirsin efendim!